Bornova Belediyesi’nde kadın işçiler şiddete karşı korunma ve eşit istihdamı TİS’e yazdırdı
Bornova Belediyesi’nde çalışan, Genel İş İzmir 7 No’lu Şubede örgütlü kadınlar, TİS taslağı çalışmalarının doğrudan katılımcısı oldular, tek tek birimlerde tartıştılar ve tüm taleplerin öyle oluşturdu

Bornova Belediyesi’nde örgütlü Genel İş 7 Nolu Şube, toplu iş sözleşmesi (TİS) taslak çalışmalarını tamamlayarak işveren sendikasına sundu. İlk görüşmede 19 maddede anlaşma sağlandı. 39 farklı ücretlendirmenin olduğu belediyede temel öncelik eşit işe eşit ücret talebiydi ve ücretleri eşitlemek için her bir işçi için ayrı ayrı hesaplamalar yapılarak 5 gruba toplandı. Böylelikle işçilerin geneli için bu sözleşmenin en temel anlamı ücret adaletsizliğini gidermek olacak. Kıdem tazminatının fona devrine karşı konulan maddeler, salgın dönemleri işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda alınacak önlemlerle ilgili önemli maddeler var.   

696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile belediyelerde çalışan taşeron işçiler, kadroya geçirilmiş ancak yine aynı kararname ile işçiler sendikasızlaştırılmıştı. Özgür toplu iş sözleşmesi yapma hakkı 30 Haziran 2020’ye kadar işçilerin ellerinden alınmış, Yüksek Hakem Kurulunun son bağıtladığı toplu sözleşme geçerli kılınmıştı. Özellikle mali haklarla ilgili konulara sınırlama getirilmişti. Genel-İş İzmir 7 Nolu Şube, KHK’ye rağmen geçtiğimiz yıl toplu iş sözleşmesi imzalamış, işçiler asgari ücrete gelen zamdan ve yüzdelik dilimlerden faydalandırılmış, sosyal haklarda yapılan iyileştirmelerin yanı sıra kadın işçiler içinde regl izni, 8 Mart’ın ücretli izinli sayılması, doğum yapan kadın işçiye yasal sürenin yanı sıra ek olarak 8 hafta ücretli izin hakkı, süt izninin 2 saate çıkarılması, şiddet uygulayan işçinin maaşının 6 ay süreyle eşine ödenmesi gibi önemli kazanımlar elde edilmişti.

Yeni taslakta bu ve benzeri maddelerin yanı sıra ayrımcılığın önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği için özel bir maddeeklendi.

Bu madde; İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere kadınların ulusal ve uluslararası yasa ve sözleşmelerle güvence altına alınmış eşitlik haklarına yönelik son dönemde yoğunlaşan saldırılara karşı aslında bir nevi cevap ve koruma kalkanı görevini görüyor.Kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin sadece kadınlara, kadın örgütlerine havale eden tutumlara karşı da öyle…Bu nedenle süreç nasıl işletildi, kadın işçiler taleplerini nasıl oluşturdu önemle üzerinde durulması gerekiyor.

TİS MADDELERİNİ İŞÇİLER YAZDI

“Biz yeni sendikalı olduk, bu süreç bize çok şey öğretti. Daha önce haklarımız olduğunu bilmiyorduk. Herhangi bir sorun karşısında konuşmaya bile korkuyorduk. Şimdi öyle değil, korkmuyoruz artık. Kadın işçiler olarak haklarımızın farkındayız ve itiraz edebiliyoruz” diyen sağlık işleri biriminde hasta bakım elemanı olarak çalışan Ayfer Öztürk’ün sözlerinden de anlaşılacağı gibi her şeyden önce kadın işçilerin sendikal örgütlenmede rol alması mücadelenin de başlangıcını oluşturuyor. Ama elbette bununla sınırlı değil, taslak çalışmalarının doğrudan katılımcısı olduklarını söylüyor kadın işçiler. Tek tek birimlerde tartıştıklarını ve tüm taleplerin öyle oluşturulduğunu...

Sağlık işleri biriminde çalışan Aysun Nizam, “TİS taleplerini oluştururken önce toplu iş sözleşmesi maddeleri nasıl oluşturulur onu öğrendik. Biz taşeron işçileriz; örgütlülük nedir, sözleşme nedir bilmiyorduk, bize bu konuda eğitimler verildi. İşyerinde komiteler oluşturduk ve bu komiteler üzerinden tüm işçilerin sorunları ve taleplerini tespit ettik, madde madde yazdık. Daha sonra şube yönetimi ile birlikte tüm işçilerin katılımı ile bir toplantı yapıldı işyerinde ve taleplerimizi ilettik. Bu talepler üzerinden taslak oluşturuldu ve oluşturulan taslak hakkında tekrar toplantılar yaptık. Taslak öyle hazırlandı” diye anlatıyor bu süreci…


