Kamusal işleyen bir koruma sistemine en çok ihtiyaç duyan ve yetersizlikler yüzünden yüksek düzeyde risk altında olan işçilerin, işsizlerin, yoksulların, mültecilerin çocukların koruma sistemine neden daha çok ihtiyaçları var? Koruma sisteminin tüm ayaklarıyla işlemesi neden işçi ve emekçilerin sorunu? Sendikalar ne yapmalı? Somut taleplerimiz ne olmalı? Yanıtlayalım.
İSTİSMARA EN AÇIK ÇOCUKLAR, YOKSULLARIN ÇOCUKLARI
Peki neden?
Çocukları sarmalayacak kapsamlı bir koruma sisteminin olmadığı, sistemin aksadığı her durum istismara zemin hazırlar. Ortaya çıkmasına, gözden kaçmasına, derinleşmesine neden olur. Bu nedenle koruma sistemi kritik halkadır. Tersten söylersek her istismar vakasına baktığımızda bu sistemin işlemediği yönleri görebiliriz.
Tüm çocukların ayrımsız olarak kamunun koruma sistemine ihtiyacı var. Özellikle cinsel istismar ve fiziksel istismar söz konusu olduğunda istismarı her sosyo-ekonomik düzeyden yetişkinler gerçekleştirebilir. Bu bildiğimiz bir doğru. Ancak bu genel doğru, her kesimden çocuğun genel anlamda istismar karşısında eşit şekilde risk altında olduğu anlamına gelmiyor. Koruma sisteminin işlemesi gereken en temel parçalarına baktığımızda dahi (eğitim, sağlığa erişim, çocuğun buralarda izlenmesi, ulaşılabilir kreş ve bakım hizmetleri vb. ) bunların devlet tarafından bir hak olarak sunulmasına en yakıcı olarak ihtiyaç duyan kesimler, aynı zamanda bu sistemin olmamasından en fazla etkilenen çocuk kesimlerini oluşturur. Peki kim onlar?
Çalışıyor da olsa ekonomik olanaksızlıklarla, yoksullukla boğuşan; ağır çalışma ve yaşam koşulları altında hayatını idame ettirmeye çalışan işçiler, emekçiler, işsizler, en kötü yaşam koşulları reva görülen üstüne her türlü ayrımcılığa uğrayan mülteciler, sistemin körüklediği şiddetle kuşatılmış kadınlar… Bu koşullar, çocukların en temel korunma alanları ile bağlarının zayıf kalmasına, çocukların temel ihtiyaçlarında yetersizliklere neden olur, çocuklarla ilgili konularda bilgilenme, rehberlik alabilme vb. olanakları da zayıflar.
KREŞ: ÇOCUKLARI KORUMAK İÇİN DE HAYATİ!
Tüm çocuklar için ücretsiz ve nitelikli kamusal bakım olanakları sağlanması koruma sisteminde çok önemlidir. Kreş/gündüz bakımevleri çocuklara güvenli bir ortamda bakım olanağı sağlanması demektir. Bunun olmaması, olanakları olmayan kadınlar için çocuklarına güvenli bakım ortamı sağlayamamak demektir. Çocuğun üstüne kapıyı kilitleyip, küçük çocuğu büyüğe emanet ederek işe gitmek, mahallede konu komşunun “insafına” bırakmak zorunluluğu çocukların birçok açıdan riske açık halde olması demek. Tüm gün ne yiyip ne içtiğinden endişelenmek, evde olabilecek kazalar ve başka durumlar için, kaygı içinde geçen zamanlar demekken, çocukları istismar etmeye niyetlenenler için ise elverişli ortamlar sağlar. Başka yeri olmadığı için çocuğunu istemeye istemeye sıbyan mekteplerine vermek zorunda kalan binlerce kadın var bu memlekette. “En azından başında bir büyük biri olsun” diyen kadınlar riskin bir bölümünden kurtarmak istiyorlar çocuklarını böylece. Salgın döneminde fabrikalarda çalışan kadınlarla Ekmek ve Gül olarak yaptığımız ankete göre zaten sınırlı olan kreşlerin kapalı olduğu dönemde çocuğu olan işçi kadınların üçte biri işe giderken tek seçenekleri çocuklarını evde bırakmak. Kreş sağlanmamış olması örneğin, başka yeri olmadığı için çocuğunu çalıştığı şirkete götürmek zorunda kalan işçi kadının çocuğunun, o yoğun iş temposunda şirket sahibi tarafından istismarıyla sonuçlandı. Gerçekler, durum ve ihtiyaçlar bu kadar çıplak. Her çocuk için kreş talebi, sadece kadınlar için değil, daha da fazla olarak çocuklar için zorunlu ve acil bir hak!
