Kamu emekçilerinin 2020-21 yıllarını kapsayacak toplusözleşme süreci ağustosta başlıyor. Kamu emekçileri bu süreci başta yoksulluk ve güvencesizlik olmak üzere ağırlaşmış sorunlarla karşılamakta.
Uzun yıllara yayılan kamu hizmetlerinin piyasaya açılması politikalarının sonucu olarak, kamu emekçilerinin haklarında da geriye gidişler yaşandı. Kamu hizmetleri herkesin parası kadar yararlanabildiği, ticari bir faaliyet haline getirilirken, hizmet veren emekçilerin istihdam biçimlerinin ve çalışma ilişkilerinin aynı kalması da elbette mümkün olmayacaktı.
Bu nedenle kamuda dönüşüm ve buna bağlı olarak güvencesiz çalışma, özellikle 2000’li yıllardan sonra kamu emekçilerinin gündeminde yer alan temel sorun oldu. Kamu emekçileri, dönüşüm hikayesinin üzerine eklenen 15 Temmuz darbe hukuku, OHAL KHK’ları ve sözleşmeli personel uygulamasıyla iş güvencesinin fiilen ortadan kaldırılması, kamuda partizanlığın, baskıların artması, liyakatın rafa kaldırılarak hükümet memurluğunun yaratılması, işyerlerinde dayanışmanın yerine performansa dayalı rekabetin geçirilmesi, sendikal bölünmüşlük ve kutuplaşmanın artması gibi daha sayabileceğimiz bir çok sorunla karşı karşıya kaldı. Bunlarla birlikte bugün zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemiyle, sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı da gasp edilmek isteniyor.
GÜVENCESİZLİĞİN KADINA FATURASI DAHA AĞIR
Kamu emekçilerinin bütününü etkileyen esnek, performansa dayalı ve güvencesiz çalışma biçimlerinin kadınlar üzerinde yarattığı etki cinsiyet eşitsizliği nedeniyle çok daha ağır. Siyasi iktidar, “iş ve aile yaşamını uyumlulaştırma” adı altında uygulanan politikalar doğrultusunda, kamuda esnek çalışmayı kamu emekçisi kadınlar üzerinden tarif ediyor, hatta müjdeliyor. Oysa esnek çalışma, kamu emekçisi kadınlar için, yoksullaşmanın ve ekonomik bağımlılığın artması, emeklilik yaşı yükselirken maaşın düşmesi, bitmeyen işlerin mesai sonrasında evde devam ettirilmesi, mesleki ve kariyerde ilerleme olanaklarının daha sınırlı hale gelmesi, ev ve bakım sorumluluklarının artması gibi sonuçlar doğuracaktır.BES’TEN TİS ÇALIŞMASI
İşte toplu sözleşme süreci, bütün bu sorunların işyerlerinde tartışılması ve taleplerin oluşturulması için olanak yaratıyor. Büro Emekçileri Sendikası (BES) olarak, başta Adliye, Sosyal Güvenlik, Maliye, Nüfus, İşkur olmak üzere işkolumuzdaki kurumlarda kadın emekçilerin yaşadıkları sorunları ve taleplerini belirlemek için TİS’e yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmaların gösterdikleri üzerinden büro emekçisi kadınların taleplerini şöyle sıralayabiliriz:- İş ve aile yaşamını uyumlaştırma adına, ev ve bakım yükümlülüklerini kadına yükleyen bir anlayışla, kadınlar için kurgulanan esnek (yarı, uzaktan, tele vb) zamanlı çalışma biçimlerinden vazgeçilmesi, güvenceli ve tam zamanlı çalışmanın esas alınması
- Bakım (çocuk, yaşlı, hasta) işlerini parasız, anadilinde, 24 saat açık, nitelikli ve denetimli hizmet verecek kurumların açılması, bir ebeveyn hakkı olarak her işyerinde kreş bulunması
- Doğum öncesi ve sonrasında kadının, ihtiyacına göre kullanabileceği en az 24 ay ücretli doğum (analık) izni verilmesi. Analık izni bitiminden çocuğun ilköğretim yaşına kadar anneye ve babaya ayrı ayrı ücretli ve devredilemez en az 1 yıllık ebeveyn izni hakkı verilmesi
- Süt izinlerinin kullanımının önündeki her türlü yasal ve fiili engelin kaldırılması; süt izni kullanan kadınların hiçbir hak kaybına uğratılmaması
- Kadınların işyerlerinde maruz kaldığı cinsiyete dayalı ayrımcılık, taciz ve mobbingi önleyici, açığa çıkmasını kolaylaştırıcı, caydırıcı ve koruyucu politikalar ve mekanizmalar oluşturulması
- Tüm kamu emekçilerine, yılda en az bir defa olmak üzere “cinsiyet eşitliği” eğitiminin zorunlu hale getirilmesi
- İşyerinde hiçbir kadro, unvan ve kademede cinsiyetçilik yapılmaması,
- Süt izni hakkını gasp eden 657 saylı DMK’nin 104 maddesine eklenen analık izni sonrası anneye doğumlarda 2, 4 ve 6 aylık kademeli olarak ve aynı kanunun ek 43. maddesinde düzenlenen çocuğun ilk öğretim yaşına kadar anne ve babaya esnek/yarı zamanlı çalışma seçeneği sunan düzenlemelerin iptal edilmesi
- Her türlü atama ve terfide kadın sayısının erkek sayısından az olmamasının sağlanması
- Kamuda üst düzey yöneticilerin yüzde 90’dan fazlası erkeklerden oluşuyor. Bu uçurumun giderilmesi, kadınların yönetim ve karar mekanizmalarında temsiliyetinin sağlanması için eşit temsiliyet ilkesinin temel alınması, bunun hayata geçirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması
- Boşanan, mobbinge, şiddete, tacize, tecavüze uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değiştirme taleplerinin, beyanları esas alınarak, herhangi bir belgeye gerek kalmaksızın ve bekletilmeden yerine getirilmesi
- Hamileliği tespit edildiği andan itibaren, süt izinlerinin bitimine dek kadınlara nöbet, saha, arazi vb görevler verilmemesi; hiçbir fazla çalışmanın dayatılmaması...
TUZAKLAR ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYLE BOZULACAK
Esnek çalışmaya karşı yaptığımız toplantıda, büro emekçisi bir kadın arkadaşımız durumu, “Aleyhimize olan düzenlemeleri fare kapanına konulan peynir misali sunuyorlar. Peynir hoş görünüyor ama sonuçta kapana sıkıştırılıyoruz” diye anlatmıştı.Gerçekten de esnek çalışma, güvencesiz istihdam ve performans değerlendirme uygulamaları, emekçileri sermayeyle uzlaşmaya ve itaate iten, örgütlü mücadeleden yoksun bırakan uygulamalar olarak dikkat çekiyor. Üstüne, siyasi iktidarın kadınlara yönelik ayrımcı söylemleriyle birlikte, işyerlerinde mobbing, taciz ve ayrımcılığın arttığını görüyoruz. Ancak kamu emekçisi kadınlar, kurulan tüm bu kapanları, örgütlü mücadeleyle mutlaka yok edeceklerdir.
İlgili haberler
‘2019’u kadınlar sırtlayacak’ öngörüsü doğru çıktı...
2019’da kendini gösteren toplumsal itirazı kadınlar sırtlandı! Ama Erdoğan’ın beklentisi yerine gelm...
Güzeltepeli kadınlar mahallede kreş istiyor
Eyüp Güzeltepe’de yaşayan kadınlar, mahallede hiç kreş olmamasından şikayetçi. Kadınlar çocuklarını...
Sağlık emekçisi kadınlar ücretsiz kreş hakkı, ücre...
Biz 24 saat hizmet verirken, hastane kreşi neden 24 saat hizmet vermiyor?.. Çalıştığımız hastaneler...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.