Ekmek ve Gül dergisi şubat 2020 sayısı
Dergimizin Şubat sayısı, kadınların birlikte hareket etmesini zorunlu kılan koşulları, olanakları, mücadele araçlarını tartışıyor. 8 Mart’a her yerde buluşarak, çoğalıp yenilenerek gidelim!
8 Mart’ta eşit ve yaşanılır bir dünya için mücadele veren kadınlar olarak tarihte yerimizi aldığımız, kazanmak için daha fazla mücadele ettiğimiz ve örgütlendiğimiz bir yol izleyeceğiz.
Dergimizin şubat sayısı kadınların birlikte hareket etmesini zorunlu kılan koşulları, olanakları, mücadele araçlarını tartışıyor. 8 Mart sürecini kadınların birliklerini kurmak için değerlendireceğiz.
Lyon’da, Meşhed’de New York’ta, Şikago’daki grevlerin ve hatta bunlardan önceki ve sonraki kadın mücadelelerinin hepsinin buluştuğu, kendini bulduğu yerdir 8 Mart…
SF Trade Tekstil işçisi kadınlar hakaretlere, kötü çalışma koşullarına, ağır baskılara karşı sendikalaşmayı seçtiler, işten atıldılar. Gördükleri tüm baskıya rağmen direnişi bırakmıyorlar.
Avcılar Belediyesinde çalışan işçi kadınlarla dergimizin ocak sayısında dertlerini paylaşan Bakırköy Belediyesi işçilerinin söylediklerini konuşuyoruz. Aynı dertten muzdariplerden selam var!
Çocuk istismarına af tasarısına karşı imza kampanyası başlatan Emek Partisi Ankara İl Örgütü, af diyenlere sesleniyor: ‘Çocuklarımızı değil, bu yasa tasarısını toprağa gömün.’
Bornova Kadın Dayanışma Derneği ücretsiz kreş kampanyası başlattı. Kampanya yalnızca çocuk bakım yükünü değil, şiddeti de odağına alıyor.
Asgari ücretle geçinen bir kadın işçi, asıl meselenin halkın geçim sıkıntısının ve işsizlik sorununun ortadan kaldırılması olduğunu anlatıyor.
Oya hemşire anlatıyor: ‘Mesleğimiz dışındaki işlere bile biz koşturuyoruz, üç kişilik işi yapıyoruz, iş yükü ağır, ne enerjimiz ne vaktimiz kalıyor kendimize...’
‘Ben çocuğuma iyi bir gelecek bırakma mücadelesi içindeyim. Ama ancak karnını doyurabiliyo-rum, birini alsam diğerini alamıyorum. Bizim yaşadığımız hayatı çocuklarımız yaşamasın istiyorum.’
Kadınların 90-60-90 vücut ölçüleri için harcadıkları çabalara, estetik ve güzellik kaygılarına, zayıf olanın toplumsal hayatta daha kolay yer almasına karşı bir sistem eleştirisi Şişman Güzeldir.
Mahalle aralarında sessiz sedasız yaşananlar, kimi fabrikalarda yaşandığı bilinen ama konuşulmayan ilişkiler hayatın gerçeği. ‘Ahlaksızlık’ diyerek kimse kurtulamaz.
Dersim’de üst üste duyulan çocuk istismarı olayları, Gülistan Doku’nun şüpheli bir biçimde ortadan kaybolması, kentte kadınlara ve çocuklara dönük pek çok suçun yaşanması kadınların öfkesini artırdı.
Silezyalı dokumacı kadınların isyanından, Heinze kadınlarının eşit ücret mücadelesine kadar; Almanya ve Avusturya’nın işçi sınıfı tarihinde öne çıkan işçi kadınların grevlerini hatırlayalım...
Otizmli oğlunu kaybeden Kadriye Koç yaşadıklarını anlattı: “Oğlumun eğitim hakkına sahip çıkan olmadı, dövüldü, işkence gördü, yabancı kollarda can verdi...”
Kızı istismara uğradığında gördükleri muamele kendini çok çaresiz hissettirmiş Gamze’ye. Gamze’nin çaresizlik hissini değiştirense kadın dayanışması olmuş...
Hayat pahalılaştıkça, sokaklar güvensizleştikçe yurtlar öğrencilerin ‘hapishanesi’ haline geldi. Youtube’dan dizi izleyip üç kuruş para için günübirlik işlerde çalışmak hayatın özeti gibi...
Hukuk öğrencisi genç kadınlar bugün dünden daha fazla tartışıyor kadınların uğradığı adaletsizlikleri. Genç hukukçuların bugünden üstleneceği rol kadınların mücadelesinin güçlenmesi için çok hayati.
İşte Özgür Dünya, Angie’nin ezilen bir işçiyken ‘patron’a dönüşme sürecini, göçmen işçilerin çıkmazlarını para kazanmak için nasıl kullandığını, kendisini nasıl unuttuğunu anlatıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.