Öncelikle ülkemizde bir kadın cinayetini failinin cezasız kalması ve Yargıtay'ın canlı canlı yakarak öldürmenin canavarca hislerle olmadığını söylemesinin ve vahşice yakarak öldürmenin bile canavarca his olarak görülmemesinin AKP’nin cezasızlık politikalarının geldiği son nokta olduğunu düşünüyorum. Canavarca his tanımının bu kadar daraltılması bana neyin canavarca his olarak görüldüğünü sorgulattı. Hukuk sistemimizin geldiği son noktada kadın cinayetlerinin faillerinin ceza indirimleriyle ödüllendirildiğini ve caydırıcılığını kaybettiğini; onun yerine cezasızlık politikalarıyla suç işlemenin teşvik edildiğini düşünüyorum. Çoğu suçlunun verilen indirimlerle cezasını çekmemesi ve cezaevinden erkenden çıkarılmasının güvenliğimizi tehdit ettiğini düşünüyorum. Uygulanan bu cezasızlık politikalarının devletin şiddetle mücadelede ne kadar yetersiz kaldığını gösterdiğini ve çoğu suçlunun ya hiç ceza almaması ya da iyi hal, pişmanlık indirimi ve benzeri ceza indirimleriyle normalde alması gereken cezanın çok daha azaltılmış halini almasının, halkın hukuk sistemine olan inancını giderek azalttığını düşünüyorum. Özellikle kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri bağlamında işlenen suçların çoğunlukla cezasız kalması da aslında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de etkisiyle şiddetin normalleştirilmesi ile alakalı. Kadın cinayeti ya da şiddet söz konusu olduğunda genelde kadının suçlanmasının ve cinayetin sebebinin tahrik olduğunun öne sürülmesinin, suçluda değil mağdur olan kadında suç aranmasının da toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren ve kadınların haklarını korumayan iktidarın politikalarının bir sonucu olduğunu düşünüyorum.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ VE 6284’ÜN UYGULANMASINI TALEP ETMELİYİZ

Kadın cinayeti ve şiddeti davalarında ceza indirimi uygulanmaması gerektiğini çünkü iyi hal, pişmanlık, tahrik gibi ceza indirimlerinin suç işlemeyi meşrulaştırdığını düşünüyorum. Ayrıca insanların toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü bu cinsiyetçi bakış açılarının ve toplumsal algıların köklerimize işlediğini ve bunların şiddeti teşvik ettiren yasalarda ve suçluların cezasız bırakılmasında büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. İstanbul Sözleşmesi'nin tekrar yürürlüğe konulmasını ve 6284 sayılı Kanun'un uygulanmasını talep etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül