Patronların tasarrufu batsın
Kadın işçilerle temmuzda asgari ücrete zam yapılmaması, tasarruf genelgesinin sonuçları, hükümetin OVP’si üzerine görüştük.

Ekmeğe gelen zamla işçiler açısından ekmek almak bile lüks oldu. Sofrasında eti hayal edemez oldu işçiler. 12 bin işçinin çalıştığı İMES Sanayi Sitesinde erkek işçiler hafta sonları garsonluk, bulaşıkçılık, aşçı yardımcılığı, bina temizliği yapıp inşaatlarda çalışırken kadın işçiler de ev temizliği, lokantalarda aşçılık, bulaşıkçılık, çocuk ve yaşlı bakma gibi ek işlerde çalışıyorlar. Kadın işçilerin ezici çoğunluğu artık çocuklarının beslenme çantalarına hiçbir şey koyamadıklarını, kuru ekmek ve en ucuz bisküvi ile idare ettiklerini söylüyorlar. Günde aralıksız 10-12 saat çalışan kadın işçiler hafta sonları dinlenemiyor. Haftada 55-60 saatin üstünde çalışmak zorunda kaldıklarını anlatıyorlar. Biz de kadın işçilerle temmuzda asgari ücrete zam yapılmaması, tasarruf genelgesinin sonuçları, hükümetin OVP’si üzerine görüşüyoruz.

‘BOĞAZIMIZA KADAR GELDİ’

İMES E Blokta bulunan Bilimplant iş yerinde çalışan bir kadın işçiye soruyoruz. Öfke ile “Tasarruf dedikleri şey; bizim ücretlerimiz sabit kalsın, memur maaşları artmasın, fakir fukara kuru ekmeğe muhtaç olsun demek” diyor. “Ekonomist değiliz ama neyin ne olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz. Bu hükümet işçi, fakir düşmanı” diyen kadın işçi, hükümetin karşısında bir güç görmezse rahatça saldıracağını vurguluyor. OVP ile birlikte işçilerin vergi yükünün altında daha fazla gireceğini ifade ederken, “Bizden vergi toplayacaklar, Cengiz Holding gibilerini vergiden muaf tutacaklar. Bunlar kadar vicdansız bir hükümet olur mu? Madem temmuzda zam yok, biz de çalışmıyoruz demeliyiz. Tüm sendikalar, meslek örgütleri ve halk olarak birleşip greve gitmeliyiz" diye konuştu.

‘LÜKSTEN TASARRUF ETMİYORLAR’

Topuzlar Metal iş yerinde çalışan bir başka kadın işçi ise küçük bir hesap yapıyor ve 30-35 bin lira alsa dahi geçinemeyeceğini ifade ediyor: “Yoksulluk sınırı 60 bin liranın üstüne çıkmış. En iyi CNC operatörü, döküm ustası 35 bin ile 50 bin lira arasında alıyor. Çalışan onca genç mühendis var, bu kadar almıyorlar. Çoğumuz asgari ücretin birkaç bin lira üstünde alıyoruz. Burada yemek yerken bazen et yüzü görebiliyoruz.” Yaşamak için her şeyden kıstıklarını ve artık haciz gelmesin diye borcu borçla kapattıklarını anlatıyor. Asgari ücrete göz diken hükümeti işçi düşmanı olarak tanımlayan Sibel, “Hükümet şatafatından, lüksünden tasarruf etmiyor. Tasarrufu bize dayatıyor.” Şimşek programının hükümeti kurtarmaya yetmeyeceğini ifade edip, işçiler mücadele etmezse olanın işçiye olacağını vurguluyor. Temmuz ayına dair öngörüsü ise şu şekilde: “Boğazımıza kadar geldi. Ne olacaksa olsun diyoruz. Temmuz ayı onların başına bela olan bir aya da dönüşebilir. Öfkeliyiz. Bu öfke hükümete dönecek çünkü sorumlu o."

‘HAFTANIN 3 GÜNÜ ÇOCUKLARIN BESLENME ÇANTASI BOŞ’

İMES C Blokta bulunan Metal Teknik Dökümde çalışan işçi ise, aldığı ücretin 20 bin lira olduğunu, 16 bin lira kira verdiğini, ortaokul ve liseye giden iki çocuğuna beslenme için haftanın 3 günü bir şey koyamadığını anlatıyor: "Çocuklarım aç kalmasın, üstü başı temiz olsun diye anlaştığım bir aileye hafta sonu bir gün ev temizliğine gidiyorum. Bir gün de Kadıköy’de bir lokantada bulaşıkçılık yapıyorum ve aşçıya yardım ediyorum. Aldığım yevmiye ve günlüklerle zar zor idare ediyoruz.”