TEK TEK BÜTÜN İŞYERLERİNDE TARTIŞILDI

Bornova Belediyesi Dershanesi BELGEM işyeri temsilcisi Berrin Burakçı Bağış ise pandemi dolayısıyla toplu iş sözleşmesi sürelerinin ertelenmesine rağmen taslak hazırlıklarına ara vermeden devam ettiklerini, şube temsilciler kurulu olarak defalarca toplantı yaptıklarını, bu toplantılar sonrası işyeri komite üyeleriyle bir araya geldiklerini, ardından da işçilerle toplantılar yapıldığını anlatarak, “Özel olarak kadın işçiler olarak yürüttüğümüz tartışmalar ciddi farkındalıklar yarattı diyebilirim. Daha önceki TİS çalışmaları ve kazanımlarımız bu farkındalıkları artırdı” diyor. Kadın işçilerin talepleri açısından TİS taslağına yeni giren maddelerin aslında bu farkındalıklar üzerine şekillendiğine işaret eden Bağış, İstanbul Sözleşmesi’nintartışmaya açılmasına tüm işçilerin tepkili olduğunu belirterek, “Bu sözleşmenin feshi kadın ve çocukların daha çok şiddet görmesi anlamına gelir. Biz kazanılmış haklarımızı koruma ve işyerindeki ayrımcılıkları önlemek, kadınların iş ve toplumsal yaşam içerisindeki eşitsizliğinin giderilmesi için de sendikal mücadelenin önemine inandık. Yürütülen tartışmalar neticesinde ilk defa yapacağımız özgür toplu iş sözleşmesine böyle bir madde ekleme kararı aldık” diyerek sözleşmenin uygulanmasını bir kez daha güvenceye almak için de sorumluluk aldıklarının altını çiziyor.

SÜREKLİ VE BÜTÜNLÜKLÜ MÜCADELE
İşçilerin örgütlü olduğu Genel İş Sendikası 7 No’lu Şube Başkanı Özgür Genç şiddetin önlenmesinin kadın erkek eşitliğinin sağlanmasından geçtiğinin altını çizerek, yeni eklenen maddelerin bu temelde ele alındığını söylüyor. Genç, “İstanbul Sözleşmesi bu konuda belediyelere ciddi sorumluluk yüklüyor ve biz belediyelerde örgütlü sendikayız. İstanbul Sözleşmesiyle ilgili son dönemde yürütülen tartışmalarda ‘sahip çıkan’ açıklamalar yapılsa da gerçek, sözleşmenin kendilerini zorunlu kıldığı işleri yapmaktan uzak olduklarıdır. Bu nedenleİstanbul Sözleşmesinin uygulanma kısmında Belediyeleri de sorumlu tutmaya çalıştık.İşyerinde mobbing, taciz, şiddet, ayrımcılık olaylarının yaşanmaması için caydırıcı maddeler ekledik. Bu maddeler sadece fiziksel şiddeti içermiyor. Aynı zamanda ekonomik şiddet, psikolojik şiddeti de içeriyor. Hem iş yerinde hem de toplumsal yaşamda kadınları koruyucu ve yaptırımı olan maddeler bunlar. Kadına yönelik şiddetle mücadelede kadınların üretimde yer almalarının hayatı önem taşıdığını biliyoruz. Kadın hakları konusunda birleşik mücadele etmenin kıymetini de… Bu nedenle sözleşme taslağına işe alımlarda öncelik kadınlara verilir maddesi ekledik bu dönem. İstanbul Sözleşmesi ile ilgili maddeyi eklememizin diğer nedeni de budur. Yani saldırılara karşı her alanda mücadele” diye konuştu.


EŞİTLİK MÜCADELESİ SENDİKAL MÜCADELENİN BİR PARÇASI

Regl dönemlerinde kadınların özgün ihtiyaçlarından, aile içi şiddete, işyerlerinde yaşanan sözlü ve fiziksel taciz ve mobbinglere, aynı işi yapmalarına rağmen farklı ücretler almalarına, gece çalışması yapan kadınların ulaşımda yaşadığı soruna kadar tartıştıklarını ve birçoğunu 2018’de imzalanan TİS’lerle kazandıklarını söylüyor. Ancak kadın işçilere dönük maddelerin sadece taslak dönemi yürütülen tartışmalarla oluşturulmadığınıbelirten Genç, “Geçen yıl 25 Kasım’da işçi kadınlarla birlikte ‘İstanbul Sözleşmesi’ konulu panel düzenledik. Zaman zaman bilgilendirme broşürleri hazırladık. Artan kadın cinayetlerine ve çocuk istismarına karşı, istismarı af yasasına karşı sessiz kalmadık, bildiriler çıkardık, eylemler yaptık. Şube olarak basın açıklaması gerçekleştirdik. İlçe ve il düzeyinde kadın hareketinin gerçekleştirdiği eylem ve etkinliklere katıldık. Her yıl 8 Mart’larda işçi kadınların katılımıyla 8 Mart kutluyoruz ve merkezi eylemlere kendi taleplerimizle katılıyoruz. Demek istediğim toplu iş sözleşmesi taslak çalışmalarının yanı sıra böyle bir mücadele pratiğinin sonucu eklendi bu maddeler TİS taslağına… Hem Bornova’da hem de Tire Belediyesi’nde imzalayacağımız ilk özgür toplu iş sözleşmesi özelliği taşıyan ve görüşmelerine başladığımız TİS taslağı aslında tüm bu biriken mücadele deneyimiyle şekillendi” diyerek bütünlüklü bir çalışma yürüttüklerini ifade ediyor.

