Öfke zamanı geldi kadınlar… Bizim zamanımız geldi…
8 Mart’ta eşit ve yaşanılır bir dünya için mücadele veren kadınlar olarak tarihte yerimizi aldığımız, kazanmak için daha fazla mücadele ettiğimiz ve örgütlendiğimiz bir yol izleyeceğiz.

Cinsel ve sınıfsal sömürüye karşı, insanca bir yaşama kavuşmak için kadınların ortak mücadelesinin günü olarak ilan edilen 19. yüzyıl 8 Martı’ndan 2020 8 Martı’na hâlâ düşlediğimiz dünya için mücadele veriyoruz…

Tarih sahnesine işçi kadınların mücadelesiyle çıkan ve tarih boyunca kadınların inadıyla süren bu yolculukta kadınların eşit ve insanca yaşam mücadelesinde kuşkusuz çokça yol alındı. Ancak değişmeyen talepler hâlâ güncelliğini koruyor çünkü kapitalist sömürünün bizlere dayattığı gerçekler halen aynı taleplerde buluşmamıza neden oluyor.

PEKİ NE YAŞATIYOR BU SÖMÜRÜ DÜZENİ BİZE?

1857 yılından bu yana kapitalist sömürü düzeninde elbette pek çok değişiklik oldu ancak ‘sömürü yasası’ korundu. Bugün hâlâ fabrikada ağır çalışma koşullarına, uzun ve yoğun çalışma saatlerine, baskıya, mobbinge, işsizlikle tehdit edilmeye, tacize hatta şiddet görmeye, bastırılmaya, hakaretlere ve bunlara boyun eğmeye mecbur bırakılırken, bir taraftan da ne kadar çalışırsak çalışalım her gün daha da yoksullaşıyoruz, kursağımızdan geçen lokmayı sayıyoruz, market market dolaşıp en ucuzu aramak için ayrıca bir mesai harcıyoruz. Ne tatil, ne dinlenme, ne huzurla uyuduğumuz bir gece... Üstelik en temel ihtiyaçların bile karşılanamaz hale geldiği bu kriz ortamında gösterdiğimiz fedakârlıklar derinleşen yoksulluğumuza zerre çözüm olmuyor bile

Şiddeti kadınlara reva gören, kadınlar kendilerine biçilen fıtrata uymayınca kadınların üzerinde her türlü olanağıyla baskı kuran, etimizi kemiğimizi sömüren patronumuzun sırtını sıvazlayan iktidarlar var. Emeğimizin karşılığını vermeyip sesimizi çıkarttığımızda kapıyı gösteren, bizi açlığa sefalete mahkûm eden sermaye düzeni var. Bu düzenin çizdiği sınırlar için yaşamını sürdürmeye çalışan milyonlar emekleriyle değer yaratırken, bu değerden bir nebze pay alamıyorlar… Patron ve iktidarların kol kola girdiği, birbirinin çıkarını gözettiği, işçinin halini göz ardı ettiği bu düzen bize yalnızca yokluk, eşitsizlik, dert ve şiddet yaşatıyor!
Dünyanın dört bir yanında dilleri, inançları, kültürleri, renkleri birbirinden farklı kadınları ortaklaştıran bu sömürü düzeni, tüm farklılıklara rağmen kadınların isyanının ortaklaşmasının da nedeni aynı zamanda… Türkiye’de özellikle son 15 yıldır giderek daha da ağırlaşan yaşam ve çalışma koşullarına karşı kadınların yükselen öfkesi birikiyor. Bu biriken öfke kadınların yan yana gelme ihtiyacını da artırıyor.

TÜKENEN HAYATIMIZIN HESABINI MAHŞERE BIRAKMAYACAĞIZ!

Tam da bu ihtiyaç nedeniyle 2019 8 Martı’nda ‘Şiddete, Krize, Eşitsizliğe Karşı Gücümüz Birliğimiz’ diyerek yüzlerce kadınla gerçekleştirdiğimiz buluşmalarda çok önemli tartışmalar yürüttük. Kadınlar, yaşamlarının gerçeklerini büyük bir açıklıkla ortaya serdi.

NE YAPMALI?

Yüzlerce kadınla yaptığımız bu buluşmalarda gördük ki en başat gündemimiz ekonomik kriz, yaşam ve çalışma koşullarının ağırlaşması, kadın işsizliği, işyerinde, evde, sokakta artan şiddet. Bütün bunlarla birlikte son dönemlerde iyice artan kadınların eşitlik haklarına yönelik saldırılar, kadınları aileye mahkûm eden politikalar, kadınların özgür bir biçimde yaşama, var olma talebi ve mücadelesini hedef alan gerici söylemler de giderek daha fazla oranda ülkenin tek adam yönetimi altındaki ağır demokrasi sorunları ve ekonomik durumu ile bağlantılı tartışılıyor. Kadınlar sorunların nedenlerinde ve yaşadıklarının geniş kadın kesimlerini ortaklaştırdığı konusunda hemfikirler. Ancak temel sorun; ortak sorunlarımız ve ortak taleplerimiz konusunda birlikte nasıl hareket edeceğimizin kadınlar nezdinde henüz yeterince açık olmaması. Bir araya gelme ihtiyacını açıkça ifade eden kadınların bu birliklerin yolu yöntemi konusunda daha somut adımlar atmaya ihtiyacı olduğunu görüyoruz.


BU YOLUN TAŞLARINI BÖYLE DÖŞEYECEĞİZ
Ekmek ve Gül olarak bu 8 Mart sürecini kadınların birliklerini kurmak için ihtiyaç duyduğu tartışmanın araçlarını yaratmak için değerlendireceğiz. İşçi kadınlar başta olmak üzere en geniş kadın kesimlerini buluşturacağımız yerel Ekmek ve Gül forumları, buluşmalar örgütleyeceğiz. Bu forumlar farklı alanlardan kadınlarla gerçekleştirdiğimiz, sorunları somut bir biçimde ortaya koyan ama bununla sınırlı kalmayıp nasıl bir araya gelebileceğimizi, birlikte neler yapabileceğimizi de tartışan bir içerikte olacak.
Şubat ayı boyunca ülkenin dört bir yanında, mahallelerde, işyerlerinde, atölyelerde, derneklerde, evlerde, okullarda, yurtlarda, kampüslerde, kafelerde kadınlarla yapacağımız buluşmalarımızdan çıkaracağımız sonuçları ortaklaştıracağız. Farklı sektörlerde çalışan kadınların işyerlerinde yaşadığı sorunlar, işçi-işsiz kadınların dertleri, öfkeleri, genç kadınların yurtta, okulda, sokakta biriktirdikleri, “öf be” dediklerimiz, “iyi ki” diye sevindiklerimiz, “keşke” diye düşündüklerimizle tartışıp “Nasıl bir birlik” sorusuna yanıt arayacağız.
Bu yolun taşlarını böyle döşeyeceğiz, birlikte, sabırla, azimle, kararlılıkla ve pes etmeden...
Eşitlik ve ‘insanca yaşam’ taleplerinin her zamankinden daha da yakıcı ve elzem olduğu bu 8 Mart’ta sermayenin uysal köleleri değil, eşit ve yaşanılır bir dünya için mücadele veren kadınlar olarak tarihte yerimizi aldığımız, kazanmak için daha fazla mücadele ettiğimiz ve örgütlendiğimiz bir yol izleyeceğiz.
Nazi Almanyası’nda Yahudilerin, antifaşistlerin ve komünistlerin zorla çalıştırıldığı toplama kampında yaşadıklarını anlatan kadın marşının sözlerinde olduğu gibi…
“Biz kadınları bölmüşler
Diğer kardeşlerimizden
Öfke zamanı geldi, kadınlar
Bizim zamanımız geldi
Artık gücümüzü bilelim, kadınlar
Binlercemize kendimizi anlatalım
Hadi kendimizi tanıyalım, kadınlar
Birbirimizle konuşalım, birbirimize bakalım
Kendimizi zorlayalım, kadınlar
Hep birlikte başkaldıralım!”


İlgili haberler
GÜNÜN VİDEOSU: Krize, eşitsizliğe, şiddete karşı:...

8 Mart tarihini nereden alıyor, hangi taleplerle 8 Mart’a gidiyoruz? Bu 8 Mart videomuzla kısaca anl...

25 Kasım 2019 || Birlikteyiz, değiştireceğiz!

Dünyada olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanında da kadınlar 25 Kasım’da şiddete, ayrımcılığa, eşits...

KESK’ten 8 Mart anketi

Kamu emekçisi kadınların işyerinde yaşadığı temel sorunları açığa çıkarmak ve 8 Mart’a giderken tale...