MEKTUP
'Hâlâ kalabalık içinde, birkaç aile bir arada yaşayan; hâlâ sorunu çözülemeyen insanlarımız var bu ülkede. Onlar biziz, biz halkız. Birlik olmazsak, yeniden yıkılırız.'
'Çalıştığım yıllarda hep hayal kurardım. Emekli olunca sinemaya, tiyatroya gideceğim diye. Bırak sinemayı, bir arkadaşla çay içmeye gidemiyoruz.'
'Korkmak hep susmayı yanında taşımıyormuş. Bazen korka korka umuda koşulabiliyormuş. Tüm mecburiyetlere, zorluğa ve sorumluluklara rağmen...'
Balçova ve Narlıdere Ekmek ve Gül'den Özak Tekstil işçileriyle dayanışma: Sizleri mahallemizde, sokağımızda, iş yerlerimizde gururla anlatıyoruz.
'Ben iş yerimden de şehrimden de keyfimden ayrılmamıştım. Onca baskıya, zor çalışma koşullarına rağmen beş yılımı geçirdiğim iş yerinden böyle bir tavır görmek çok ağırdı.'
Tekstil atölyesinden içeri girdiğimde yerdeki kesilmiş kumaş parçaları, iplik parçaları, havayı kaplayan toz daha önce çalışmış olduğum tekstil atölyelerini anımsattı.
'Bazen insanların hayatında yapacağımız küçük bir dokunuş büyük mutluluklara vesile oluyor.'
Kazanacağınıza inancımız tam, gözümüz kulağımız sizde, direnen Özak işçilerine İstanbul'daki kız kardeşlerinden binlerce selam ve dayanışma gönderiyoruz.
‘Evlatları ile tehdit edilen, dayak yiyen kadınlar mahkemede kendini ifade etme fırsatı bulacak sanıyor. Haykıracağım, anlatacağım her şeyi diyor.' Ama gerçeklik bu şekilde işlemiyor.
‘Yıllardır verdiğim yaşam mücadelesinin küçük bir kısmını Ekmek ve Gül dergisinde paylaşmak istiyorum. Belki de birçok kadına umut olur hikayem.’
YTÜ Kadın Çalışmaları Topluluğu'ndan kadınlar eşitsizlikten bunalmış bir çıkış yolu arıyor. 'Başka bir ülkede kurtulur muyuz' sorunun cevabını dünyadaki sağ hareketler veriyor. 'O halde ne yapacağız?'
'Polisi aradığımda kimi ekipler; çocukların babası, barışma çabasında olan bir eş gözüyle bakıyor. Çocukların çırpınışları, benim korkudan hızlanan kalp atışlarım çoğu kez görmezden geliniyor.'
Yağmur Su, annesinin küçük bir kız çocuğu iken 'namus bekçiliğine' nasıl maruz kaldığını esprili bir dille, annesinin ağzından anlatıyor.
‘Yurtta ölmüyorsak bile yemekhanesinde zehirlendiğimiz için hastaneye kaldırılıyoruz. Veya zehirli böcekler tarafında ısırılıyoruz ve vücudumuz beklemediğimiz reaksiyonlar gösteriyor...’
Burda Bebek’te işten atılan 9 kadın işçiden biri olan Dilek yazdı: Burda Bebek’ten Özak’a biz kadın işçiler Türkiye’deki tüm işçi kadınların hakları için sesimizi yükselteceğiz.
Sefalet ücretiyle çalışmak istemedikleri için 156 gün direnen ve kazanan bir Corning işçisi yazdı: ‘Bu grev bize dayanışmanın ne demek olduğunu gösterdi, birbirimize güvenmeyi öğrendik.’
'Kendi adıma; cinsiyetimizden yana içimizde bir burukluk duymadığımız, birlikte umutlu, mutlu ve dayanışma içinde olduğumuz bir yıl diliyorum.'
Engelli kadınlar olarak şiddeti, tacizi, soyutlanmayı, ayrımcılığı sonuna kadar yaşarken sesimize ses olacağını düşündüğümüz yerlerde de kendimize yer bulamıyoruz.
"Biz eğer '... fazla vermezler' gibi tartışmaya devam edersek zaten vermeyecekler. Bizim '…almamız gerekiyor ve bunun için biz kendi iş yerimizde ne yapmalıyız?' sorusunu tartışmamız lazım."
Bilimsel, laik, nitelikli ve parasız bir eğitim talebi ve bunlar için ayrılmış bir bütçe olmadan; adı sınıf anneliği değil de başka bir şey olan çarpık çözümler ortaya çıkar.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.