Kadına yönelik şiddetin önlenmesini amaçlayan, özellikle bunun formülünün toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıyla gerçekleşeceğini söyleyen İstanbul Sözleşmesi çeşitli argümanlarla tartışmaya açıldı, sözleşmeden çekilmesi gündeme geldi. Kadınlar sokakları doldurarak tek bir ağızdan "İstanbul Sözleşmesi'ne dokunma, uygula" demişti. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da diğer adıyla İstanbul Sözleşmesi 20 Mart 2021’de gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedildi. Cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıyla şiddetin önlenmesine yönelik devlete pek çok alanda yükümlülükler sağlayan bu İstanbul Sözleşmesi'nin ne olduğuna, kadınlara nasıl haklar tanıdığına, şiddetle mücadelede devlete nasıl yükümlülükler verdiğine ve feshi kararı ile neleri tehlikeye attığına bir bakalım...
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 NEDİR?
Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önlemede önemli bir sözleşme olan, Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi içeriği ve kapsayıcılığı açısından kadınlar için önemli bir sözleşme. Tamamen kadına yönelik şiddetin önlenmesini amaçlayan, özellikle bunun formülünün toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıyla gerçekleşeceğini söyleyen İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet kavramını ortaya koyan ve tanımlayan ilk hukuki metin olma özelliğini taşıyor.
İstanbul Sözleşmesi taraf devletlere aşağıda belirtilen davranışlara yönelik cezai ya da hukuki yaptırım uygulamayı zorunlu kılıyor. Sözleşme kapsamındaki suçlar şu şekilde sıralanıyor:
Ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik)
■ Taciz amaçlı takip;
■ Tecavüz dahil, cinsel şiddet;
■ Cinsel taciz;
■ Zorla evlendirme;
■ Kadınların sünnet edilmesi;
■ Kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama.
Sözleşme bu tip şiddet olaylarına sıfır tolerans gösterilmesini, mağdur olan kimse failin eşi, hayat arkadaşı ya da ailenin bir ferdi ise, aile içinde işlenen suçların gizli kalmamasını amaçlıyor.
Sözleşmede yer alan bazı maddeler şöyle:
■ Sözleşme, yalnızca Sözleşme’ye taraf devletlerin vatandaşı olan kadınlar için değil, sığınmacı ve hukuki durumu ne olursa olsun göçmen kadınlar için de koruma sağlamaktadır.
■ Sözleşme, şiddet mağdurlarına eşit koruma sağlanmasını öngörmekte ve mağdurlar arasında her türlü ayrımcılığı yasaklamaktadır.
■ Sözleşme,“toplumsal cinsiyete dayalı” ayrımcılık ve şiddeti temel almıştır ve toplumsal cinsiyeti tanımlayan ilk uluslararası belgedir.
■ Sözleşme’de, ekonomik zarar veya ekonomik ızdırap da kadına yönelik şiddet biçimlerinden biri (ekonomik şiddet) olarak tanımlanmıştır.
■ Sözleşme, erkeklere ve çocuklara yönelik ev içi şiddetten de söz etmekte ve şiddet mağduru kız ve oğlan çocuklara ilişkin özel düzenlemelere yer vermektedir.
Sözleşmenin tamamına ulaşmak için TIKLAYIN
"Aileyi yıkıyor, şiddeti artırıyor, eş cinselliği özendiriyor" denilerek tartışma konusu haline getirilen İstanbul Sözleşmesi ne diyor, Türkiye'de uygulamada neler oluyor? Gelin madde madde bakalım... İstanbul Sözleşmesi nasıl yaşatır?
İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanmasının hemen ardından devletin iç hukuktaki pek çok düzenlemenin bu sözleşmeye uygun olması gerektiği için daha önce 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun revize edilmesi gündeme geldi ve 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe girdi.
6284 sayılı Kanun’a dair bilgilerin yanı sıra Kanun’un tam metnini de bulacağınız broşüre ulaşmak için TIKLAYIN
Peki 6284 sayılı Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kadınlara ne sağlıyor? Avukat Selin Nakıpoğlu anlatıyor. Okumak için TIKLAYIN
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa: Kadınlar için ne anlama gelir? Avukat Gamze Gökoğlu İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun şiddetle mücadele için kadınların elindeki en önemli yasal araçlar olduğunu söylüyor. Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
İstanbul Sözleşmesi'nin ve 6284 sayılı kanuna karşı doğru bilinen yanlışlar neler? Bunlara bir göz atalım. İstanbul Sözleşmesi'ne dair doğru ve yanlışları madde madde sıraladığımız içeriğe ulaşmak için TIKLAYIN
“Kadınlara çok fazla haklar verdiği, yuva yıktığı, aile yapısını bozduğu ve zulüm olduğu” iddiasıyla İstanbul Sözleşmesi'ne çokça karşı propaganda yürütülenler nasıl bir "aile" istiyor? Yazıyı okumak için TIKLAYINIZ
Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneğinin hazırladığı animasyona bir bakalım: Şiddete maruz kalan 3 kadının yaşamını gösteriyor bu animasyon ve İstanbul Sözleşmesi etkin bir biçimde uygulansaydı hayatlarının nasıl değişeceğini...
