AKP MYK’sının İstanbul Sözleşmesini konuşacağı söyleniyor bugün. Belki bu satırları okuduğunuzda toplantı bitmiş ve kadınların hayatlarına ilişkin verilmiş karar açıklanmış olur. Belki hiçbir açıklama yapılmaz, belki konuşulmaz, belki yine Cumhurbaşkanı isteyenin istediği yere çekebileceği bir açıklama yapar. Hepsi olabilir, hiçbiri olmayabilir.
Bir siyasi parti kadınların hakları ve hayatlarını konuşuyor ne ilginç değil mi? Hayır, haklarını nasıl koruruz, nasıl hayatta kalmalarını sağlarız, eşitsizliği nasıl engelleriz demiyorlar. Eşitlik temelli bir uluslararası sözleşmeden nasıl kurtulabileceklerini düşünüyorlar.
“Halkımız istiyor, tepki çok” lafları tutmadı bu arada. Kadınların Sözleşmeye sahip çıktığı ve bu tartışmanın yapılmasını abes bulduğu o kadar açık ve net ki, sözü dolandırıp duruyorlar bir süredir. Bulmaya çalıştıkları ara formüller, basına yansıyan, kendilerince çözüm yolları da yol değil aslında. EŞİK’in yaptığı açıklama bu tartışmalara ilişkin net şeyler söylüyor, hala görmemiş olanlar baksınlar mutlaka.
SÖZLEŞME İŞÇİ KADINLAR İÇİN DE HAYATİ!
İstanbul Sözleşmesi’ni çok çeşitli biçimlerde tartıştık. En temel özelliği şiddete karşı devlet koruması sağlaması ve imzacı devletleri sorumluluk sahibi yapması. Sözleşmenin 1. Maddesi amaçları şöyle açıklıyor:
■ Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak;
■ Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak;
■ Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak;
■ Kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak;
■ Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak”.
Kadınlara yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve kadın erkek eşitliğinin sağlanması Sözleşmenin temel amaçlarından biri olup, kadına yönelik şiddetin başka türlü engellenemeyeceği de bu ülkede yaşayan bizler için tecrübe ile sabittir.
Dolayısıyla kadın erkek eşitliğinin ve kadına yönelik hayatın her alanında yaşanan ayrımcılığın engellenmesi sözleşmenin temelidir. Bu iş hayatından, eğitime, sağlıktan, adalete, sosyal hayattan, medyaya kadar hayatın her alanına dair bir şey demek.
Bu nedenle Sözleşme; fabrikalarda, atölyelerde ter akıtırken eşit ücret talebimizin de dayanağı. Yarı zamanlı, part-time çalışma zorlaması ile de ilgili. Sigortasız çalıştırılıp, emeklilik hakkına, kıdem tazminatına ulaşamıyor olmamıza dair bir şey.
Doğduğumuz andan itibaren içine düştüğümüz eşitsizlik, on sekiz yılına gelmiş bu siyasal iktidar sayesinde her geçen gün artarken, işçi emekçi kadınlar sermayenin ucuz, esnek, kolay gözden çıkarılabilir emek gücü oldu.
AKP kadınlara aile hayatı ile uyumlu çalışma hayatı dayatmaya çalışırken patronlar buradan güç aldı. Anlı şanlı İstanbul Sözleşmesi destekçisi patronlardan küçük atölye çalıştıran işverene kadar hepsi bundan nasiplendi.
O yüzden çalışırken yaşadığımız her türlü ayrımcılığa dair İstanbul Sözleşmesinin bir anlamı var. Çorum’da çocuklarını bırakacak bir kreş olmadığı için evde bırakıp işe giden Fatma Hemşire’nin yaşadığıdır iş hayatında payımıza düşen.
Kreşlerin olmadığı, çocuklarımızı özel kreşe verecek karar para kazanamadığımız, bir yandan işe, çocuğa, kocaya, eve, geçim sıkıntısına yetişmeye çalışmaktır her yeni gün yaşadığımız.
İstanbul Sözleşmesi devletlere bütün bunlar için de sorumluluk yüklüyor. Çalışma hayatında da kadınların tam eşitliğinin sağlanması için koşulların yaratılması gerektiğine işaret ediyor. İşte bu kadar hayatlarımıza dair bir sözleşmeden kurtulmaya çalışıyorlar.
Zaten uygulamadıkları, hükümlerini yerine getirmedikleri sözleşmeden çıkmasalar da etkisiz hale getirmeye çalışacaklar muhtemelen. Uygulamıyoruz merak etmeyin mesajını daha net verecekler, vermesi gerekenlere.
AKP’ye, bir kez daha söyleyelim; o elindeki İstanbul Sözleşmesini sakince yere bırak. Sonra imza çekilmesi tartışmasını bir daha indirmemek üzere rafa kaldır. Aksini yapmana bu ülkenin kadınları izin vermeyecek.
Çünkü haklarımızdan ve hayatlarımızdan asla ama asla vazgeçmeyeceğiz.
İlgili haberler
Mata işçisi kadınlar: İstanbul Sözleşmesiyle uğraş...
Mata işçisi kadınlardan İstanbul Sözleşmesinin hedef alınmasına tepki: ‘Hükümet, ekonomi gündem olma...
İstanbul Sözleşmesi’nde ‘erteleme’, mücadelenin en...
Gazeteci Ayla Türksoy’un hazırlayıp sunduğu programda soruları yanıtlayan Avukat Gülşah Kaya, İstanb...
Tepebaşı Belediyesi işçileri: ‘İstanbul Sözleşmesi...
DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Eskişehir Şubesi üyeleri örgütlü oldukları Tepebaşı Belediyesinde İs...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.