‘Biz ki doğarken babamızın soyadını alan, evlenince eşimizin soyadını alan bireyleriz. Bizim sadece ismimiz var. Ama biz bütün bunlara karşı savaşacak ve kazanacak dirence sahibiz.’

İktidarın karşısında kadınlar artık kendini özne ve değiştirici güç olarak görecektir. Önümüzdeki 1 Mayıs bu nedenle işçilerin birliği ve mücadelesi için dönüm noktası olacağı çok açıktır.

'Bizim fabrikada kadın erkek eşitliliği yok. Hâlâ işçi kadınların aldığı maaş yan gelir olarak hesaplanıyor ve bunun için erkek işçilerden daha az ücret veriliyor.'

‘Asgari ücretle geçinmeye çalışmanın bu kadar zor olduğu bir dönemde dul ve yetim maaşıyla geçinebilmek ya da bu parayla geçinenleri düşünen yok’

Hep birlikte soralım Milli Eğitimin bütçesi nerelere harcandı! Neredeyse 2 yıl boyunca ne yaptı Milli Eğitim Bakanlığı ve neden yapmadı?

‘Her Kadının Bilmesi Gereken 20 Görgü Kuralı’ diye bir video gördüm. Merak edip açtım, ağzım açık izledim ve birkaç şey yazamadan geçemedim.

Antalya’da yaşayan ve eşi İtalya’da tır şoförü olan Çiğdem: Her görüşmemizde eşim ‘Cenaze arabalarını görmekten psikolojim yerle bir oluyor’ diyor.

“Çok iş, az para ve az işçi üçgeninden asla çıkamıyoruz.”

Öykü bir kısa yol değil en zor ve engebeli yollara çıkıyor. Yoksulluğa, cehalete, varlıklı burjuva sınıfın yaşam tarzına özentiler arasında kaybolmama direncini görüyoruz.

İkilem basit: Sürünerek hayatta kalmak mı, insanca yaşamak mı? İlk seçenek her gün daha fazla yoksulluğa ve giderek açlığa adapte olma kabiliyeti gerektiriyor. İnsan bedeni, insan gibi yaşamak istiyor

İnfluenza okul dönemlerinde, kışlalarda, yurtlarda, yatılı okullarda, kalabalık çalışma ortamlarında hijyen kurallarının bozulduğu ve soğuk etkisiyle vücut direncinin azaldığı kış aylarında pik yapar.

'Val’in hayatı mutfak ve bir sürü ıvır zıvırla dolu küçük yatak odasıyla sınırlı. Patronların yaşam alanlarının ise sadece içinden geçiyor, oraları sadece yarım kapı aralıklarından deneyimliyor.'

İranlı yönetmen ve senarist Ali Abbasi’nin Kutsal Örümcek filmi, ülkenin ikinci büyük şehri Meşhed’de 2000-2001 arasında 16 hayat kadının öldürüldüğü bir dizi cinayeti konu alıyor.

Sağlık emekçileri 2022 yılı bütçe planı ve emekçiyi bekleyen yeni vergi yüklerini, imzalanan TİS’i tartışırken, sendikaların ücret zammı kadar maaşlardan kesilen vergileri de gündem etmesini söylüyor.

‘Koroda 25 kadınız. Kimimiz anne, kimimiz abla, kimimiz hemşire, kimimiz öğretmen, kimimiz eş, kimimiz öğrenci… Ama hepimiz bireyiz, kadınız. Ve birlikte birbirimizin her şeyiyiz, birlikte her şeyiz.’

Hayatı boyunca sendikalı bir işyerinde çalışabilmek için mücadele eden ve şimdi Türk Metal’in örgütlü olduğu bir fabrikada çalışan bir kadın işçi toplu sözleşme dönemini anlatıyor.

2022 yılını ardımızda bırakırken genç kadınlar koskoca bir seneyi nasıl geçirdi? Zorluklar ve olumsuzluklar bir yana kadınlar yine dayanışma ile güçlendi.

İktidarın kutuplaştırma siyaseti ve kadınlara yaptığı vurgu artarken televizyon dizilerindeki kadın karakterler değişime uğruyor. Karakterler gün be gün iktidarın söylemine daha da yakınlaşıyor.

Biz ‘Bu zamlarla yaşanmaz, yapılan zamlar geri alınsın’ dedikçe imkânsız diyorlar. Onlar da biliyorlar ki tüm bu taleplerin gerçekleşmesi mümkün ve hatta zorunlu.

Sağlık emekçileri mutsuz ve tükenmiş durumda. Bıçak eti de geçti kemikte. Güzel günler için mücadeleye devam etmemiz ve umudumuzu kaybetmememiz gerektiğini düşünüyorum.

Editörden