6284 VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE HAKLARIMIZ
6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi şiddet mağdurlarının korunmasına dair maddeler içerirken aynı zamanda şiddeti yaratan yaşamın her alanına tesir etmiş cinsiyet eşitsizliğinin önlenmesi için de eğitim alanı gibi pek çok alanda devleti yükümlü tutar, şiddeti önleyici mekanizmaların oluşturulmasının önünü açar: İşyerlerinde, eğitim müfredatında, üniversitelerde, şiddetin önlenmesi için kurumların işleyişinde ve sorumluluklarında... Çeşitli örneklere bakalım. 6284'e göre şiddete uğradığınızda neler yapabilirsiniz? Şiddete uğrama ihtimaliniz varsa ya da şiddet dolu hayatınızı değiştirmek istersiniz ihtiyacınız olan tüm bilgileri burada topladık.
EĞİTİMDE...
MEB, Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği’nde değişiklik yaparak ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni etkinlik alanlarından çıkarmıştı. Peki 6284 sayılı Kanun bu konuda ne diyor, hatırlayalım mı? İlgili maddeyi okumak için TIKLAYIN
Üniversiteli kadınlar açısından da İstanbul Sözleşmesi’nin büyük bir önemi var. 2019'da Yüksek Öğretim Kurumu’nun (YÖK) “toplumsal değerler ve kabullerle mütenasip olmaması ve toplumca kabul görmemesi” bahanesiyle yürürlükten kaldırdığı “Yükseköğretim Kurumları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi”, başta Türkiye’nin 1985 yılında imzalamış olduğu CEDAW (Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi) ve 2011 yılında imzalamış olduğu İstanbul Sözleşmesi (Kadına Karşı Şiddetin ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi) dayanak yapılarak hazırlanmıştı. YÖK Tutum Belgesi ve Üniversiteli kadınların kendi üniversitelerinde şiiddete karşı neler yapabileceklerini tartışan yazımız için TIKLAYIN
İŞYERLERİNDE
İstanbul Sözleşmesi, işyerinde de şiddetin önlenmesi bakımından bir araç. İşyerinde kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın engellenmesi için esas olan ise işçi kadınların örgütlülüğü. İşyerlerinde şiddetin önlenmesi ile İstanbul Sözleşmesi'nin nasıl bir bağı var? Öğrenmek için TIKLAYIN
Dardanel’in çalışma kampından İstanbul Sözleşmesi’ne bir yol var…
Peki ya 25 Kasımlardan 8 Martlara kadınlara değer verdiğini ve eşitlik vurgusu yapan sermayedarlar gerçekten eşit koşulları sağlıyor mu? Dardanel'in çalışma kampı örneği üzerinden İstanbul Sözleşmesi'ne uzanan yola dair olan yazımızı okumak için TIKLAYIN
UYGULANSAYDI YAŞARLARDI
Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddetin boyutları çok artmış, biçimleri daha da vahşileşmişken kadınları koruyan yasalar ve onun dayanağı olan Sözleşmeden çekilinip kadına yönelik şiddetle mücadele edilmeyeceği açıkça ilan ediliyor. İstanbul Sözleşmesi'nin gerekleri uygulanmadığı için pek çok kadın ellerinde uzaklaştırma kararlarıyla karakol kapılarında çldürülüyor, boşanmak istediği için katlediliyor, suç duyurusu olmasına rağmen korunmuyor, ölümle yaşam arasında kaldığı noktada kaldığında kendini kurtarıp şiddet faili erkeği öldürdüğü için müebbet hapis cazalarıyla yargılanıyor. Her gün en az bir kadının öldürüldüğü haberini aldığımız bu zamanlarda her öldürülen kızkardeşimiz için şunu söyleyebiliriz: 6284 uygulansaydı bugün yanımızda olabilirlerdi.
Kadınlar ve çocuklar için ülkedeki karanlık tabloya bakalım. Eğer İstanbul Sözleşmesi eksiksiz uygulansaydı rakamlar böyle olmazdı! Yazıya ulaşmak için TIKLAYIN
Ayşe Tuba Arslan’ın ve Nahide Opuz’un yargısal süreçlerinin benzerliği İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanırsa yaşatacağını hatırlatıyor… Avukat Neriman Ersin yazdı… Okumak için TIKLAYIN
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇEKİLEN ÜLKELERDE KADINLAR AYAKTA
İstanbul Sözleşmesi'nin feshi kararına kadın haklarına sürekli saldırıların yapıldığı ve kadınların sokakları haklarına yapılan saldırılara karşı sürekli sokakları doldurduğu ülkeler dayanak olarak örnek veriliyor. Kürtaj hakkı gibi pek çok hakkına sürekli saldırı yapılan ancak kadınların mücadeleleriyle de öne çıkan Polonya örneğine bakalım...