İHTİYAÇLARI BELİRLEMEK VE GİDERMEK İÇİN
İzleme Sistemi şart!
İzleme sisteminin olmaması, çocukların hangi ortamda yaşadığının ve ihtiyaçlarının takip edilmemesi demek. Sağlık sistemine ihtiyaç duyup çeşitli nedenlerle buna erişemeyen çocukların durumunun tespit edilmemesi demek. Evdeki tencerede kaynayan yoksulluktan çocuğun payına ne kadar besin düşebildiğini bilmemek, ihtiyacı giderememek demek. Çocukların her koşulda yeterli miktarda besin alabilmesini temin etmek, bunun koşullarını sağlamak ve takip etmek, en çok yoksulların, işsizlerin, kayıtlı kayıtsız işçilerin çocukları için bir mesele. Açlıktan okulda bayılan çocukların olduğu, günü tek öğünle kapatan çocukların olduğu bir memlekette bu acil bir sorun!
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
OKULLARI AÇIN! ÇOCUKLARI KORUYUN!
Salgın dönemi okulların çoğunlukla kapalı olması eğitim hakkındaki eşitsizlikleri ve sonuçlarını arşa çıkardı. Uzaktan eğitime de özel okullara da erişimi olmayan çocuklar hem eğitim hakkından, hem okulların sağladığı tüm koruma mekanizmalarından tamamen mahrum kaldı. Okul çocuklara güvenli bir ortam, gelişim ve ihtiyaçlarının takip edildiği bir sistem sunarken sayısız çocuk hem de uzun süreli olarak bu süreçten koptu. İşe başlatılan, okul yerine ağır iş koşullarına itilen çocuklar en çok yoksulların, işsizlerin, emekçilerin çocukları oldu.
Özcesi, kamusal hizmet ve koruma mekanizmalarının olmaması sadece eğitimden, sadece sağlıktan mahrum kalmak anlamına gelmiyor çocuklar için. Güvenli bir ortamdan, risklerinin ve ihtiyaçların takibinden, istismardan korunma hakkından da mahrum kalmak anlamına geliyor. Sistemin eksiklerin sonuçlarını ise en çok işçilerin, işsizlerin, yoksulların, mültecilerin çocukları yaşıyor.
O halde, çocuk istismarı ile mücadeleyi sürdürürken tam ve bütünlüklü bir koruma sistemini talep etmek, koruma sisteminin parçalarını talepler halinde mücadeleye dönüştürmek, bu taleplerde ve bu sistemin sağlanmasını istemede ısrar etmek çok çok çok önemli.
İŞÇİ SENDİKALARI İSTİSMARLA MÜCADELEDE ÖZNE OLMALI
Koruma sistemine en çok ihtiyacı olan kesimlerin örgütlü olduğu genelde tüm sendikaların, özelde ise işçi sendikalarının istismarın önlenmesi mücadelesine katılımının değişmesi de bir ihtiyaç. Sistemdeki eksiklerin en yakın muhattabı işçi kadınlar, işsizler iken ve çocukların korunması meselesi bir yanı ile de bir sınıf meselesi olarak ortaya çıkıyor. İşçi sendikalarının bu konuda genel açıklamalar yaparak tepki göstermek, istismarı kınamak, mevcut ortak platformların açıklamalarına katkı sunmakla sınırlı bir mücadelenin mutlaka dışına çıkması gerekiyor.