 “Aman ücretler sabit dursun. Ama zamlar durmuyor. Asgari ücret artık bir kira bile etmiyor. Zenginlerden vergi alacağına hükümet bizden alıyor. Bu da fedakarlıkmış. Ben meyve ve et yüzü görmeyeyim, yazın karpuzu bile bir dilim alayım; senin milletvekilin ıstakozla, pahalı saatlerle poz versin. Kimi kandırıyorsunuz? Artık yeter” diyor ve öfkeyle ekliyor: “Patronlar fedakarlık yapsın. Ek zam yapmaya mecburlar yoksa işçi bulamazlar. Çalışmayız olur biter. Köle değiliz bunu da bilsinler."

Mayplast iş yerinde çalışan bir kadın işçi ise günde aralıksız 12 saat çalıştıklarını, bu tempoyu kaldıramadıkları için sık sık işten ayrılmaların olduğunu söylüyor: "Yemek ve çay molalarımız yarım saati geçmiyor. Tuvalete bile neredeyse sınır koyacaklar” derken tasarruf tedbirlerini şu şekilde değerlendiriyor: “Kısaca ‘ölün, sürünün’ diyorlar. İnan, her geçen gün bu hükümetin gerçek yüzünü görüyoruz. Temmuzda ek zam da istiyoruz, ücret artışı da. Bunun için işçiler olarak konuşup tartışıyoruz.”

‘SENDİKALIYIZ, YAN HAKLARIMIZ VAR, İMES’TE ÇOĞU İŞÇİNİN YOK’

DİSK'e bağlı Sosyal-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Metro Market işçisi ise, sendikalı olmanın avantajlarına rağmen yoksulluk sınırının altında bir ücrete çalıştıklarını anlatıyor: “Biz en azından örgütlüyüz. İMES'teki binlerce arkadaşımız sendikalı değil. Patronlar ne hak ne de hukuk tanıyorlar. Kafalarına esince işten atıyorlar. Çünkü iş güvencesi yok. Bizim servis hakkımız var ama İMES’te işçilerin yok. Yemek hakkı olan çok az işçi var.”

8 saatlik iş günü kuralına uyan patronun olmadığını söyleyen Pervin, günlük çalışma saatlerinin 10 ile 12 saat arasında değiştiğini ifade ediyor. Birçok işçinin geçinemediği için hafta sonlarını ek iş yaparak geçirdiğini söyleyen işçi kadın, “OVP, tasarruf genelgesi bilmem ne... Bunların hepsi emekçi düşmanı politikalar. Senin ücretin sabit olsun; milletvekilleri, bakanlar, şirket yöneticileri milyonları götürsün. Batsın onların ekonomi programları" diyor.

DİKMİŞLER GÖZLERİNİ

İMES A Blokta Polesan Catering yemek fabrikasında çalışan işçi kadın, sabahın zifiri karanlığında çalışmaya başladıklarını fakat aldıkları ücretin bir kira bile etmediğini söylüyor. Her an azar işiterek çalıştıklarını ve küçük molalarla ayakta duracak hallerinin kalmadığını belirtiyor. Hükümetin ekonomik programına dair düşüncelerini sorduğumuzda şu yanıtı veriyor: "Gözünü bizim kıdem tazminatlarımıza, ücretlerimize diken bir hükümet ancak işçi düşmanı olur. Ekonomi programlarını dinliyoruz vicdanlı öğretim üyelerinden, ekonomistlerden. Bizim hayrımıza bir şey yok. İğneden ipliğe zam yapıyor. Ne enflasyon düşer ne de bunlar ekonomiyi düzeltir. Çok kazanandan çok alsınlar, bizden az alsınlar vergiyi. Tasarrufu ücretlerimizde, memurun servisin kaldırılmasında gören bir zihniyet, sarayın dakikalık masrafını görmüyor. Ama yolun sonu görünüyor. Bu politikalarla sonları gelecek. ANAP, DYP gibi yok olup gidecekler. Biz işçiler bunu göreceğiz. Buna inanıyorum."

Fotoğraf: DHA