Fabrikadan fabrikaya, komşudan komşuya: Tek adam gidecek, biz kazanacağız
İstanbul’da işçi ve emekçilerin yoğun yaşadığı Esenyurt’ta kadınların seçim tartışmaları sürüyor. Kadınlar tek adamı göndermeye kararlı ama “Ya gitmezse?” diye de kaygılılar.

İstanbul’un Esenyurt ilçesi işçi ve emekçilerin yoğun yaşadığı, farklı ülkelerden gömenlerin yerleştiği ilçelerden biri. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan yüzde 47,6 oy alarak yüzde 31,3 oranında oy alan Muharrem İnce’yi geride bırakmıştı. Cumhurbaşkanı seçimlerinden geçen 5 yılın ardından Esenyurt’ta bugünkü seçmen tablosu aynı değil.

KADINLAR HEM UMUTLU HEM KAYGILI

Esenyurt’ta kadınlar ile seçimlere dair çeşitli buluşmalar yapıyoruz. Buluştuğumuz kadınların birçoğunun kararı net. Erdoğan iktidarını seçimin ilk turunda noktalamaya kararlı olan kadınların sayısı az değil: “Bu seçim çok kritik. Bu seçimde herkes yaşlı genç demeden ne yapabilirse yapmalı, 21 senelik bu sistemden acilen kurtulmamız lazım.”

İstanbul’un 3. bölgesinde kadınlar açısından seçime dair heyecan oldukça yüksek. Ama aynı zamanda bir kaygı da söz konusu. Ağırlıklı olarak metal, tekstil, gıda gibi çeşitli iş kollarında çalışan işçi kadınlarla beraber yaptığımız toplantılarda iki eğilim öne çıkıyor. Birincisi “tek adamı ne yapıp edip göndereceğiz” kararlılığı, ikincisi ise “Peki ya gitmezse?” kaygısıyla az biraz harmanlanan umutsuzluk.

‘BİZ DAHA GÜÇLÜYÜZ’

Metal fabrikasında çalışan bir işçi kadının evinde buluşuyoruz. Kadınlar kendi çevrelerinden gördüklerini aktarıyorlar. AKP’nin güç kaybettiğini fakat tüm mafya çete ilişkilerini kullanarak AKP’nin seçimi almasından korktuklarını ifade ediyorlar. Ancak tam da bu kaygıyı tartışırken “Ama biz daha güçlüyüz” eğilimi de tartışılıyor. Halkın gücünün mafya çete ilişkilerine pabuç bırakmayacağı hemen atıveriyor o kaygıyı kafalardan.

Millet İttifakı tartışılıyor: Kılıçdaroğlu’nu seven ve ona oy verecek kadın sayısı azımsanmayacak derecede çok. Artan yoksulluktan, zorbalıktan, sömürüden, baskıdan ve şiddetten artık kadınlar bıkmış ve bir değişim istiyorlar. Millet İttifakına dair en yaygın tartışma, ittifakın bileşenleri. İttifakın bileşenlerinin geçmişte AKP ile yaptığı iş birliği, memleketin bu noktaya gelmesinde paylarının olmasından kaynaklı güvenemediklerini anlatıyor kadınlar. Toplantımıza katılan Emek Partisinin Yeşil Sol Parti listelerinden İstanbul 3. bölge Milletvekili Adayı Levent Gökçek’in “Biz kimseyi kurtarmayacağız, hepimiz birlikte mücadeleyle kurtulacağız” cümlesini kadınlar sahipleniyor.

‘DİN VE SİYASET BİRLEŞTİRİLEMEZ’