Fotoğraf: Unsplash
POLONYA
Polonya hükümetinin İstanbul Sözleşmesi'nden çekileceğini açıklaması ülke çapında protesto gösterilerine neden oldu, kadınlar sokağa döküldü.İlgili haberi okumak için TIKLAYIN
Polonya’daki İstanbul Sözleşmesi protestolarının organizatörlerinden Marta Lempart, Sözleşmeyle ilgili Polonya’da yaşanan süreci anlattı... Röportajı okumak için TIKLAYIN
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE YAPILAN SALDIRILAR
İstanbul Sözleşmesi imzalandıktan 9 yıl sonra “yuva yıkan” bir sözleşme haline nasıl geldi? 2005’ten 2020’ye adım adım İstanbul Sözleşmesi’nde nasıl yol alındı hatırlayalım…Okumak için TIKALAYIN
Esas hedefi kadınların özgür bir biçimde yaşama, var olma talebi ve mücadelesi olan bu zihniyet, yıllardır gerici söylemlerini sürdürse de son yıllarda "kısmi başarılar" elde etmiş gibi görünüyor. Kadın haklarına karşı yapılan bu saldırı furyasının arkasında ne var? Okumak için TIKLAYIN
SÖZLEŞME'NİN YOK EDİLMESİ NE DEMEK?
Sözleşmenin yok edilmesi demek Türkiye’nin kadına yönelik şiddete karşı tüm yükümlülüklerinden kurtulması anlamına gelecek. Peki bu durum kadınlar için nasıl bir tehdit oluşturuyor? Okumak için TIKLAYIN
AKP İstanbul Sözleşmesine dönük saldırılarla ne planlıyor? Sözleşmenin yükümlülükleri ortadan kalkınca diğer hakların tırpalanmasının önü nasıl açılacak? Okumak için TIKLAYINİSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NİN FESHİ KARARI
Uzunca bir süredir iktidarın yol vermesiyle cemaatlerin, tarikatların saldırısı altında olan sözleşme, 2020’nin Temmuz ayı itibariyle AKP sözcülerinin de diline dolanmıştı. Sözleşmeyi hedefe koyan açıklamalarla nabız yoklamış, kadın hareketi ise sokak eylemleri, kamuoyu bilgilendirmeleri, kampanyalar ile güçlü bir yanıt vermişti. Kadına yönelik şiddetin tavan yaptığı ülkede, hiçbir gündemin üstünü örtemediği kadın cinayetleri her geçen gün artarken, iktidarın kadın katliamını seyretmekle kalmayan, alenen meşrulaştıran söylem ve tutumları toplumun tepkisinin de yükselmesine neden olmuş, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devlete önemli yükümlülükler veren İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine yönelik adımlar, halkın geniş kesimlerinin tepkisine takılmıştı.
Türkiye’nin sözleşmeden çıkması tartışması Ağustos ayında rafa kaldırılmış gibi yapılmış, ancak o tarihten bu yana her fırsatta saldırılar devam etmişti. Türkiye toplumunun yüzde 64’ünün iptaline alenen karşı çıktığı araştırmalara da yansıyan sözleşmeyi feshetmek, milyonlarca kadının hayatının ve milyonların ortak iradesinin tek adamın bekasına kurban edilebileceğinin ilanı oldu! Tıpkı; milyonlarca insanın oy verdiği HDP’nin kapatılmasında olduğu gibi. Okumak için TIKLAYIN
İstanbul Sözleşmesine saldırıp, ‘Kadınlara önem veriyoruz’ demek ne demek? Yazıya ulaşmak için TIKLAYIN
Demokrasi İçin Hukukçulardan Avukat İlke Işık ve Avukat Sevil Aracı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Sözleşmesi'ni feshetme hamlesini ve kadınların sokağa çıkmasını değerlendirdi.
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
İl il, gün gün eylem planı | İstanbul Sözleşmesi i...
Hafta boyu İstanbul ve İzmir'in pek çok noktasında ve başka illerde alanlara çıkacak olan kadınlar,...
GÜNÜN KAMPANYASI: 62seksendört - Hayatları şiddet...
Kadınlarla Dayanışma Vakfının (KADAV) bir tanıtım filmi yaparak 6284 Sayılı Kanun’la ilgili kampanya...
GÜNÜN ŞARKISI: 6284 nedir?
Kadıköy Belediyesi 25 Kasım çalışmaları kapsamında 6284 sayılı yasaya dikkat çekmek için bir rap şar...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.