SF Trade Tekstil’in güler yüzlü direngen kadınları
SF Trade Tekstil işçisi kadınlar hakaretlere, kötü çalışma koşullarına, ağır baskılara karşı sendikalaşmayı seçtiler, işten atıldılar. Gördükleri tüm baskıya rağmen direnişi bırakmıyorlar.

Gaziemir Ege Serbest Bölgesi önünde 4 kadın işçi sendikalı olarak çalışabilmek için direniyor.

Audi, Mercedes, Volkswagen, Mulberry gibi markalara üretim yapan, yüzde 80’i kadın olmak üzere 700 dolayında işçinin çalıştığı SF Trade Tekstil fabrikasında işçiler, üretim baskısı, düşük ücret gibi sorunlarına karşı Deriteks sendikasına üye olmuş, 4 kadın işçi işten atılmıştı.
Kışın bu soğuk günlerinde Serbest Bölge Yönetimi izin vermediği için çadır, ateş, hatta çay bile olmadan direnişlerini sürdüren SF Trade Tekstil işçisi kadınlar, sendika haklarının tanınmasını istiyor.

Serbest Bölge önünde ziyaret ettiğimiz kadınlardan Pınar Toy ve Ayşe Erim 100 günü aşkındır direnişte. Nurcan Köksal ve Sevcan Sarıoğlan ise kısa bir süre önce çıkarılmış işten.

SAĞLIĞIMIZDAN, GENÇLİĞİMİZDEN OLDUK

Pınar ve Ayşe 11 yıl önce 23 yaşında iken girmişler fabrikaya: “İkimiz de çocuktuk. Bir hafta ara ile girdik işe, aynı bölümde idik, orada arkadaş olduk ve yıllarca beraber çalıştık. Sendikaya da beraber üye olmaya karar verdik. Onlar da bizi beraber çıkardılar (gülüyorlar)… Sabah giriyorduk, gece 22.00’a kadar kaldığımız oluyordu. Sabahçı da kalıyorduk. Sabah çıkıp bazen öğlen tekrar işe geldiğimiz bile oluyordu. Sağlığımızdan, gençliğimizden olduk. Sendikalı olduğumuzu anlayınca sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi o kadar rahat işten çıkardılar ki…” diyorlar.


MAHALLEMDEKİLER BENİ TANIMIYORDU

20 yaşından beri aynı mahallede oturan Ayşe’yi işten atılmadan önce kimse tanımıyormuş. “Pazar günleri dahi işte oluyordum. ‘Annemin bir kızı var’ muhabbeti geçiyor ama göremiyorlardı ki beni,” diyor.

İşten çıkarılan kadınlar sendikalaşma çalışmasına öncülük edenler aynı zamanda. Fabrika yönetiminin, “Bunlar giderse kimse sesini çıkarmaz, herkes siner,” diye düşündüğünü anlatıyor Pınar. “Biz haksızlığa dayanamayan insanlarız. İçerideki arkadaşlarımız da öyle. Ama birilerinin öncülük etmesi gerekiyordu, onlar da biz olduk,” diyor.

12 yıldan beri makine operatörü olarak çalışan Nurcan insanları kışkırtmak, fabrikanın altını oymak, iş barışını bozmakla suçlanmış. “İlk bir hafta boyunca beni çektiler, ‘Gel ikna ol, seninle birlikte diğerlerini de ikna edelim,’ dediler. ‘Bak Nurcan çıktı, siz de çıkın,’ deyip insanları sendikadan geri çevireceklermiş. Tabii ben bunu yapamazdım, midem böyle bir şeyi kaldırmazdı,” diyor. En sonunda iki saat boyunca bir odada tutup ağlatıncaya kadar mobbing uygulamışlar. İkna edemeyince arabulucuya götürüp psikolojik baskıyla tüm evrakları imzalatıp işten atmışlar. “Dışarıda bile yanımdan ayrılmadılar, eşimi bile aratmadılar,” diyor.

SENDİKA BİZİM İÇİN BİR ÇAREYDİ

12 yıl boyunca görmedikleri baskı, hakaret kalmadığını, küfür bile duyduklarını anlatan Nurcan, sendikanın kendileri için bir çare olduğunu söylüyor. Üyelikler artınca yöneticilerin sendikayı kötülemeye başladıklarını, “Girdikleri her yeri batırdılar. Bizim yapamadığımızı onlar mı yapacak…” dediklerini anlatıyor.

Sevcan’ın işten atılma gerekçesi ise hayli ilginç; işçileri zorla evine davet etmek, baskı yapmak. “Ben insanları zorla evime çağırıyormuşum, illa evime gelin diye baskı yapıyormuşum. Şikâyet varmış ama şikâyetçiler ortada yok. İnsanlardan zorla para istiyormuşum. Kimmiş benden şikâyetçi gelsin karşıma dedim. Öyle birini de çıkaramadılar. Biz arkadaşlarla anlaşmıştık ayda bir kere toplanalım diye. Birlikte oturalım çay kahve içelim dedik, gün gibi… 3-4 arkadaşa gittik. Sıra bana geldi. Çağırdığım kişilerin çoğu zaten sendikalı olmuştu,” diyor. Bu gerekçeyle tazminatsız atılmış Sevcan.

Oysa asıl suçlular, zorla mesai yaptırıp düşük ücretle çalıştıran, hakaret eden, sendika hakkını tanımayıp 2 saat bir odada alıkoyanlar, baskı uygulayıp zorla bir şeyleri kabul ettirmeye çalışanlar...

Şimdi içerideki işçilere benzer baskıların yapıldığını söyleyen işçiler, bu kadar baskıya rağmen istifa eden üyenin olmadığını dile getiriyorlar. İş çıkışı servislerdeki arkadaşlarına el sallıyor, slogan atıyorlar. Onlar da kimi zaman gülümsüyor, gizlice el sallıyor, bazıları sadece gözleri ile karşılık veriyor…

Bütün uğradıkları iftiralara, gördükleri baskı ve mobbinge rağmen SF Trade Tekstil işçisi kadınlar asla umutsuz değil. Aksine neşeli ve direngenler hem kendileri hem de içerideki işçiler için...

İlgili haberler
TR İnter Tekstil işçisi kadınlar: ‘Emeğimizin karş...

Yaklaşık 3 aydır maaşlarını alamayan TR İnter Tekstil işçileri direnişte. Yaşadıkları sorunlara dikk...

Bir tekstil atölyesi: Kadınlar, mülteciler, atanam...

Göçmen ve mülteci kadınlardan başka gelen bir kesim de var gündelik çalışmaya; genç kadınlar. Aralar...

Tekstil işçisi kadın: ‘Çocuğumuzu okutabilmek için...

Çiğli'de yaşayan tekstil işçisi bir kadın: ‘2 aydır pazara gidemiyorum, çocuğumuzu okutmak için kred...