KÜLTÜR SANAT
'Adaletsizliğe karşı olmak için mutlaka bizden biri mi mağdur olması gerekir?'
2024 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen ilk Güney Koreli ve ilk Asyalı kadın yazar olan Han Kang’ı ve onun Türkçe’ye çevrilen kitaplarından ikisini tanıtmak istiyorum.
'Dışa vurum' oyunu Türkiye'de kadın olmanın zorluklarını güçlü ve etkileyici bir şekilde seyirciye aktarıyor. Öyle ki izleyen her kadın oyunda kendinden bir parça buluyor.
Çöl Çiçeği filminden söz ediyorum. Waris Dirie’nin kendi hayat öyküsünü yazdığı aynı isimli kitaptan uyarlanmış 2009 yapımı bir film.
Öykülerin tümünün cinsel yönelimleri ya da cinsiyet rollerini konu aldığını söyleyebileceğimiz bu kitap, çoğumuzun bilmediği, dillendirilmeyen hayatları bambaşka yönleri ile okuru yüzleştiriyor.
Filmlerinde Gürcistan'da LGBTİ'ler üzerindeki baskıyı anlatan Levan Akın'ın Geçiş filminin ise son çıkan aile yasasından sonra Gücistan'da vizyona girip girmeyeceği ise belirsiz...
Nar Sanat Derneği, geçtiğimiz günlerde “Savaşa ve Eşitsizliğe Karşı Kadınlar ‘BASKI’ Yapıyor!” şiarıyla linol baskı atölyesi düzenledi. Atölyeye katılan kadınlara mikrofon uzattık.
Şeyha (Sheikhat) kültürüyle tanışmama vesile olan Touda’yı Herkes Seviyor filminden bahsedeceğim...
Bir tek biz biliriz birbirimizi; satıra dökülmeyenleri, biz görürüz içe akan gözyaşlarını. Serpil Ünal’ın öykü kitabı yanı başımızdan, kadınların söylenemeyen, kaleme dökülemeyen serzenişleri...
İranlı tiyatro yönetmeni Masoud Nourmohammadian’ın yönetmenliğini üstlendiği, Adalet Ağaoğlu'nun kaleme aldığı Çıkış adlı oyun Esenyurt'ta Ekmek ve Gül tiyatro topluluğu tarafından sahnelendi.
Filmin senaryosu, klasik ilişki periyotlarından aşina olduğumuz bir senaryo. Fakat filmin sondaki çözümlemeleri, seyirciye yansıtmak istediği mesaj net bir şekilde veriliyor.
‘Yıllar geçer, teknoloji gelişir, evler büyür küçülür, kadınlar işe girer çıkar, çocuklar büyür torunlar gelir ama akıllarda hep aynı soru döner durur...’
'Kadın ne kadar sınırlandırılırsa ruhundaki güzellikleri, acıları, sevinçleri, aşkı, öfkeyi nağmelere dökerek kendini ifade eder.'
'Agâh Bey, zihne kazınan repliklerinden birinde 65. doğum gününde yine imkansız bir dilek tuttuğunu söyler. Dileği, iyi bir insan* olmaktır. Peki biz nasıl iyi bir insan olacağız?'
Ağır çalışma koşulları altında mesleklerini ve gündelik yaşamlarını devam ettirmeye çalışan sağlık emekçileri, asistan doktorlardan birinin intiharının ardından gidişata “dur” demeye karar veriyorlar.
İstanbul, bu yıl altıncısı düzenlenen 'Directed By Women Türkiye' festivali kapsamında 13-14-15 Eylül tarihlerinde çeşitli ülkelerden kadın yönetmenlerin kısa filmlerine ev sahipliği yapacak.
'Çaresiz, köşeye sıkışmış mı hissediyorsunuz? O zaman ilk fırsatta okumalısınız bu eseri. Bu, gerçek özgürlüğün söylemde değil; dişle, tırnakla, mücadeleyle gerçekleşebileceğinin hikayesi.'
‘Haykırmak istedim ve kalemimle çığlıklar atmaya başladım. Amacım şiir değildi. İçimdeki savaşları, buluşları, sevinçleri ve ertelenmeyi haykırmaktı.’
Foça Barış kadınları savaşın, nefretin diline karşı barışın ve kardeşliğin sesini 1 Eylül'de 'Barış İçin Belgesel Film Günleri' ile yükseltecek.
Genç Cumhuriyetin ilk işçi romanı özelliği taşıyan Çulluk, Cibali Tütün fabrikası işçilerini anlatıyor. Okunması umuduyla...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.