Biz her nerede isek 1 Mayıs orada
Fiziki mesafe gereği meydanlarda olamasak da, iş yerlerimizden, evlerimizden, balkonlarımızdan, sosyal medyadan, her nerede isek oradan haykıracağız daha güzel ve yaşanabilir dünya talebimizi.

2020 yılının 1 Mayıs’ını daha öncekilerden farklı bir şekilde, yani herkesin bildiği üzere salgın koşullarında ve her nerede isek orada geçireceğiz. Elbette bu dönemde iş yerlerinde işçiler çalışmaya devam ediyor, zorunlu iş yerleri de valiliklerden kaymakamlıklardan aldıkları izin üzerine kâr hırslarıyla işçilerin canını hiçe sayarak üretim yapıyorlar. Bazılarımız evde, bazılarımız işini kaybetti bu süreçte. Kadınların ev içi yüklerinin arttığını dernek üyemiz kadınlardan da dinliyoruz. Kadınlar ekonomik krizden kaynaklı her şeyin ucuzunu bulmaya çalışırken, bir yandan da evde çocuğunun öğretmeni olmaya mahkum bırakıldı. Tabii bu süreç bir de kadına yönelik şiddeti artırırken, yetkililer önlem almamakta ısrarcı.  

Krizin faturasının halka kesildiği, emekçilerin acımasızca işten atıldığı, küçük esnafın kepenk kapatmak zorunda kaldığı, çalışanların ise salgına karşı yeterli tedbirlerin alınmadığı, ev içi şiddet ve kadın cinayetlerinin had safhada arttığı koşullardan bahsediyoruz. Ayrım gözetmeksizin tüm halkın sağlık ve güvenliğini sağlaması gerekenler, halkı kendi sorunlarıyla baş başa bırakıp sermayedarlara hizmet ederken vatandaşa da “Evde kal” çağrıları yapmakla yetinmektedir. Halkı kendi sorunlarıyla baş başa bırakırken diğer yandan da, başlatılan yardım kampanyalarını engellemekten de geri kalmamışlardır. Çok sancılı bir süreç geçirileceği aşikâr diyebiliriz. Çocuğuna 2 öğün yemeği bile bulamaz duruma geldi aileler. Öfkenin, çelişkilerin arttığı bir dönemdeyiz. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, bundan çıkış yolları mevcut. Hükümet açıklamış olduğu paketlerle nasıl ki sermayenin, zenginin, patronun yanında olduğunu açıkça gösterdiyse biz de halk olarak emekçiler, işçiler, kadınlar olarak yan yana durmak zorundayız. Onların karşısında güçlü, birlikte, mücadele ile saf tutmazsak hiçbir hak elde edemeyiz. Şimdiye kadar olduğu gibi asla ve asla umudu kaybetmeden, bu seferlik fiziki mesafe kuralları gereği alanlarda el ele olamasak da, her nerede olursak olalım, yürek yüreğe 1 Mayıs’ı sevgi ve dayanışma ile geçireceğimizden kuşkumuz yok.

HER NEREDEYSEK ORADAN HAYKIRACAĞIZ YAŞANABİLİR DÜNYA TALEBİMİZİ
Geçtiğimiz dönemde bitmek bilmeyen ekonomik krizden dolayı patronlar yerine işçi ve emekçilerden fedakarlık beklenirken bir yandan da hak gasplarına devam edilmiştir. Birçok işçinin yasal hakkı olan sendika üyeliği gerekçe gösterilerek işine son verilmiştir. Kadın işçiler her zaman olduğu gibi işten çıkarmalarda hep topun ağzında oldukları için, ilk kapı önüne konulanlar olmuştur. Diğer yandan canını kurtarmak için savaştan kaçıp gelen mültecilerin yaşam şartları içler acısı durumdadır. Mağduriyetlerini fırsat bilen işverenler tarafından mülteciler, en kötü şartlarda ve düşük ücretle çalıştırılarak kötü yaşam koşullarına mecbur bırakılmışlardır. Bu ortama dayanamayarak baskı ve ötekileştirilmekten kurtulmak için birçoğu Avrupa ülkelerine geçebilmek uğruna sulara gömülerek hayatlarını kaybetmiştir. Son infaz yasasında ise aydınlar, gazeteciler, düşünce suçluları göz ardı edilmiş, ne kadar katil, istismar faili, hırsız varsa salıverilmiştir. Salgın dolayısıyla dışarı çıkamayan, sığınmaevlerine yerleşemeyen kadınlar, şiddet karşısında daha da zor durumda bırakılmıştır. Gıda, tekstil, kuaför, kozmetik, sağlık, temizlik vb. işlerde yoğunluklu olarak çalışan kadınlar bir anda işsiz kaldıkları için ekonomik olarak en çok zorlanan da dolayısı ile kadınlar olmuştur. 

