kitap
'Adaletsizliğe karşı olmak için mutlaka bizden biri mi mağdur olması gerekir?'
Öykülerin tümünün cinsel yönelimleri ya da cinsiyet rollerini konu aldığını söyleyebileceğimiz bu kitap, çoğumuzun bilmediği, dillendirilmeyen hayatları bambaşka yönleri ile okuru yüzleştiriyor.
Genç Cumhuriyetin ilk işçi romanı özelliği taşıyan Çulluk, Cibali Tütün fabrikası işçilerini anlatıyor. Okunması umuduyla...
Hiçbir kitap hakkında yorum yaparken Geride Kalanlar kadar zorlanmadım. O kadar tanıdıktı ki…
Köy yakmalardan kadın cinayetlerine toplumsal konuları da işleyen yazar içimizi, kimi zaman hüzünle kimi zaman acıyla kimi zaman da inceden bir sevinçle doldurmayı başarıyor.
Tomris Uyar’ın Otuzların Kadını öykü kitabıyla okuma yolculuğumuz kendimize, annemize, ebemize, anneannemize, hatırlayabildiğimiz kadarıyla ötelere yani her anlamda kendi geçmişimize.
Ursula K. L Guin’in Vahşi Kızlar eseriyle okuma yolculuğumuz diğer eserlerden biraz farklı bir evrene doğru ilerliyor. Bu sorgulayıcı, öğretici, keyifli, üzücü bir kitap yolculuğu…
Kadın hakları temalı Olay eserinde kendi yaşamı üzerinden kürtajı cesurca, tarafsız bir şekilde aktarır. Yüzyıllardır süregelen cinsel sömürüye dikkat çeker...
Ian McEwan’ın Çocuk Yasası eseriyle yolculuğumuz ne zaman körleştiğini fark edemediğimiz vicdanlarımıza.
İlya Ehrenburg, Tröst eserinde Amerika’da kapitalizmin gelişmesini, tröstün etkinlik alanlarının genişlemesini taşlama, yergi ile anlatır. Mizahın da yer aldığı eser okuyucuyu öfkelendirir, güldürür,
Mine Söğüt’ün 21 kısa öyküden oluşan Deli Kadın Hikayeleri’nin ortak konusu kadınlar.
Bizim coğrafyada doğup, büyüyen, yaşayan çoğu insan bir yanıyla bu hikayeden haberdar. Japon yazar Osamu Dazai’nin “Koş Melos” adlı eserinden bahsediyorum...
'Şimdi bu köydeki rezil insanlar kimler? Muhtar mı? O sadece bir hane. Yüzde kırk mı? Onlar şakşakçı... Peki yüzde altmışa ne demeli? Gönüllü kulluk yapanlar, sözde hayırcılar, özde teslimiyetçiler..'
Londra Manzaraları’nda kent, ‘heykeller yapan aristokrasinin’ geçip demokrasinin gelişini bekleyen bir kenttir.
Michel de Montaigne’nin Hayvanlara Övgü kitabıyla anlaşıldığı gibi yolculuğumuz hayvanlar alemine. Yol arkadaşımız mı? Kedi, köpek, kuş, maymun, fil, evcil ve yabani tüm hayvanlar.
Dostoyevski’nin Suç ve Ceza kitabı psikolojik, felsefi, polisiye türde değerlendirilse de bundan öte sosyolojik, biyolojik, toplumsal boyutları olan muhteşem bir eser.
Tarihteki ilk hekimin kadın olduğunu, ilk sanayinin temeli kadınların ördüğü halatlarla atıldığını, ilk çanak yapımcıların kadınlar olduğuna öğreneceğiz.
Bu bir uyarı, çok zorlu bir yolculuk. İki güçlü elin boğazımızı sıkma, soluksuz kalma; dipsiz kuyularda boğulma hali. Başımızdan aşağı kaynar suyun dökülme durumu.
‘Hayvanlar sanatçı bir ruha sahip mi? Hayvanlar başkaldırabilir mi? Hayvanlar kendilerini bizim onları gördüğümüz gibi mi görür? Hayvanlarda itibar duygusu var mı?’
Ursula K. Leguin’in Mülksüzler kitabıyla uzay yolculuğuna çıkıyoruz...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.