DERGİMİZDEN

‘Hem cihatçı örgütlerin yönetime gelmesi hem de Suriye’nin yerle bir olması Türkiye’deki mülteciler için hâlâ endişe verici.’

Nadim Güç’ün yönetmenliğini üstlendiği Mukadderat izleyiciyi, geleneksel değerlerin ağır bastığı bir ortamda, bir kadının mücadelesinin en insani yanlarına tanıklık etmeye çağırıyor.

‘Film bitince samimi ve sıcak bir hissin yanında, büyük bir merak duyuyoruz. Birbirimize bakıp hayatın devam etmesini dilemekten kendimizi alamıyoruz.’

‘11 yıl önce başladığımız bu yolculuk, hiçbir zaman yalnız yürümediğimiz bir yolculuk oldu. Birlikte sürdürdüğümüz örgütlü mücadele bizim ne kadar güçlü olduğumuzu yeniden gösterdi.’

‘Kadın cinselliği, toplumumuzda hâlâ bir tabu, utanılması ya da gizlenmesi gereken bir konu olarak görülüyor. Bu algı, nesiller boyunca aktarılmış ve bizi şekillendirmiş.’

‘Kadınlar için daha güvenli ve eşit bir dünya inşa etmek adına mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu anıt, kayıplarımızı anarken geleceği değiştirme kararlılığımızın bir simgesi olmaya devam edecek.’

‘Sokakta, okulda, fabrikada, evde şiddetin her türlüsünü yaşıyoruz. Çevremizde birçok insan ilk bizi yargılıyor, kendisinde bizim hayatımıza dair söz söylemeyi hak görüyor.’

Aile hekimliğine getirilen yeni yönetmelik, birçok ASM çalışanı ve doktor tarafından protesto edildi, grevlerle karşılandı. Peki yönetmelik kadınların sağlığa erişimi açısından ne anlama geliyor?

'Bak bak aklı sıra siz haşmetmeaplarıyla bendeniz kulunuzun arasına nifak tohumları ekecek. Bu yeni yılda bir defa bile gitmeyeyim de görsün bakalım nasıl kesiliyormuş performans!'

Şimdiki işimde de kadınların özellikle daha zor koşullarda çalıştığını gördüm. Kadınlar hem maddi açıdan hem de iş yükü açısından erkeklere göre daha dezavantajlı.

‘Kendim için endişelenmek bir yana, çocuklarımız o saatlerde okula gidiyor. Köpek saldırısından ve başka her türlü şeyin yaşanmasından korkar hale geldim. Bu sistemin değişmesini istiyorum.’

'Başkalarının yüklediği rollerin ötesine geçip kendi hikayemi yazmaya devam etmeyi diliyorum. Bütün kadınları toplumsal rollerin ötesine geçip kendi hikayelerini yazmaya davet ediyorum.'

İLEF’li kadınlar olarak temel ihtiyaçlarımız için dayanışma örgütlerken karşımızda temel hijyen ihtiyaçlarımızı erişilemez kılan ve bir kâr aracı olarak gören bir zihniyetle karşı karşıyayız.

‘Roman, bir eve dönüş hikayesi. Bu, başlangıçta mecburiyetten yapılan bir dönüş olsa da içerisinde birçok hesaplaşmayı, kendini hatırlamayı, geçmişi yeniden tartmayı barındırıyor.’

Emeğimizi sömüren, bizi askıda hayata mahkum eden patronlara, patronların kârı için haklarımıza göz diken sermaye müttefiklerine karşı kapatacak çok kapımız var...

Kış çetin, rüzgar sert. Ancak yan kapımızdaki karınca güven kapımız. Bunu hepimiz biliyoruz. Haydi o zaman 2025’e azimle hazırlanalım, karıncaları örgütleyelim, örgütlenelim.

Kız kardeşlik yalnızca duygusal bir anlam içermiyor. Sermayenin kadınlara dayattığı koşullarda kendisinin hayatta kalabilmesi için yanındaki kadının hayatta kalabilmesinin zorunlu olduğunu gösteriyor.

Bir yatılı okulda temizlik işçisi olarak çalışıyor Gül. İktidarın lütuf gibi gösterdiği TYP ve İŞKUR ile çalışmaya başlayan arkadaşlarının yaşadıkları ve kendi yaşadığı yoksulluğu anlatıyor.

Tuzla Serbest Bölgesi’nde, TEKSİF Sendikasında örgütlenmek isteyen ve sendikal mücadele sürecinde işten atılan TKIS Blinds işçilerinin ilmek ilmek ördüğü direniş çadırındayız.

‘Düşünsenize, geçim derdine takılmaktan hobilerimden, kendimden bile uzaklaştım. Sadece hayatta kalmaya odaklanıyorum, o kadar.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.