KREŞ, SENDİKALARIN ACİL TALEPLERİ OLMALI
İşçilerin çocuklarının istismardan nasıl etkilendikleri, neler talep edileceği konusunda çalışmalar yapmak ve işçileri bu konuda talepler etrafında birleştirmek sendikaların yükümlülüğü. Kadın işçiler yanında istismarın önlenmesinde çocuklar için de önemini vurguladığımız kreş talebinin bu perspektifle ele alınarak daha özel ve ısrarlı bir çalışma yürütülmesi, kreş ve koruma sistemi arasındaki bağın görünür hale getirilmesi bu konuda çok önemli bir adım olabilir. Metal sektörü başta olmak üzere birçok işkolunda toplu sözleşme süreçleri gündemde. Toplu sözleşme taleplerinde kreş talebine özel bir yer vermek, kreş açılmasını talep etmek, kreş açılana kadar her işçinin çocuklarına güvenli bir bakım hizmeti sağlayacak şekilde mali olarak desteklenmesini talep etmek ve bu talepleri örgütlemek sendikaların bu konudaki en önemli işlerinden biri olmalıdır.
Görsel: Freepik
OKULLARIN AÇILMASI İÇİN SENDİKALAR BASKI OLUŞTURMALI
Salgınla birlikte okulların diğer ülkelerle kıyaslanamayacak kadar uzun süreli kapalı kalması çocuklar için çok ciddi sonuçlar ortaya çıkardı. İşçi-emekçi ve yoksulların çocukları ise bu süreçten çok daha fazla yara aldı. Okulların eğitim yanında çocukların fiziksel, zihinsel, bedensel, ruhsal sağlıkları için çok önemli bir yeri var. Çocuklar bu nedenle birçok sorunla yüz yüze. Zihinsel gelişimin aksaması, hareketsizliğin getirdiği sorunlar, sosyalleşmede zorluklar, eğitimden tamamen kopmak, çalışmak zorunda kalmak, zorla evlendirilmek bazıları. Okullar aynı zamanda izleme sisteminin bir parçası, çocuklar bu süreçte bundan mahrum kaldı. İstismarın ortaya çıkartılmasında çok önemli yer olan okullar bu rollerini iki yıldır yerine getiremiyor. Okulların açılması hem hak, hem eşitlik, hem de bir korunabilme sorunudur. Bu nedenle sendikalar okulların açılması için baskı oluşturmak, açılma için gerekli koşulların sağlanması için zorlayıcı olmak ve mücadele etmek, üyelerini bunun için seferber etmek yükümlülüğü ile karşı karşıyadır.
KORUMA SİSTEMİ NEDİR?
Tüm çocukların ayrımsız olarak ebeveynlerinin imkanlarına bağlı olmaksızın 18 yaşına kadar bakım, eğitim, sağlık, korunma, gözetim ve her türlü gelişimsel ve ruhsal ihtiyaçlarının karşılanmasının devlet tarafından garantiye alınmasını kapsıyor. Tüm çocukların doğumlarından, hatta doğum öncesi dönemden itibaren ihtiyaçlarının, durumlarının, gelişimlerinin, yaşadıkları ortamın, aile, sosyal ve mali koşullarının nitelikli ve sürekli olarak izlenmesi, her çocuk için ihtiyaçların, risklerin ve sorunların tespit edilmesi; sorunların kamu imkanları ile çözülmesinin sağlanması; ebeveynlere ve bakım verenlere sürekli ve kapsayıcı olacak şekilde rehberlik edilmesi ve denetlenmesi; bu sistem içinde istismarın önlenmesi; istismar yine de ortaya çıktığında hızlıca tespit edilmesi ve tekrarının engellenmesi, çocuğun her türlü desteklenmesi, korunma ihtiyacı içinde olan çocukların uygun kamu bakımına alınması demek.
Manşet fotoğrafı: Freepik
İlgili haberler
Afgan kadınların ağır yaşam koşullarına karşı umud...
Kimi 5 yıldır Türkiye’de kimi 1 aydır. Türlü zorluklardan sıyrılıp hayatlarını kurtaran Afgan kadınl...
Afgan göçü: Yaşamak için ölümü göze almak
Afganistan 40 küsur yıldır çatışmanın bağrında bir ülke. Savaşın yarattığı yoksulluk, açlık da berab...
Bu bir yangın yazısı değil, ‘seçim’ yazısı
Doğayı yağmalayan, emeğimizi sömüren, bedenimizi yok edip varlığımızı hiçe sayan türümüzün sömürgenl...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.