DERGİMİZDEN
AKP iktidara geldiği günden bu yana eğitim sistemini kendi ideolojik ihtiyaçları üzerinden dizayn ederek, yeni nesli siyasal çıkarlarına uygun biçimde şekillendirmek istiyor.
Standının başında duran türbanlı bir kadın “Bütün kapalı bayanlar AKP’liymiş gibi bir algı var, bu çok yanlış” diyor. Haklı. Neden mi?
‘Çıkarlarımız ortak, ama iş siyasete gelince anlaşamıyoruz. Yanına bir de din faktörü eklenince iyice bölünüyoruz.’
‘İnsanca yaşamak olsa... Gece vardiyası olmasa...’ diyor seçimi konuştuğumuz metal işçisi kadınlar. Daha başkaca talepleri de var.
‘Ülkede her şey güzel, açım diyen yalan söylüyor' diyen kadına yine kadınlar cevap veriyor. Sahi bu ülkede her şey kime güzel?
Daha önce AKP’ye oy veren ancak yaşadığı deneyimlerle bu karardan vazgeçen kadınlar anlatıyor.
Darbe ve türlü hilelerle Dominik Cumhuriyeti’nin başkanı olan Rafael Trujillo, seçmen sayısından daha çok oy alarak başkanlık koltuğuna oturdu . Ülkenin gelir getiren neyi varsa ya kendisinindi...
Halkın gerçek iradesinin her adımda kendini gösterebilmesi, bu iradenin ülkenin yönetiminin her kademesinde belirleyici olabilmesine zemin oluşturacak bir özgürlük ve eşitlik ortamı lazım.
Flormar’da gün geçtikçe büyüyen bir direniş var. Direniş gibi dayanışma da büyüyor. Ekmek ve Gül aracılığıyla işçi kadınlar Flormar işçilerine dayanışma mesajları yolladı.
Yeni mezun Üniversiteli bir kadın gelecek kaygısı ile dolu. Onu bu kaygıya iten ise hepimizin yakından tanıdığı bir tablo: İşsizlik, aile baskısı ve dahası...
Etrafa neşe saçan Nazan’ın yaşamı aslında hüzünle dolu. Çocuğu ve eşi için hastane koridorlarında süren mücadelesi umudunu söndürmüyor. Bizim de Nazan için yapabileceklerimiz var aslında…
Hiç bir çocuk skolyozla yaşamak, skolyozlu bir yetişkin olmak zorunda kalmasın diye doktorların dikkati kadar ailelerin de dikkati gerekiyor.
Başına gelen onca şeyden sonra ‘bunlar neden benim başıma geliyor’ diye düşünüp kendi kaderini kendi yazmaya başlayan Fatma’nın hikayesi. Tüm Fatma’lara umut olsun...
Yaşamı boyunca pek çok kadın gibi türlü haksızlıklara ve ayrımcılığa uğrayan Elif, ne kadar sorun yaşarsa yaşasın yaralarını sarıp tekrar ayağa kalkıyor, her zaman umudunu koruyor.
‘Bir çırpıda anlattı Suriyeli kadınlar: Sokakta bize hiç iyi davranmıyorlar, biz aslında sanıldığı gibi Türk vatandaşı değiliz, oy da kullanmayacağız. Neden bize kötü davranıyorlar?’
Seçimler konuşulurken sohbet de memleketin hali de dönüp dolaşıp Suriyelilerin Türkiye’ye gelmesine bağlanıyor. Ülkedeki her sıkıntıdan sorumlu tutulan Suriyeliler ne diyor kendilerinin suçlanmasına?
‘Evime gelir gelmez ilk iş eşimden dayak yedim.’ Asiye’ye atılan son dayak bu olmuş. Hiçbir barbarlık, ondaki azim ve dirençten daha güçlü değilmiş çünkü.
Romanların, Roman olmayanların birlikte yaşadığı Kuştepe kadınlar için Trumptower’ın gösterişi arkasındaki yoksulluğu, acıyı, kimsesizliği, elden hiçbir şey gelmemeyi temsil ediyor.
Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği 2 yılı geride bıraktı. Çalışmalarını değerlendirip önümüzdeki dönem için planlarını yapan kadınlar, “Acemilik bitti, ustalık dönemi başlıyor” diyor.
‘Bir avluya kaç ömür sığar’ sözüyle yayın hayatına başlayan ve hapishanedeki kadınlara ışık tutarak aslında kadınların yaşadığı pek çok konuyu ele alan Avlu dizisine yakından bakalım…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.