DERGİMİZDEN
Adana’da otobüs durağında Emine ve çocuğuyla tanıştık. Hava sıcaktı, sohbet koyuydu. Emine EYT’li ama derdi çok…
Londra Manzaraları’nda kent, ‘heykeller yapan aristokrasinin’ geçip demokrasinin gelişini bekleyen bir kenttir.
‘Kaç aşk, kaç savaş, … kaç hüsran, kaç umut? Envanter kaydı tutmuyorum… Ömrüm bir şiire teğelli. Onu yazıyorum.’
Sevdiklerini kaybetmekten, su bile bulamamaya kadar her türlü sorunu yaşayan kadınlar 21 metre karelik konteynerlarda yaşamlarını yeniden kurmaya çalışıyor.
Konteyner kentte yaşayan Hatun ne beslenme ne de hijyen ihtiyaçlarının karşılanmadığını, ailesinin 10 litre su, bir paket makarna ile yaşamak zorunda bırakıldığını anlatıyor.
Bir grup boşanmış erkeğin haksız serzenişi karşısında hemen pozisyon alarak düzenlemeler yapmayı düşünen devlet, neden kadın cinayetlerini önleme konusunda aynı gayretkeş tavra sahip değil?
“Bizler her gün başka bir dertle yüz yüze kalırken, bazıları da bize yaşamı dar ederek konforlu bir hayat sürüyor.”
Deprem bölgesinde ev bulmak çok zor, kira fiyatları ise çok yüksek. Yeni atanan öğretmenler nerede kalacak, aldığı maaş ile geçimini nasıl sağlayacak?
Yaşadıkları ekonomik sorunun esas sorumlunun yakasına yapışacak gücü, örgütlülüğü olmayan ev sahipleri hukuksal haklarımızı hatırlatılınca çılgına dönüyorlar. Bu çılgınlığa maruz kalan biri de benim.
İranlı yönetmen ve senarist Ali Abbasi’nin Kutsal Örümcek filmi, ülkenin ikinci büyük şehri Meşhed’de 2000-2001 arasında 16 hayat kadının öldürüldüğü bir dizi cinayeti konu alıyor.
Yemyeşil yapraklar mevsimi gelmişken silkelenmemiz, ayağa kalkmamız ve birbirimize sımsıkı sarılmamız lazım. Dallarımızı baltalamaya çalışanlar kökümüzün birbirine örüldüğünü unutabilir.
Bahçemizdeki ağaç mevsimler geçse de yapraklarını dökse de yine elbet yeşermiyor mu? Yeşeriyor.
Yeni asgari ücretin belirlenmesi, geçim derdi bir yana seçimden bu yana yıpranmışlığımızı, aramızda körüklenen kutuplaşmayı aşmaya, birbirimize sarılmaya ihtiyacımız var.
Bugün kalem tutmam gerekirken, elimde makas fabrikada perde kesiyorum.
‘Eğer 30 yaşın üstündeyse buralara mahkum oluyorlar. Bazıları hariç çoğu atölyede sigorta bile yapılmıyor. Burada çalışan işçilerin çoğu gelecekte emekli dahi olamayacak.’
Bekar olmak çoğu zaman iş görüşmelerinde avantaj ama, eh evde bekleyen bir eşiniz ve sorumluluklarınız yok. Bu da esnek çalışma ve düşük ücret için bulunmaz bir nimet.
OSB’de 5 fabrika ve işletme hariç hiçbirinde sendika yok. Patronların tercihi de sendika olmaması zaten. O yüzden özellikle de kadın işçilere sendikadan uzak durmaları tavsiye edilir.
Binanın aynalı camları, modern görünümünün arkasında sömürü gizli. Çay molası 10 dakika, yemek molası da 10 dakika, tuvalet 5 dakika. Bu molalarda cam kenarında ancak bir sigara içebiliyorsun.
Neydi bu ayrımcılık kendi çalışma ortamımız içerisinde? Takım liderlerinizden cinsel taciz görmekti her şeyden önce. Mesajlar almaktı. İşiniz riske girmesin diye kibar kibar reddetmeye çalışmaktı.
Temmuz ayı boyunca belediyenin İZELMAN kreşleri kapalı olduğundan küçük çocuğu olan ve bırakacak bir yeri olmayan kadınlar için daha zor bir ay olacak.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.