Bir diğer evin kapısını çalıyoruz. Daha kalabalık. Bu kez daha farklı fikirler de katılıyor aramıza. Ağırlık Millet İttifakını destekleyenler. Sohbet ilk başlarda daha durgun ilerliyor. O gün aramızda bir de başörtülü bir kadın arkadaşımız var o yüzden başta AKP’ye dair tartışmalar biraz temkinli ilerliyor. Başörtülü arkadaşımız Esenyurt’ta çalışan bir Salcomp işçisi. Temkinleri fark ediyor ve başlıyor anlatmaya. AKP’nin ekonomiden eğitime, kadın haklarından sağlığa kadar uyguladığı politikaların yanlış olduğunu ifade eden kadın, AKP’nin dini değerleri siyasetle harmanlayıp bunun üzerinden politikalar üretmesinden çok rahatsız. Ailesinin önceden Milliyetçi Hareket Partisi’ni desteklediğini ancak MHP’nin AKP ile kurduğu ittifaktan sonra koptuklarını ve İyi Parti’yi desteklediklerini anlatıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzerinden yapılan Alevi tartışmalarının oldukça yanlış olduğunu ifade eden kadın ilk başlarda Muharrem İnce’yi destekleme kararı aldığını sonrasında oy bölmemek için Kılıçdaroğlu’na oy vermek istediğini anlatıyor: “Alevi olmasından bağımsız CHP’nin önceki tutumu beni endişelendiriyor. Değiştiklerini söylüyorlar ama ben başörtülü bir kadın olarak rahatça yaşayabilecek miyim endişeliydim. Ama şimdi aştığımı düşünüyorum. Bu koşullarda oy bölmek istemem.”

‘BİZİ BÖLEREK SÖMÜRMEK İSTİYORLAR’
Aramızda Ford işçisi kadınlar var. Aleviler. Alevi’siyle Sünni’siyle bu topraklarda yaşayan kadınların nasıl ve neden yan yana durması gerektiğini konuşmaya başlıyorlar bu kez. Kadınların yaşam alanlarının nasıl daraldığını, AKP’nin söylemleri nedeniyle kendi içinde başı açık, kapalı, dindar, dinsiz, Kürt ya da Türk diye ayrımların neden yapılmaması gerektiğini tartışıyorlar. “Bizi bölerek sömürüyorlar. Yan yana durmamız işlerine gelmez. Yan yana gelirsek onları yıkarız çünkü” diyor işçi kadınlardan biri.
AKP KADINLARI KANDIRARAK PROPAGANDA YAPIYOR

Yaşadıkları sitede tarikatların gezip diğer kadınları tehdit ettiğini anlatıyor kadınlar: “Bize diyorlar ki ‘Biz kazanacağız o zaman bakalım siz böyle başı açık çıkabilecek misiniz?’ Evet korkuyoruz ama bu korku ve tedirginlik öfkeye de dönüşüyor bizde.”

Önceden AKP’li olduğunu ifade eden bir kadın son iki yıldır artık AKP’yi desteklemediğini söylüyor. Başakşehir Belediyesi tarafından depremin ardından yapılan psikolojik yardım etkinliğine çağırıldığını anlatan kadın, kimlik bilgilerinin ve isimlerinin etkinlik için alındığını ama etkinliğin psikoloji ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını anlatıyor: “Etkinlik başlar başlamaz AKP propagandası yapılmaya başlandı. AKP’ye üye olma çağrısı yapıldı. Ben hiçbir şekilde sözlü veya yazılı beyanda bulunmamama rağmen e-devlet’ime baktığımda AKP üyesi olarak gözüküyorum. Önceden destekliyordum ama hiç üye olmamıştım. Şimdi hiç desteklemiyorum ve üye gözüküyorum.”

‘SANDIKLARI KORUYACAĞIZ’

Toplantı bitmek üzereyken sandıkların korunması gündemimizde. Herkes bir arkadaşını alıp sandık görevlisi veya müşahit olmak için söz veriyor: “Seçime kadar tek adamı göndermek için uğraşacağız sonrasında mücadelemiz daha eşit bir yaşam için devam edecek.”

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
‘Tenceremizi kim doldurursa oyumuz ona’

Ankara Batıkent’te kimi işinden şikayetçi, kimi ücretinden, kimi işsizlikten. Görünen o ki birçok ki...

Yan yanayken değiştirecek gücümüz var

Tek adam rejiminden kurtulmak ilk hedefimiz. Seçim günü ve sonrasında da birlikteliklerimizi sürdürm...

‘Kazanmanın yolunu 1 Mayıs alanında gördüm’

‘Üreten bizlerin değeri ne zaman anlaşılacak? Hakkımızı ne zaman alacağız? Bence sesimizin daha yüks...