BELLEK
Tirol'deki kadın hareketinin kurucularından Maria Ducia (Peychär) 25 Nisan 1875'te Innsbruck'ta doğdu; 15 Mayıs 1959'da aynı şehirde hayatını kaybetti.
Bulunduğu her yerde mücadeleyi örgütleyen, çalıştığı sendikada kadın haklarını koruyan, ırkçılığa, silahlanmaya, savaşa karşı hep ön safta yer alan bir kadın.
Kadınlık, annelik, aile… Hep mi böyleydi? Anneler gününe özel bir sorumuz olsun bu soru. Cevabını da tarihe bakarak, bilime dayanarak, mitleri yıkarak verelim…
Yüzyıllardır artık içinde olmak istemediği bir durumdan kurtulmaya çalışan kadınlara ödetilen bir bedel var. Osmanlı Devleti’nde boşanmanın tarihine biraz bakalım…
Alman yazar Luise Rinser, 30 Nisan 1911'de doğdu, 18 Mart 2002'de öldü.
Nazi faşizmine karşı mücadele eden Erika von Brockdorff ‘Hayatımı hep severek yaptığım gibi bir kahkaha ile bitirmek istiyorum’ dedi ve gülerek çıktığı idam sehpasında ölüme gönderildi.
Tarihçilerin 19. yüzyılın en büyük İngiliz bestecilerinden biri olarak kabul ettiği yazar, besteci ve kadın hakları savunucusu Dame Ethel Mary Smyth 23 Nisan 1858'de doğdu, 8 Mayıs 1944'te öldü.
Fransa’da gerek siyasal yaşamda gerek roman, oyun, deneme, anı, edebiyat eleştirisi gibi çeşitli türlerdeki yapıtlarıyla edebiyat yaşamında etkili olmuştur.
Güney Afrika’da doğan ancak Botsvana’nın en önemli yazarı olarak kabul edilen Bessie Amelia Emery Head, yıllarca sürgün hayatı yaşadı, yoksulluk çekti. Yapıtlarında ırkçılığı ve kadınları konu edindi.
Rosa Luxemburg’un arkadaşı, sekreteri, kuryesi Mathilde Jacob 8 Mart 1873’te doğdu, 14 Nisan 1943'te Theresienstadt Toplama Kampı'nda öldü.
Fransız Devrimi’nin kadın sembollerinden Anne-Lucile-Philippe Desmoulins, 13 Nisan 1794’te Paris’te giyotinle idam edildi.
Kolombiyalı ünlü yazar Gabrial Garcia Marquez onu şöyle tanımlıyor: Göz kamaştırıcı bir dille, günümüzün edebiyatlarında bulunmayan bir güzellikte ve sağlamlıkta romanlar yazan görünmez kadın…
Yaşam boyu halkının yaşadığı sorunları anlatma gayretinde olan Evrim Alataş, mücadeleyi de yaşamının hiçbir anından eksik etmedi. Hastalandığında bile...
Sistemin cinsiyetçiliğinden nasibi alanlardan biri Emile Kempin-Spyri. Ömrü boyunca avukatlık mesleğini yapabilmek için mücadele etti, mesleğini yapamadan yoksulluk içinde yaşamını yitirdi.
Kadınların oy hakkı için mücadele etti, eğitimler verdi, aydınlatma faaliyetleri yürüttü. Kadın işçilerin hakları ve barış için de mücadele eden Amerikalı gazeteci sendikacı Maud McCreery ile tanışın.
20. yüzyılın en iyi kontraltolarından biri olan klasik müzik sanatçısı Marian Anderson, Amerika’daki ırkçı ön yargılara karşı verilen mücadelenin sembollerinden biriydi.
Güney Afrikalı Kadınlar Federasyonu'nun oluşumunda önemli bir rol oynadığı için vatana ihanetle suçlandı, ömrü aldığı tehditler ve cezalarla geçti. Suikastler onu yine de yıldırmadı.
1945’te Nobel Ödülü’nü kazanan ilk Latin Amerikalı edebiyatçı Gabriela Mistral, eğitim alanında çalışmalar yaptı, kendini ülkesinin sorunlarını çözmeye adadı.
İşçi kadınların mücadelesini büyütmeye çalışan Rose Schneiderman: 'İşçinin ekmeği olmalı, ama onun da gülleri olmalı'
Tarih öğretmeni yazarımız Filiz Gür, bitmek bilmeyen, ardı arkası gelmeyen vergiler aleminde tarihi bir gezintiye çıkıyor ve bakın ne ilginç vergiler buluyor…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.