Kübra Yeter, hikayeyi anlatış biçimi ve koku meselesine yaklaşımıyla ilk adımını sağlam bir temele oturtan Yönetmen Öykü Orhan’la ‘Paydos’ filmini ve sinema endüstrisini konuştu.

İzmir Bornova’dan ücretsiz izne çıkarılan Birgül:: “1 Mayıs yaklaşıyor, benim durumumda binlerce kadın var. Devlet asıl bizlere destek paketleri açıklamalı ama mücadele etmeden olmayacak görüyoruz.”

Çok yetersiz bu önlemler yine de salgının fabrikamıza girmesine engel olamadı. Yatan 5 hastamız, sonucu pozitif çıkan 2 hasta çalışanımız var.

Aliağa’da yemekhanelerde çalışan kadın işçiler, virüs nedeniyle çalışma koşullarının ağırlaştığını anlattı: ’Evdekilere virüs taşımaktan endişe ediyoruz, ücretli izin bekliyoruz.’

Çerkezköy’de bir işçi kadın tozdan öksürünce koronavirüslü ilan edildi, işçilere ücretli izin vermeyi göze alamayan işveren kadın işçiyi işten atmaya çalıştı.

Tuzla’dan işçi kadınlar: Bir taraftan virüs, bir taraftan işsizlik korkusu. Ücretli izinli sayılmak istiyoruz.

Kargo çalışanı bir okurumuz: ‘Siz alıyorsunuz biz taşıyoruz. Sağlık, virüs diyorlar ama kimse bizim için elini taşın altına koymuyor. Sanki orada çalışanların evde çocuğu, annesi, babası yokmuş gibi.’

Daha önce Erdoğan’ı savunanlar şimdi ‘bu savaş çok yanlış bizi ateşe atıyor’ diyorlar. Çünkü savaştan, işsizlikten, pahalılıktan korkuyorlar.

Sakarya’nın Hendek ilçesinde bulunan bir fabrikada çalışan 46 yaşındaki Neyla Özdemir’in kolu makineye sıkıştı. Sağ bileğinde kırık ve kolunda eziklikler olan Neyla Özdemir tedavi altına alındı.

Düşük ücretler, uzun çalışma saatleri, kriz, beterin beteri koşullar. 8 Mart yaklaşırken, Dr. Selin Pelek ile çalışma hayatının kadınlar açısından profilini konuşuyoruz.

İşçi kadınlar için tuvalete gitmek neredeyse bir lüks! Mersinden bir işçi kadın anlatıyor: ‘Tuvaletimi tutabildiğim ana kadar tutuyordum ki laf işitmeyeyim.’

İşten atılan otomotiv işçisi Ayşe anlatıyor: ‘Arpanız mı az geldi’ gibi aşağılayıcı cümleler kurulması, çay molası olmadan çalışmak, bizde patlamaya neden oldu ve sendikanın kapısında bulduk kendimizi

ILO’nun açıkladığı verilere göre Türkiye’de cinsiyetler arası ücret eşitsizliği büyüyor. Kadınlar, erkeklerden yüzde 12.9 daha az kazanıyor.

‘Ev işleriyle meşguliyet’ bir ‘tercih’ değil zorunluluk. Türkiye’de 10 kadından 9’u çalışmak istiyor. Ama kadınların çalışma yaşamında haklarının fütursuzca çiğnenmesi kadınları eve yönlendiriyor.

İsviçre’de 14 Haziran 2019’da eşitlik talebiyle düzenlenen kadın grevinin ardından Unia Sendikası ‘Kadınlar daha fazla istiyor’ başlığıyla kampanya başlattı. Kadınlar, saygı, zaman, eşit ücret istiyor

Antalya’daki Asmalı Konak Huzurevi önünde 241 gündür grevde olan hasta bakıcılara, greve çıkarken usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla dava açıldı. İşçilerin suç duyurusu ise hâlâ bekletiliyor.

Aydın Çine’de maden işletmelerinde çalışırken silikozis olan ve hastalandığı için işten çıkarılan Saliha İnce: Hastaneden çıktığım gün çıkışımı vermişler!

Metal işçisi kadınlar sözleşme için yapılan eylemlerde ön safta olmaktan mutlu. Ancak sendikanın fabrikada yaşadıkları günlük sorunlarda kendilerini yalnız bırakmasından şikâyetçi.

Kadın işçiler asgari ücrete yapılan zamma şaşkın değil. ‘Jest yapacağız’ diyen Cumhurbaşkanına da, ‘işvereni de düşünmeliyiz’ diyen bakana da, göstermelik tepkiler veren sendikacılara da öfkeliler.

Çoğu market ya da çağrı merkezlerinde çalışan Tez-Koop-İş üyesi kadın işçiler çalışma yaşamında karşılaştığı zorlukları anlatıyor, bu zorluklara karşı sendikalaşmanın önemine de dikkat çekiyorlar.