Taş kilit taşı, yol bozuk
Kadınlar aile planlama hizmetine, hastanelerde kadın doğum servislerine erişemiyor. Sağlık hizmetindeki sorunlar anne ve bebek ölümlerine, istenmeyen gebeliklere, sağlıksız bir topluma yol açıyor.

Nazım Hikmet, Antep'i sıcak ve çetin bir yer olarak tarif eder. Bugün bu tarife sadece Antep değil Urfa’da da oldukça uygun. Güneydoğu'nun hali dün savaştan, bugün de yoksulluktan çetinleştikçe çetinleşiyor. Kadınlar için burada yaşamaksa çetin olduğu kadar çetrefilli de. Böyle düşünmemizde Ekmek ve Gül'e Urfa'dan yansıyan kadın görüşleri kadar TÜİK’in 2023 yılı verileri de etkili. Verilerde 2023 yılında toplam doğurganlık ve adölesan doğurganlık hızının önceki yıllara göre düştüğü, annenin ortalama yaşının 29,2’ye yükseldiği görülüyor. Bu verilerin yanında ne yazık ki 15 yaş altı gebelikler sıfırlanmış değil.

5 YAŞ ALTI ÇOCUK ÖLÜMLERİNDE İLK SIRADA

Verilerde birçok noktada başı çeken il Urfa. Urfa geçtiğimiz yıl toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il olurken ilk doğum yapma yaşının 24,4 ile en düşük olduğu illerden. Yoksul mahallerde yaşam kadınlar için yeterince zorken artan gebelik ve çocuk bakımı yükü bu zorluğu gittikçe dayanılmaz hale sokuyor. Kadınlar için zorlaşan yaşam; düşük doğum ağırlıklı bebekler, erken doğum, düşük, anne ve bebek ölümleri olarak sonuçlanıyor. 2022 yılında 5 yaş altı çocuklarda ölümlerin en yüksek olduğu il binde 19.5 ile Urfa'ydı. Bebek ölümlerinde de binde 16.3 ile ülke genelinde ikinci sıraydı. Elbette, kadın ve çocuk sağlığı konusunda bu kadar kötü durumda olan Urfa’da bu rakamların nedeni sadece doğum oranlarının yüksek olması değil. Yüksek doğum oranları bu tabloya giden yolda döşenen ilk kilit taşı.

DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ GELMİYOR

Sağlık hizmetine erişimde yaşanan sorunlar ne yazık ki yalnızca Urfa’da değil, ülke genelinde ciddi problemler yaratıyor. Alanında uzman hekimlerin yetersizliği, erişilemeyen randevular, birinci basamak sağlık hizmetlerinin yetersizliği bu sorunlardan yalnızca birkaçı. Konuya dair danıştığımız Urfa SES Şubesi Eşbaşkanı Ferhat Demir pandemi, deprem gibi nedenlerle neredeyse 3 yıldır aile hekimliklerine aile planlaması kapsamında hiçbir koruyucu yöntemin gelmediğini, 2-3 aydır ellerinde yalnızca kondom bulunduğunu ifade ediyor. Rahim içi araç (RİA) ise hem maliyeti hem de uygulayıcı personelin eksikliği nedeniyle uzun zamandır yok. Alın bakalım kadınlar için döşenen bu bozuk yolun ikinci kilit taşını.

KÜRTAJ HAKKI VAR AMA YOK

Peki Urfalı kadınlar koruyucu yöntem talebiyle aile hekimliklerine başvuruyorlar mı? Tabii ki. Açıktan ifade edemeseler de “Doğum yapmak istemiyorum, bir ilaç varmış” diyerek çalıyorlar aile hekimlerinin kapılarını. O kapıdan şansları yaver giderse koruyucu bir materyalle ya da en azından reçete edilmiş doğum kontrol hapıyla ayrılıyorlar. Şansı yaver gitmedi mi? Bekleyin, üçüncü kilit taşı geliyor: Sadece Urfalı kadınlar için değil, tüm ülke kadınları için gittikçe erişilemez bir hal alan kürtaja erişim hakkı. Kadınlar istenmeyen gebelikler karşısında 10. haftaya kadar kamuya bağlı hastanelerde gebeliklerini sonlandırma hakkına sahipken bu hakkını kullanamıyor. Yastık altındaki ya da eş dosttan temin ettiği binlerce lirayla özel hastane kapısında soluğu almak zorunda kalıyor. Çünkü onu çocuk bakımıyla sınırlayan bir sistemin uzantısı olan sağlık sistemiyle tek başına baş edemeyeceğini düşünüyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kenan Gengeç Urfalı kadınların kamu hastanelerinde kendi istekleriyle gebeliklerini sonlandıramadıklarını, hekimlerin sorumluluk almaktan kaçındığını ve gebeleri özel hastanelere ya da kliniklere yönlendirdiklerini söylüyor.

SÖKÜN TAŞLARI YENİDEN DÖŞEYECEĞİZ!

Gebeliğini devam ettirecek kadınlar için de sorunlar sıralanıyor. MHRS’den randevu kovalayan gebe kadınlar, randevularına gitme tenezzülünde bulunmadıkları için değil, kadın hastalıkları ve doğum alanında uzman hekimlerin sayısının yetersizliğinden randevu bulamıyor. Hadi bir şans buldu diyelim, perinatoloji gibi yan dallarda hiç randevu bulamıyor. Op. Dr. Gengeç “Merkezde değil ama Ceylanpınar, Viranşehir, Siverek, Akçakale gibi ilçelerde hekim sayısı açısından ciddi sıkıntılar var. Sayının yeterli olduğu ilçelerde de ilk doğumlar pek yaptırılmıyor” diyerek ilçelerdeki hekim yetersizliğini anlatıyor. Bu da takipsiz gebeliklere, gebelikte kullanılması gereken folik asit, demir, D vitamini gibi ilaçların eksik kullanılmasına ya da kullanılmamasına, anomalili bebeklerin doğmasına neden oluyor.

Sonuç mu? Bir dizi sayısal veri... Sonuçların değişip verilerin kadınlar için gerçekten olumlu olması için taşların sökülüp yerine yenilerinin yerleştirilmesi gerekiyor. Bozuk bir düzen bize çiçekli yollar inşa edemeyeceği için yolumuzun taşlarını döşemek de bize düşüyor. Kürtaj hakkı, istenilen ve sağlıklı gebelikler, sağlıklı ve yeterli beslenen bebekler ve çocuklar ancak böyle elde edilir. Olmaz demeyin; Güneydoğu kadını inatçıdır, cesaretlidir, oldurur.

Fotoğraf: Canva Pro Kolaj