İkitelli’den Zehra çocuğunu sıbyan mektebine gönderiyor. Çünkü kreşler çok pahalı. Kaygıları çok, ama bir yandan da bu kararının doğru olduğunu düşünmek de istiyor…
Divriği’de 12 kadın esnaf tarafından işletilen dükkanlarıyla bir ilki başardıklarını belirten kadınlar, ahilik geleneğini de yaşatıyor: ‘Biz açtıktan sonra bütün çay ocakları kadın oldu.’
‘Öğretmen oldum işe yaramadı. Yetmedi farklı bölümler okudum. Son noktada ben dört diplomalı, diğer diploması da yolda olan işsiz bir üniversiteliyim.’
‘Meral’in bu çektikleri biter mi? Sanmam çünkü bu düzende Meral sadece yaşadıklarını anlatabilmiş biri.’
'Devletin korumadığı çocuklar bunlar. Anne nasıl yetecek? Hem çalışarak hem çocuk bakarak nasıl yaşayacak? Devletin el uzatması gereken yerde suçlu hep kadın oluyor.'
Yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla üniversiteyi kazanan genç kadınları saran kaygıların haddi hesabı yok.
Siyasetten uzak durarak değil; halk olarak mahallelerde komisyonlar kurarak, bu komisyonlar aracılığıyla çözüm önerilerimiz ifade ederek etkin hale gelerek taleplerimizi gündeme getirebiliriz...
Ölümüne çalıştırmanın yetmediği, sesini çıkaranın Kod 29’la sabıkalandığı, sendikalaşmanın, hak arayışının önüne güya ‘hukuk’la geçildiği memleketin her karış toprağında birikiyor bu öfke.
Bebeği 1 yaşındaki bir anne: Tasarruf yapmak için bezini özelikle gece hiç değiştirmiyorum, gündüz de kaka yapmadıysa saatlerce kalıyor.
“Küllerimden doğdum” diyor Ayfer, “Eski fotoğraflarıma bak, gözlerimde hep bir hüzün var. Şimdi evet yüküm çok ağır ama her sabah kalktığımda ‘sen çok şey başardın’ diyorum kendime...
Ravensbrück Nazi kampı, sıradan kadınların nasıl işkencecilere dönüştüğünü gösteren korkunç bir örnek olduğu kadar kampta tutsak edilen kadınların hayatta kalmak için yürüttüğü mücadelenin de örneği.
Kimse bizi düşünmüyor, bir siyasetçi bile gece vardiyası kalksın demedi; taleplerimize kulak tıkadı. Ayın sonunu zor getirirken son model spor arabasıyla Meclise giren milletvekili var...’
Emine Bulut’un katledilişini protesto etmek için bir araya geldiğimiz mahalle eylemi dernek ile tanışmamda vesile oldu. Yürüyüşüm bütün kadınların yürüyüşü oldu. Kısacası dernek gücüme güç kattı.
Okumasına izin verilmeyen Nazmiye 13 yaşında bir çocukken evlendirilir, 1 yıl sonra trafik kazasında kocasını kaybeder, kaynıyla evlendirilir. Zor günleri geride bırakmış olsa da içi hep buruktur.
Bu zorlu günlerde de sonrasında da hayatlarımıza sahip çıkmak ancak birbirimizle dayanışarak gerçekleşecek.
Üstü kapalı cümlelerle, bazen de yüksek sesle kadın işçilerin asgari ücret sitemi ortadaydı: ‘Yine patronun dediği oldu...’
KHK ile yaşamları altüst edilen kadınlar, ihraç edildikten sonraki yaşamlarını anlatıyor. Hepsinin başka hikayeleri var, ortak görüşleri ise ekonomik bağımsızlıklarını kaybetmenin çok ağır olduğu.
Dergimizin şubat sayısı kadınların birlikte hareket etmesini zorunlu kılan koşulları, olanakları, mücadele araçlarını tartışıyor. 8 Mart sürecini kadınların birliklerini kurmak için değerlendireceğiz.
‘Mesela ben haftada 3 gün okuldan sonra voleybol antrenmanına gidiyorum, bazen antrenmana aç girmek zorunda kalıyorum. Yalnız ben değil, çoğu arkadaşım da benimle aynı durumda.’
‘Bir kadın öğrencinin eğitimine devam edebilmesi ile özgürce yaşayabilmesi, tüm bu iç içe geçmiş politikalarla doğrudan bağlanıyor.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















