DERGİMİZDEN

‘Zaten zor olan yaşamımıza bir de kriz eklendi. Eskisinden daha çok çalışıp daha az ihtiyacımızı karşılayabiliyoruz. Evlerde boşanmaya varan gerilimler yaşanıyor. İşte böyle gidiyoruz 8 Mart’a...’

Metal işçisi bir kadın anlatıyor; Krizle üzerimizdeki baskı arttı, bir kadın arkadaşımız sinir krizi geçirdi. Geriye dönüp bakıyorum da yıllarımızı, sağlığımız kaybetmişiz. Artık mücadele zamanı...

Plastik fabrikasında çalışan işçi Aygül, yaşadığı zorlukları anlatıyor: 4 çocuğuna zaman ayıramama, ihtiyaçlarını karşılayamama bir dertken sürekli koşturması onu uykusuz günlere mahkum ediyor.

Kriz görece daha iyi koşullarda yaşadığını düşündüğümüz yolun alt kısmında yaşayanları da, en az yolun üst tarafındakiler kadar etkiliyor. Peki bizi ayıran yolları aşıp bir araya gelmemiz gerekmez mi?

İstanbul’un Eyüp ilçesi Güzeltepe mahalle pazarında kadınlar isyan ediyor: ‘Fiyatlar çok pahalı; geçinemiyoruz; pahalılık daha kötü olacak; oy isteyenlere oy yok; gençlere iş istiyoruz...’
İstanbul’un Eyüp ilçesi Güzeltepe mahalle pazarında kadınlar isyan ediyor: ‘Fiyatlar çok pahalı; geçinemiyoruz; pahalılık daha kötü olacak; oy isteyenlere oy yok; gençlere iş istiyoruz...’

Meryem epeydir elinde evirip çevirdiği kağıtları hızlıca katlayıp cebine koyuyor. Elini sıkmak için yaklaşıyorum. İncecik dudaklarından mucize gibi bir gülümseme süzülüyor.

Flört şiddeti anketinin sonucuna bakarak görüyoruz ki bugün yaşadığımız sorunlar yarın azalmaz ya da aşılmaz değil. Ancak yapmamız gerekenin yarına bırakılacak cinsten olmadığını da biliyoruz.

İzmir Ekonomi Üniversitesi’ndeki kadın öğrenciler ile üniversitede, sokakta karşılaştıkları sorunları anlattı.

Gülay Ünüvar’ın anıları bu geçmiş içinde, bu yakın tarih tablosu içinde adeta kayıp bir parçanın ortaya çıkması gibi olması gereken yeri alan bir bilgi kaynağı.

Yaşadığı şiddeti kızı istismar edilene kadar bir şekilde çocukları için sineye çeken Döndü, uzaklaştırma kararı almasına rağmen öldürüldü. Ötmesi gereken o koruyucu kelepçe ötmedi o öldürülürken!

Çoğumuz unuttuk güzel hayaller kurmayı, umut ettiğimiz şeylerin peşinden koşmayı da unuttuk. Bir kavgadır geçip gidiyor hayatlarımız.

Koskoca hükümetin yaptığı asgari ücret zammıyla biz market poşetlerini dolduramazken bir de o poşetleri paralı yaptı!

Belki kış sert ve çetin geçiyor ama biliyoruz ki her kışın sonu bahardır. Hep beraber baharı kucaklayacak ve sorunlarımızın üstünden hep birlikte geleceğiz...

Çoğu ülkede değişik formlarda uygulanan kadın sünneti, genel olarak 4-8 yaş aralığında yapılıyor.

Kriz fırsatçıları, geçim derdimiz, tatil demeden dinlenme demeden çalışıp duran işçi kadınlar… Peki nereye kadar? Bu sorunun yanıtını bizzat kadınlar veriyor dergimizin sayfalarında…

Salon dediğin, ev gibi, işyeri gibi dört duvar… Oysa sokak öyle mi? Sokak candır, canlıdır. Kol kola, yan yana yürümektir. Sokak dayanışmadır, çoğalmaktır…

Onlar çözülemeyen sorunları ailenin sırtına, yani ‘ailenin lokomotifi’ diye adlandırdıkları kadınların sırtına bindirme derdinde. Krizin yükünü aile içinde kadınlar eliyle ‘hafifletmek’; niyetleri bu!

Sendikalı fabrikalarda hediyeler dağıtarak yapılan kutlamalar kadınları beklentiye sokuyor. Kadınlar hediye seçer hale geldi. 8 Mart, sendikalar eliyle ‘Kadınlar Günü’ne çevriliyor.

Dersim’den bir kadın işçi sesleniyor: Onlar zenginleşirken biz hakkımız olan zammı dahi hak etmeyen oluyoruz. Ne kadar baskı kurarlarsa kursunlar emeğimiz için bir arada olmamız gerektiğini biliyoruz.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.