Kadınlar kendi konumlarını kökten değiştiren sosyalizme giden yolda nasıl mücadele etti? Neler yaptı, neler oldu?

Ekim Devrimi’nin 100. yılından aynamıza neler yansıyor? Devrim kadınların yaşamına neler kattı? Üretim, politika, eğitim, sağlık alanlarında kadının hak eşitliği için neler yapıldı?

1700’lü yılların sonunda ABD'de köle ve siyahi olmanın getirdiği zorluklarla mücadele edip, tarihe geçen bir kadınla tanıştırıyoruz sizi. Bu yaşam mücadelesini başlatan soru: ‘Ben kadın değil miyim?’

21 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Stockholm’de eylem yapan kadınlar savaşların son bulmasını isteyerek barış talebini yükseltti.

Unutma ve göz yumma ki sana, bana, bize göz kulak olanımız olsun... Varlığımızdan güç ve umut devşiren çocukların bir geleceği olsun...

Kadınlar yoksulluk, şiddet, çaresizlik ve yalnızlık sarmalında boğuşuyor. Tablonun sadece Esenyalı’dan gördüğümüz kadarı bile bize kadınların ortak sorunları ve taleplerinin aciliyetini gösteriyor.

İstanbul Çekmeköy'de belediye otobüsünde Ayşegül Terzi'ye şort giymesini gerekçe göstererek tekmeyle saldıran Abdullah Çakıroğlu, 3 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Nijeryalı Nwanyeruwa insanlardan vergi alınmak istenmesine karşı 25 bin kadını ayaklandırmış döneminin devrimci kadınlarından biri.

Sendika merkezine/ şubelere çağırmakla yetinen bir çalışma yerine, işyerlerinde kadınları mücadeleye ve işyeri organlarına katacak planlar, somut, acil talepler etrafında bir sendikal mücadele hattı!

Kadınlar, sırf giyim kuşamları, oturuş kalkışları nedeniyle şiddete maruz kaldıkları bir dönemde bu taslağın ardındaki niyete ve gerici anlayışa geçit vermeyecek.

Asıl hayatınız için en önemli şey devam etmek, direnmektir; devam etmek, çünkü vahşi doğanın vaadi şudur: Kıştan sonra, her zaman ilkbahar gelir.

Valizlerini, çocuklarını topladığı gibi çıkar yola. Biri karnında ikisi yanında kızları ve artık cesaret yüklü yüreği vardır. O yürekle nereye giderse gitsin, evi de vardır, umut dolu geleceği de...

Artık Cibali Sigara Fabrikası olmayan bu yabancı binadan kulaklarımda makinaların seslerine karışmış işçilerin sesleri, yüreğime oturmuş bir isyan duygusuyla ayrıldım.

Tevgera Jinen Azad (TJA) ‘Kadın soykırımını durduracağız, yaşamı özgürleştireceğiz’ ana temasıyla 3 Ağustos’ta startını Batman’dan vereceği bir kampanyaya hazırlanıyor.

Her iki kadından birinin şiddete maruz kaldığı Tunus’ta kadınların mücadelesiyle parlamento, kadına uygulanan her türlü şiddetin cezalandırılmasını öngören yasayı kabul etti.

Tarih boyunca gördük ki kadınların altından kalkamadığı, yapamadığı meslek yok. Eee bunca mesleğin erbabı olmak için kadınlar az mücadele etmedi. Kasaplıkta dahi bu böyle.

Yahudi soykırımından şans eseri sağ kurtulmuş, savaşa karşı verdiği mücadelenin yanında kürtajın da yasallaşmasını sağlamıştı. Fransız kadın hakları savunucusu Simone Veil 89 yaşında yaşamını yitirdi.

Bunca ayrı vagon tantanası varken şuraya bir parantez açalım, kadınlar toplumdan soyutlanmayı, vazgeçmeyi değil mücadeleyi seçti, seçiyor. Tıpkı Mısır’daki gibi...

50 yıllık geçmişi olan Adana Çerkes Derneğine 50 yılın sonunda ilk kez bir kadın başkan seçildi. Bu zamana kadar erkek çoğunluğun olduğu dernek yönetiminde şimdi kadınlar var.

Milliyetçilik ve muhafazakarlığın yoğun olduğu, kadınların da bu muhafazakarlık altında ezildiği bir ilçe Sincan. Bir mahallesinde kadınların kendine güvenmesi ve yaşadıkları değişim okunmaya değer.