işçi kadın
Melisa, seni gözlerinden öpüyorum. Ne olur sakın susma! Bana umut oldun. Eğer ben de ses çıkarsaydım eminin birileri de bana sahip çıkardı.
“Çeliğin mazisi hoşuma gidiyor. O sert görünümlü, soğuk madde, ateşle buluştuğunda yumuşayıp şekil alınca hoşuma gidiyor. Dokundukça bana itaat ediyor. İnatçı bir keçiyi yola getirmek gibi.”
İşsizlik sarmalında bir aile... Yetmeyeni yetirme kaygısında bir anne... Bu yoksullukla nasıl büyüyeceğinden kaygı duyulan bir bebek. Size de tanıdık geldi mi?
İşçi mi işten çıkarılacak, ilk önce kadınlar! Kıdem tazminatında da yine kadınların iş güvencesi topun ağzında. Sincan OSB’de metal fabrikasında çalışan Sibel de tam olarak bunları anlatıyor.
Sincan’da çalışan, çalışmayan bütün kadınlar kıdem tazminatı tartışmalarına erkeklerden daha ilgili. Gelecekleri için tazminatın olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorlar.
Tuzla’dan metal işçisi bir kadının hak arama ve alma öyküsü bu. Fabrikadaki çay sohbetlerinden geleceğe dair umut fışkıran bir öykü...
Esenyurt’ta farklı iş kollarından işçi kadınlar hem AKP’nin işçiler için bugüne kadar ne yapıp yapmadığını tartışıyor hem de kıdem tazminatının fona devredilmesini.
Esenyurt’ta bir araya gelen işçi kadınlar, kadına yönelik şiddeti konuştu. Başından geçen şiddet olaylarını anlatan kadınlar çözüm için örgütlü mücadelenin önemini vurguladı.
İşçi bir anne ile kızının kıdem tazminatı sohbeti...
İzmir'de taşeron işçi olarak kadın işçiler kıdem tazminatının neden önemli hatta vazgeçilmez olduğunu anlatıyor: "Biz yıllardır alın terimizle çalıştık, kazandık. Hakkımızı kimseye yedirmeyiz."
Genel İş Sendikası İzmir 7 No'lu Şube Sekreteri Özgür Genç kıdem tazminatının işçi kadınlar için önemini anlatıyor. Genç, Genel İş olarak kıdem tazminatı hakkı için çalışmalarını da özetliyor.
Bugün Dünya Ev İşçileri Günü... Tüm ev işçisi kadınları yaşamlarını, zorluklarını, sorunlarını, taleplerini anlatmaya çağırıyoruz...
Gebze’de kurulu fabrikada ağırlıkla kadınlar çalışıyor. Patronların istediği sendikaya değil, kendi seçtikleri sendikaya üye olma mücadelesi veren işçilerin çalışma koşulları da çok ağır.
Sohbet ilerledikçe evden her gece gelen gizemli tıkırtıyı sordum. Eşinden gizli çalıştığını söyledi. Eşi çalışmasına karşı çıktığı için o da eşi gece vardiyasında çalıştığında dikiş yapıyormuş.
Bir mücadele ağı kurmak ve en önde de işine, geleceğine sahip çıkmak isteyen kadın işçilerin durması gerek. Yoksa atı alan Üsküdar’ı geçer!
Babam tersaneden emekli. Maddi olarak sıkıştıklarında babam “Tazminatım var, onunla hallederiz” derdi, öyle de oldu. Şimdi bu hakkı elimizden almak istiyorlar. Kadınlar olarak daha duyarlı olalım.
Diyorlar ki 15 yıl çalışman gerekiyor kıdem tazminatının bir bölümünü alabilmek için. Geri kalanı emekli olunca alacakmışız. Benim emekli olacak kadar çalışabileceğimin garantisi var mı?
Kıdem tazminatına saldırılar yeni değil. Ama şimdi, iştahla kıdem tazminatının fona devredilmesini dillendirebiliyorlarsa bu, işçilerin ve sendikaların dağınıklığındandır. Hakkımızı yedirmeyelim.
Brezilya fönü deyip geçme, korkunç zararları var yapana. Büyük bir kuaför zincirinin kuaförü Sema, binbir emek ve uluslararası dayanışmayla “sağlıklarını” nasıl geri kazandıklarını anlatıyor.
“Adresim ayakkabılarım gibidir; benimle birlikte yolculuk eder. Nerede haksızlığa karşı mücadele ediliyorsa, evim orasıdır.”
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.