DOSYA
Peru’da kırsal bölgelerde eşitsizlik derinleşiyor, yolsuzluk milyarlarca doları zenginlerin cebine akıtırken, kadınlar olanaksızlıklar yüzünden ölüyor!
Şili’de tabana dayalı sistematik kadın çalıșması farklı politik, toplumsal, kültürel alanlardan binlerce kadını, cinsel şiddeti görünür hale getirmek ve durdurmak talebinde buluşturdu.
‘Ülkede, en gerici sağın güçlendiği, işçi sınıfına karşı baskısının arttığı bir süreç yaşıyoruz. Bu, kadınları doğrudan etkiliyor. Ama bu koşullar altında onlarca yasanın değişmesini sağladık.’
Correacılığın vaazları ve uygulamaları eşitsizliği gidermek bir yana daha da derinleştirdi. Ekvadorlu kadınlar ‘neoliberal sosyal demokrasinin’ kadınlara faturasını kendi deneyimleriyle anlatıyor.
Şiddetli iç savaşın en etkileneni olan kadınlar, barış sürecinde de en aktif katılımcılardı. Siyasi katılım, ekonomik haklar, şiddet, toprak sorunları hala ciddi sorunlar olarak kadınların gündeminde.
Ülkenin insanlıkdışı çalışma koşullarının ayyuka çıktığı bölgelerinde kadın cinayetleri de korkunç boyutta. Cezasızlık, sorunu derinleştiriyor. Kadın göçmenler şiddet ve yoksulluk tehdidiyle yalnız!
Porto Riko’da kadınlar uzun yıllardır süren kemer sıkma politikalarıyla bağımlı hale getirildi. Dini ve neoliberal söylemlerle bedensel ve medeni haklar tehdit altına sokuldu. Ama mücadele büyüyor!
El Salvador, suç örgütlerinin kadın ve kız çocuklarını cinsel sömürü için hedef alması nedeniyle göçün en çok yaşandığı ülkeler arasında. Kürtaj, 30 yıl hapis cezasıyla karşılanıyor
Yasalar kadın mücadelesini suç sayıyor, kürtaja yüksek cezalar getiriyor, kadına yönelik şiddet cezalarını indiriyor. Burası, devlet başkanının- hükümet üyelerinin cinsel saldırı suçlusu olduğu ülke!
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüleri Aslı Elif Sakallı ve Avukat Perihan Meşeli sığınmaevlerinin şiddette karşı mücadele de işlevli olabilmesi için nasıl olması gerektiğini anlattı.
Kadınları koca dayağına razı eden, eve döndürmeyi hedefleyen ataerkil bakış, siyasal iktidar ve bürokrasi tarafından itinayla ŞÖNİM’lerde de uygulanıyor. Sığınmaevlerinde kalmış kadınlar anlatıyor.
‘Taşerona yasa çıkaracağız’ dediler KHK çıkardılar. ‘Kimse dışarıda kalmayacak’ dediler çoğunluğu kapsam dışı bıraktılar. ‘Koşul olmayacak’ dediler 7 koşul koydular. ‘Kadro’ dediler kuşa çevirdiler
Ekim Devriminin 100. yılında, üretimden eğitime, sağlıktan aile yaşamına kadar birçok alanda, sosyalizmle birlikte kadınların yaşamındaki gelişmeler eşitliği nasıl sağladı?
Kapitalist ülkelerde ‘özel mesele’, ‘aile içi mesele’ adıyla kadını erkeğin egoist ve despotik çıkarlarına teslim eden pratiklerin çoğunluğu, başından beri Sovyet Ceza Yasası kapsamına alınmıştı.
Emeği, özverisi, çalışkanlığı ve militanlığı hayranlık uyandıracak devrimin kadın karakterlerinden Krupskaya, Kollontay, Armand ve Ulyanovlar ailesinin kadınlarının yaşam öykülerini anlatıyoruz.
Ekim Devrimi sadece Rus kadınlarına değil Doğu kadınlarına da eşitlik getirdi. Çürümüş düzenin en çukur noktasında, peçe ardına mahkum edilmiş Doğu kadınlarının kurtuluşu için az mücadele verilmedi.
Sovyetlerde kadınların durumu, kadınların devlet idaresine, kamusal, ekonomik ve kültürel hayata aktif katılımları hakkında çok yönlü bir fikir edinmek için Kızıl Ekim Fabrikasını ziyaret edelim mi?
Ne yani çalışma yaşamı insan hayatı merkezli inşa edilemez mi? Burada kadın ve çocuklar ayrıca gözetilemez mi? Sovyetlerin işçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarında bunun örneklerini görmek mümkün.
Leningrad’da Rusya’nın en eski çikolata fabrikalarından biri: Krupskaya Şekerlemeleri. Bize çikolata kadar tatlı gelen, ama yaşamı boyunca kapitalizmin başına bela olan Nadya Krupskaya’dan alır adını.
Sovyetlerde eğitim ve sağlık nasıl parasız bir kamu hizmeti haline geldi? Bu değişimler kadınların yaşamını nasıl etkiledi? 100 yıl önce getirilen çözümler bugüne hala ışık tutuyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.