“Sürece gel” kız kardeşim
Dert yumakları büyüdükçe dertleşmek de lazım. Ama bir o kadar da “süreçte” de olmak lazım.

“Yazın sıcak kolları kumsala sarıldığında, denizin hafif dalgaları içimi dinlendirir. Hafif bir meltem yüzümü okşar.”

Bu ve bunun gibi birçok dileği geçtiğimiz ay Hıdırellez’de gül saksısının dibine gömdük. Sulara bıraktık. Denizin mavisine hasret kalacağımız, tatilsiz ve dinlenmeden geçen, mesailere mecbur kalacağımız bir yaz fikri içimize adeta öküz oturtuyor.

Pazarı- marketi ateş pahası, işçiye emekçiye tatilin de bayramında tadı tuzu yok. Aylarca et tüketemeyen, vücuduna gerekli besinleri alamayan emekçilerin, çocukların sağlığını kim düşünür ki? Sermayenin ve iktidarın işçilere, emekçilere düzenlediği tek reçete “acı reçete”.

Mehmet Şimşek’in sermayeyi memnun etmek için hazırladığı ekonomik program biz emekçilerin kemerini sıkan, cebimizdeki iki kuruşa göz diken, “tasarruf” adı altında bütün haklarımızı gasbeden bir çizgide ilerliyor. Bize tasarruf diyenler yazın tatil yaparken yine nerede ıstakoz yemekle meşgul olacak?

Ekonomik sorunların çığ gibi yığıldığı bu dönemde iktidarın politikalarında “yumuşamadan” eser olmadığı gibi iktidar taleplerini dile getiren her kesime karşı savaş açıyor. Tıpkı geçtiğimiz günlerde taleplerini dile getiren öğretmenlere uygulanan şiddet gibi. Öğretmenleri yaka paça, şiddet uygulayarak gözaltına alan iktidar görevlileri toplumda öğretmene, sağlıkçıya ve kadına şiddeti kendi eliyle yaygınlaştırıyor, şiddet eğilimi olanlara yeşil ışık yakıyor. Şiddetin boyutları git gide büyüyor, sadece insanları değil hayvanları da hedef alıyor. Sokak hayvanlarını “uyutmak” istediğini açıklayan iktidar, sokak hayvanlarına yönelik yaygınlaşan şiddet eğilimine de zemin yaratıyor.

Dert yumakları büyüdükçe dertleşmek de lazım. Ama bir o kadar da “süreçte” de olmak lazım. Yoksa dönüp derler, “Olaylar yaşanırken gıkın çıkmıyor, süreçte hiç yoksun, sonuçlar üzerine konuşuyorsun. Süreçte yoksun. Sürece gel” * diye.

Şimdi süreçte olmanın tam zamanı. İktidarın ocak ayında bizlere “lütfettiği” asgari ücret 6 ayda açlık sınırının altında kaldı. Boş buzdolabını, esnek ve güvencesiz çalışmayı, bütün haklardan yoksun yaşam sürdürmeyi bizlere reva gören iktidara karşı “Haklarımızdan tasarruf etmeyeceğiz” diyelim. Asgari ücrete zam yapmayacağını açıklayan iktidara karşı zam talebimizi yükseltelim. Bulunduğumuz her yerde bu sesi yükseltmek için sürecin bir parçası olalım…

* “Gibi” dizisinin ikinci sezon, dördüncü bölümünde geçen bir replikten alınmıştır. 

Fotoğraf: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı