2017 bitiyor... Zülal'in, Gülfer'in, Sibel'in, Esra'nın.....Ayşe'nin.....Hatice'nin..... ve daha nicelerinin katledildiği bir yıl daha sona eriyor! Onlar anneydi, eşti, sevgiliydi, evlattılar... ama onlar en çok insandılar! Ve artık aramızda değiller. Birilerinin gözleri önünde; bir yandan öve öve bitiremedikleri erkeklikleriyle izleye izleye korkakça, alçakça katledildiler! Ve arkalarında umutları ve belki de anneleriyle aynı kaderi yaşamaya mahkum kız evlatları, yavruları kaldı. Son 15 yılda 25 bin kadının öldürüldüğü, katillerinin hak ettikleri cezaları almadığı ve hepsinin sessiz çığlığının içimizi dağladığı bir yıl daha bitiyor...

Kadını dışlayan, aşağılayan, sosyal ve ekonomik haklarının elinden alınmasına zemin hazırlayan birçok yasa Meclis Genel Kurulunda kabul edildi. Yani milletin meclisi olan TBMM'de kabul gördü. Artık müftüler nikah kıyabiliyor, doğum kaydını yazılı belge ile değil de sözlü beyanla yapılabilir oluşunun önü açılıyor. Bu tasarılar yine muhafazakar kadınlar üzerinde baskıyı kendi iradeleri dışında artırıyor ve toplumu yine ayrıştırıyor. Kadınlarımız tüm gücüyle ses vermiş bile olsalar "ihtiyaçtan" diyerek getirilen bu yasalar aslında toplumun böyle bir şeye de ihtiyaç duymadığının en büyük göstergesi! Ve tabi ki küçük gelinler... Bu yıl da oyuncaklarından, okullarından, evlerinden koparılıp gelin edilen küçük melekler, onlar bu yılbaşında da yaşadıkları ve yaşayacakları 365 günden farksız mutsuz ve güvencesiz olacaklar yine ...

Kadının kıyafeti yüzünden dayak yediği, birilerinin buna alkış tuttuğu, tecavüze uğradığı ve "öyle giyinirse uğrar tabi" diye aşağılandığı bir yıl böyle kör topal sona eriyor. Gülmesi yine yasaktı, makyaj yapması günah, hamile sokağa çıkması ahlaksızlıktı... İşte böyle tabularla, acılarla bir yıl daha geçip gidiyor...

2017 bitiyor... Sağlıkta birçok reform sözü verilerek, sistem karmaşık hale getirilerek ve yine sistem yükü sağlık çalışanlarına yüklenerek, kendi adıma eczanede hala bitmeyen devlete ait olan reçete ve muayene ücretleri tahsilatları yaptırılarak sağlık dolu değil sağlıkta sağlıksız bir yıl daha bitiyor! Elbette vatandaşın ödediği, maaşlarından kesinti ile giden katkı paylarından, muayene ücretlerinden, reçete ücretlerinden habersiz olduğu bir yıl daha öylece bitiyor. Hastaneler yaptırıldı. Ama o hastanelerin yoğun bakımlarına kabul edilmeyen hastaların öldüğü bir yıl daha, kayıp canlarla yitip gidiyor...

2017 bitiyor... Eğitim hakları ellerinden alınan küçük gelinlerle, haksızca küçük bedenlerinden faydalanılan çocuk işçilerle ,öldüklerinde dahi ne yazıkki elde edemedikleri hakları ile bir yıl daha bitiyor. Saçma sınav sistemlerine uyum sağlamaya çalışırken, sabahtan akşama ya da akşamdan sabaha değiştirilen sınav şekilleri ile yeni gençliğimizin karmakarışık olmuş zihinleri ile bir yıl daha bitiyor. Ama ne güzel ki kazanamasalar da sokaklarında yanıbaşlarında imam hatipleri var çocuklarımızın!!! Okullara ilim öğrensin diye kapatılan yavrularımızın tacizlere uğradığı, yandığı kül olduğu bir yıl daha yaşadık. Ama yadırgamadık ne yazıkki! Çünkü alıştırıldık! Çünkü anne babalar susturuldu...Velhasıl bilimsellikten uzak dayatmalara dayalı eğitim sistemi ile ezbere bir nesilin hızla yetiştiği bir yıl daha bitiyor... 2017 açlık ölümleri ile, ilaç temin edemediği için ölen vatandaşlarımızla, kim vurduya giden iş kazalarında ölen işçileriyle, sokaklarda katledilen kadınlarıyla, terör kurbanlarıyla sessiz sedasız öylece gidiyor...

HOŞGELDİN 2018!!! İnadına barışla, inadına umutla ve insanlıkla hoşgeldin... İnsanlığın rengarenk, cıvıl cıvıl tüm renkleriyle... kardeşlikle...emekle...mutlak zaferle HOŞGELDİN!!!