KÜLTÜR SANAT

Çöl Çiçeği: Somali’den İngiltere’ye göçmen bir kadın

Çöl Çiçeği filminden söz ediyorum. Waris Dirie’nin kendi hayat öyküsünü yazdığı aynı isimli kitaptan uyarlanmış 2009 yapımı bir film.

Annemin Kaburgası: Göz önünde olmayan günlük hikayeler

Öykülerin tümünün cinsel yönelimleri ya da cinsiyet rollerini konu aldığını söyleyebileceğimiz bu kitap, çoğumuzun bilmediği, dillendirilmeyen hayatları bambaşka yönleri ile okuru yüzleştiriyor.

Kavgamızın Şehri İstanbul* ve Geçiş

Filmlerinde Gürcistan'da LGBTİ'ler üzerindeki baskıyı anlatan Levan Akın'ın Geçiş filminin ise son çıkan aile yasasından sonra Gücistan'da vizyona girip girmeyeceği ise belirsiz...

Linol baskı atölyesine katılan kadınlar: Savaşa, şiddete, eşitsizliğe karşı ses çıkarmalıyız

Nar Sanat Derneği, geçtiğimiz günlerde “Savaşa ve Eşitsizliğe Karşı Kadınlar ‘BASKI’ Yapıyor!” şiarıyla linol baskı atölyesi düzenledi. Atölyeye katılan kadınlara mikrofon uzattık.

Öfkeyi de hüznü de şarkılarına katan Şeyhalar: Touda’yı Herkes Seviyor

Şeyha (Sheikhat) kültürüyle tanışmama vesile olan Touda’yı Herkes Seviyor filminden bahsedeceğim...

Bir kitap: Odalar Dolusu Kadın

Bir tek biz biliriz birbirimizi; satıra dökülmeyenleri, biz görürüz içe akan gözyaşlarını. Serpil Ünal’ın öykü kitabı yanı başımızdan, kadınların söylenemeyen, kaleme dökülemeyen serzenişleri...

İşten sahneye: Sanatla insanlığımızı hatırlıyoruz

İranlı tiyatro yönetmeni Masoud Nourmohammadian’ın yönetmenliğini üstlendiği, Adalet Ağaoğlu'nun kaleme aldığı Çıkış adlı oyun Esenyurt'ta Ekmek ve Gül tiyatro topluluğu tarafından sahnelendi.

It Ends With Us

Filmin senaryosu, klasik ilişki periyotlarından aşina olduğumuz bir senaryo. Fakat filmin sondaki çözümlemeleri, seyirciye yansıtmak istediği mesaj net bir şekilde veriliyor.

Bu ev işlerini kim yapıyor kuzum?

‘Yıllar geçer, teknoloji gelişir, evler büyür küçülür, kadınlar işe girer çıkar, çocuklar büyür torunlar gelir ama akıllarda hep aynı soru döner durur...’

Kadın ve müzik

'Kadın ne kadar sınırlandırılırsa ruhundaki güzellikleri, acıları, sevinçleri, aşkı, öfkeyi nağmelere dökerek kendini ifade eder.'

'Bizim şahsiyetimiz ne olacak?'

'Agâh Bey, zihne kazınan repliklerinden birinde 65. doğum gününde yine imkansız bir dilek tuttuğunu söyler. Dileği, iyi bir insan* olmaktır. Peki biz nasıl iyi bir insan olacağız?'

Sağlıkta sömürüye klasik bir yanıt: Respira

Ağır çalışma koşulları altında mesleklerini ve gündelik yaşamlarını devam ettirmeye çalışan sağlık emekçileri, asistan doktorlardan birinin intiharının ardından gidişata “dur” demeye karar veriyorlar.

Sinemacı kadınlar 6'ncı kez İstanbul'da buluşuyor

İstanbul, bu yıl altıncısı düzenlenen 'Directed By Women Türkiye' festivali kapsamında 13-14-15 Eylül tarihlerinde çeşitli ülkelerden kadın yönetmenlerin kısa filmlerine ev sahipliği yapacak.

Bir kitap: Saç Örgüsü

'Çaresiz, köşeye sıkışmış mı hissediyorsunuz? O zaman ilk fırsatta okumalısınız bu eseri. Bu, gerçek özgürlüğün söylemde değil; dişle, tırnakla, mücadeleyle gerçekleşebileceğinin hikayesi.'

Zorluklardan güce ve şiire

‘Haykırmak istedim ve kalemimle çığlıklar atmaya başladım. Amacım şiir değildi. İçimdeki savaşları, buluşları, sevinçleri ve ertelenmeyi haykırmaktı.’

Foça Barış Kadınları, 'Barış İçin Belgesel Film Günleri' düzenliyor

Foça Barış kadınları savaşın, nefretin diline karşı barışın ve kardeşliğin sesini 1 Eylül'de 'Barış İçin Belgesel Film Günleri' ile yükseltecek.

Bir kitap: Çulluk

Genç Cumhuriyetin ilk işçi romanı özelliği taşıyan Çulluk, Cibali Tütün fabrikası işçilerini anlatıyor. Okunması umuduyla...

Bir kitap: Geride Kalanlar

Hiçbir kitap hakkında yorum yaparken Geride Kalanlar kadar zorlanmadım. O kadar tanıdıktı ki…

Kadınlarla Jam ile konuşuyoruz: 'Kadınlar ve LGBTİ'ler için güvenli sahneler yaratacağız'

İstanbul'da kadın müzisyenlerin güvenle sahnede yer alabilmesi için kadın müzisyenlerin yan yana gelerek kurduğu Kadınlarla Jam ile müzik endüstrisinde kadın ve LGBTİ'lerin yaşadıklarını konuştuk.

Bir kitap: Ağustosta Görüşürüz

Gabriel Marquez son eseri Ağustosta Görüşürüz ile son yıllarında Ana Magdalena’nın mahrem yaşamı aracılığıyla özgürlük, aile, pişmanlık, kişisel dönüşüm ve aşk üzerine düşüncelerini aktarıyor.