Çelikaslan Tekstil işçilerinden mektup var: Sonuna kadar direneceğiz!
Çelikaslan Tekstil işçisi kadınlardan mektubunuz var: 'Direnişimizde sonuna kadar haklıyız. Taleplerimiz yerine gelene kadar içeri girmeyeceğiz.'

Biz Çelikaslan Tekstil’de çalışan kadın işçileriz. Ailemiz için, hakkımızı vermedikleri için çıktık yola. 4 gündür soğuk havada çocuklarımızdan uzak direniyoruz.

Başpınar’ın en düşük maaşını biz alıyoruz. İçeride koşullar çok kötü. Haftada 7 gün çalışıyoruz, pazar günü 12 saat zorunlu çalışıyoruz. Pazar işe gelmezsek bize tutanak tutuyorlar. Pazar günü tutanak tutulmaması lazımken tutanak tutuyorlar. Bazı amirler şu şekilde yapıyor, tutanak tutacağı elemanı saat çalıştırıyorlar, gelmeyince tutanak tutuyorlar. Onu da izin verdim deyip, tutanağın üstünü kapatıp imzalatmaya çalışıyorlar. Bunu fark etmeyen elemanlar tutanağa imza atıyor. İzin verip sonra “Gelmezsen devamsız yazarım” diyorlar. İzin hakkım olduğu halde izin vermiyorlar.

Mesela birimizin ikinci yıllık izni doluyor, yine vermiyorlar. Bu şartlar altında çalışmak kolay bir şey değil. Mesela birimizin sırtıağrıdığı için doktora gidiyor, fizik tedavi görüyor. İzin istediğimizde, “Hayır vermem, adamım yok” diyor. “Hastaysan ben de hastayım” diyor. Hasta olduğumuz halde bile izin verilmiyor kesinlikle. Hastaneden fotoğraf istiyorlar, röntgen bile istiyorlar. Gelmezsek tehdit ediliyoruz. Soysal haklarımızı, erzak yardımını kesiyorlar. Gözlerinin önünde eriyip bitsek umurlarında değil. “Biz size yardım ederiz” deyip makinelerimize gönderiyorlar. Baskılarla çalışıyoruz. Hoşlarına gitmeyen işçileri göz önüne alıp bir baskı altına alıyorlar. Psikolojik şiddet de çok uygulanıyor.

Cenazemiz ya da düğünümüz olduğunu söylediğimizde, “Yalan söylüyorsunuz” diyorlar. Bir kadın arkadaşımızın nişan gününde bile izin vermediler. Kızı gün boyu arayıp işe çağırdılar. En sonunda gelmeyince iki günlük yevmiyesini kestiler.

Kadınlara mobbing, baskı uyguluyorlar, bizi güçsüz görüyorlar. Sürekli bir baskı altındayız. Bu baskıları istemiyoruz. Molalarımızı bile bazen kullandırmıyorlar. Mesela erkek işçiler günde 4 tane mola yapıyor ama yoğun zamanda kadın işçilere 2 mola veriyorlar. Mola kartı kullanmak istemiyoruz. Zaten makinenin içinden çıkamıyoruz, molaya gidip başka bir arkadaş yerimize baktığı zaman zaman “Niye gittin? Niye gidiyorsun? Mola kartın var mı? Mola kartın yoksa gitme” diyorlar bize. Makinem ne zaman düzgünse o zaman molaya çıkıyorum. O anda mola kartı olmayınca mola hakkımı kullanamayacak mıyım?

Molayı bir dakika fazla yaptığımız zaman binlerce laf söylüyorlar, binlerce hakaret ediyorlar. İnsana böyle bir muamele olamaz. Mesela vardiyamızı değiştiriyoruz. Amirimizin haberi var. Çavuş “Bana niye söylemedin?” diyor. “Amirime söyledim” diyoruz, “Bana da söyleyeceksin” diyor. Söylemişiz bir kere vardiyamı değiştirmiş. İnsanlık muamelesi değil bu, insanlık dışı muamele. Resmen her türlü tehdit var içeride, her türlü psikolojik şiddet var. Bize “Aileyiz” deyip düşmanları gibi davranıyorlar. Psikolojik şiddet uyguluyorlar resmen.

Yemekler çok kötü. Bir çorba yanına ya makarna ya da patates veriliyor. Patatesler hiçbir zaman pişmiyor. Bir tek cuma günü ya et ya tavuk çıkıyor. Ondan da kaç kere zehirlendik. Tuvaletler çok kirli.

Bu şekilde çalışıyoruz, sadece 25 bin lira veriyorlar. Kiramız sadece 15 bin lira. Aramızda evin tek maaşı olan arkadaşlar var. Mesela bir arkadaşımız yeni boşandı, küçük çocuğu var. Tek başına hem çalışıyor hem çocuğa bakıyor.

İçeride bize insana yaraşır davranmalarını istiyoruz. Hakkımızı istiyoruz. Otuz üç bin lira ücret istiyoruz, bayram ikramiyesi istiyoruz. İki bin lira da devamsızlık primi istiyoruz. İçeride gördüğümüz eziyete göre bu istediğimiz şeyler fazla bir şey değil. Bütün iş yerleri de bunu fazlasıyla veriyor zaten. Molalarımızı yapmak, normal bir şekilde çalışmak ve maaşımızı huzurlu bir şekilde almak istiyoruz. Biz haftanın 7 günü çalışıp diğer iş yerlerinin ana maaşı kadar maaş alıyoruz. Yazık günah değil mi bize? Biz insan değil miyiz? İnsan gibi muamele görmek istiyoruz.

Direnişimizde sonuna kadar haklıyız. Aramıza fitne sokmaya çalışsalar da içeri girmeyeceğiz. Fabrika patronları olan Mehmet Çelikaslan, Ahmet Bey, İrfan Bey bizim bu isteklerimizi yerine getirene kadar birliğimiz ve beraberliğimiz asla ve asla bozulmayacak. Taleplerimiz yerine gelene kadar içeri girmeyeceğiz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Çelikaslan Tekstil işçilerinden mektup var: Sonuna...

Çelikaslan Tekstil işçisi kadınlardan mektubunuz var: 'Direnişimizde sonuna kadar haklıyız. Talepler...

Chinatool işçisi kadınlar: Sendikamızı kendimiz se...

Gebze’de kurulu fabrikada ağırlıkla kadınlar çalışıyor. Patronların istediği sendikaya değil, kendi...

Kadın işçilerin öncülüğünde bir mücadele: Chinatoo...

Yüzde 25 zam dayatmasına karşı greve çıkan Chinatool Otomotiv işçisi kadınlara mikrofon uzattık.