Sonuç olarak kadınlara ve kadın haklarına yönelik artan saldırılara karşı, kadın işçi ve emekçilerin eşitlik mücadelesi sendikal mücadelenin bir parçası ve yeni kazanımların yanı sıra kazanılmış hakların güvenceye alınması açısından da vazgeçilmez önemde. Genel İş Sendikası İzmir 7 No’lu Şube’nin bu konuda verdiği mücadelenin örnek olması umuduyla…

2020-2022 dönemini kapsayan yeni toplu iş sözleşmesi taslağında yer alan maddeler şöyle:
■ 8 Mart’ın ücretli izinli sayılması,
■ Ayda bir gün ücretli regl izni,
■ Doğum yapan işçiye yasal izin süresinin üzerine 8 hafta ücretli izin hakkı,
■ Yasal izin süresi bir buçuk saat olan süt izninin 2 saate çıkarılması
■ Hamile kadınlara günlük bir buçuk saat işin başında ya da sonunda ücretli izin hakkı
■ İşe alımlarda başvuranların eşit niteliklerde olması halinde kadına öncelik tanınması
■ Emzirme odaları kurulması ve çocuk bakım yurtları-kreş açılması
■ Çocuğu ana okul, kreşe ve ilköğretime başlatacak olan işçiye adaptasyon sürecinde çocuklara yardımcı olması için 5 iş günü ücretli izin verilmesi
■ Eşi doğum yapan işçiye 7 iş günü ücretli izin verilmesi
■ Mobbing uygulayan amirlere 3 gün yevmiye kesintisi, tekrarlaması halinde iş akdi feshi
■ Kadına, çocuğa, hayvana şiddet uygulayan işçinin iş akdinin feshi, 6 aylık ücret alacağı ve tis haklarının eşine ödenmesi

TİS’E GEÇEN ÖRNEK MADDE

Ayrımcılığın Önlenmesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği başlığı altında yer alan madde şöyle:

“İşveren, İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve diğer mevzuat hükümlerinin öngördüğü toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik düzenlemelerin yaşama geçirilmesi için gerekli önlemleri alır. Bu önlemlerle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi, işyerinde kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, kadın ve erkek çalışanların eşit fırsatlara sahip olması, kadınların ayrımcılığa uğramaması için gerekli pozitif ayrımcı tedbirlerin alınması amaçlanır.

Kadın işçilere yönelik cinsel taciz ve cinsel saldırı vakalarında kadın işçinin beyanı esas kabul edilerek işverence gerekli her türlü tedbir alınarak Disiplin Kurulu’nca konu ivedilikle sonuçlandırılır. Bu gündemli toplantılarda Disiplin Kurulu’nda bulunan üyelerden işveren ve sendika tarafının en az 1’er üyesi kadın üye olmak zorundadır.

Bu gündemli toplantılar kadın işçinin talebi ve hakları gözetilerek gizlilik prensibine bağlı olarak görüşülür.

Ayrıca kadın işçilere yönelik cinsel taciz ve cinsel saldırı, şiddet vakalarında kadın işçinin talep etmesi halinde işveren sığınma evlerinde gerekli güvenlik önlemlerini alarak barınmasını sağlar.

Aile içi şiddete başvurduğu belirlenen işçinin ücreti ve tüm sosyal yardım alacakları 6 ay boyunca eşine ödenir, işçinin iş akdi fesh edilir.”


İlgili haberler
Bornova Belediyesi TİS taslağında kadın işçiler iç...

Genel-İş Sendikası İzmir 7 No’lu Şube, Bornova Belediyesindeki 1472 işçiyi ilgilendiren TİS taslağın...

Bornova’da kadınlar şiddet ve çocuk istismarına af...

Bornova Kadın Platformu şiddette, tehdide, baskıya ve istismara karşı basın açıklaması düzenleyerek...

İşçiler artık işsiz kalmaktan değil, damga yiyerek...

Patronların işçilerin haklarını gasp etmek için denemediği yöntem yok! Tazminat ödememek için haksız...