‘KADIN KADININ YURDUDUR’ DEYİP...
Bu süreçte Saymakla bitmeyen birçok zorlu koşullarda derneğimizdeki kadınlarla biz de “Kadın kadının yurdudur” başlığı altında bir dayanışma ağı başlattık. Ekonomik durumu elveren kadınlarımız daha ilk günden destek vermeye başladılar. Hiçbir geliri kalmamış acil ihtiyaç sahibi ailelere erzak ulaştırma çabası içerisindeyiz. Bu dayanışma ağının yanı sıra yaklaşmakta olan 1 Mayıs için kadınların taleplerini aşağıdaki başlıklar altında belirtiyoruz:

* Zorunlu olmayan üretim durdurulsun,

* İşçiler ücretli izine çıkarılsın,

* İşten atmalar yasaklansın,

* Esnek ve güvencesiz çalışmaya son verilsin,

* Eşit işe eşit ücret verilsin,

* Şiddete maruz kalan kadınlar için acil ve yeni sığınmaevleri açılsın,

* Aydın, gazeteci ve düşünce suçlusu tutuklular serbest bırakılsın,

* İnfaz yasasından sonra salıverilen kadın katilleri, istismar failleri cezaevine gönderilsin,

* Kadınların nafaka hakkına sınırlama getirilmesi değil, ödemelerin düzenli yapılması için adım atılsın,

* Kadının boşanmada yaşadıkları zorluklar ve öldürülme tehditleri ortadan kaldırılsın,

* Sağlık çalışanlarının yüksek güvenlikli ortamda çalışmaları sağlansın,

* İstismara maruz kalan çocukları daha da mağdur edecek af yasaları, istismar failleri ile evlendirme yasaları gündemden tamamen çekilsin,

* Çocuk yaşta evlilikler tamamen yasaklansın.

* Çocukların aynı şartlarda okula gidip çalıştırılmak zorunda bırakılmadığı düzenlemeler yapılsın, çocuk işçilik yasaklansın.

Sonuç olarak, taleplerimize sahip çıktığımız ve bu taleplerimiz doğrultusunda mücadeleyi büyüttüğümüz, fiziki mesafe gereği meydanlarda olamasak da, iş yerlerimizden, evlerimizden, balkonlarımızdan, sosyal medyadan, her nerede isek oradan haykıracağız daha güzel ve yaşanabilir dünya talebimizi. Oradan kutlayacağız 1 Mayıs'ı. Yaşasın işçilerin Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü. Yaşasın kadın dayanışması.


İlgili haberler
Bulunduğumuz her yeri 1 Mayıs alanına çevirelim

New York tekstil işçilerinin grevinden bugüne kadın işçi hareketinin tarihsel deneyimlerine bakarak...

Tarım işçisi kadın: ‘Korkuyoruz ama, aç kalmasın ç...

Kovid-19 salgını sonrası mevsimlik olarak çalıştıkları tarlalara gidemeyen tarım işçileri, yoklukla...

Kadın gazeteci: Ofise metrobüsle gidip gelmek zoru...

Salgın sürecinde evden çalışamayan bir gazeteci anlatıyor: “Sosyal mesafeyi koru, zaten metrobüse bi...