DERGİMİZDEN
Migros işçisi bir kadın çalışma koşullarını anlatıyor: ‘Migros çığ gibi büyürken, biz işçilerinin yaşamı kar tanesi gibi küçülüyor. Sendika da sorunlarımızı geçiştiriyor.’
Bir işçi olarak, çocukları güvenle emanet edebilecek bir yerin olması, hele ki vardiyaya kaldığınızda, ne büyük kolaylık ve rahatlıktır çok iyi biliyorum.
Kaynanam da öyle kolay bir insan değil, ama ne yapayım, susup oturacaktık. Bin bir emekle kurduğumuz evi kapattık, eşyaları bir depoya kilitledik. Kaynanamın gösterdiği bir odaya yerleştik.
‘Çalışan kadınlar yüksek kreş ücretlerini karşılayamayacağı için ya işini bırakıp evde çocuğuna bakacak ya da yarı zamanlı çalışmayla düşük ücretlere, esnek çalışmaya mahkum edilecek.’
Pittston madencilerinin grevinde iki destek grubu kurdu; Jones Ana’nın Kızları ve Özgürlük Savaşçıları...
KHK ile yaşamları altüst edilen kadınlar, ihraç edildikten sonraki yaşamlarını anlatıyor. Hepsinin başka hikayeleri var, ortak görüşleri ise ekonomik bağımsızlıklarını kaybetmenin çok ağır olduğu.
Kadın çalışanların hamileliği, doğum yapması, çocuğunu emzirmesi vb. durumlar, iş gücü kaybı olarak değerlendirilecek ve performans notu da düşürülecek.
Nevin Yıldırım, yıllarca kendisine tecavüz eden kişiyi öldürdüğü için ikinci kez müebbet cezası aldı, Hindistanlı Kıranjit Ahluwaliaadlı yıllarca şiddete uğradığı kocasını öldürdü.
Çocukluğunda eniştesinin istismarına uğrayan, aile baskısıyla şikayetini geri çekmek zorunda kalan bir kadın o. Bugün kadın dayanışması onu güçlendiriyor, ve o kadınlara ‘Susmayın’ diye sesleniyor.
‘Çocuğunu erken evlendirmesin kimse. Ne olacak evlenince, başı göğe mi değecek? Diyelim evlendirdi devlet el koysun çocuğa. Baba, baba olsa; ana, ana olsa vermez yavrusunu o yaşta el kapısına.’
Çocuk İstismarını Aklatmayacağız Kampanyasından notlar: Kadınlar adalete güvenmiyor, idam ve hadım isteyenler öfkeden istiyorlar. Kadınlar istismar yaşanmadan önlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Çocuklara cinsel istismar gündem olduğunda hissettiğimiz duyguların başında öfke ve çaresizlik geliyor.
‘İdam çözüm mü? Hadım cezası getirilmeli mi? Aile mi bilinçlendirilmeli yoksa çocuk mu? Toplum bu konuda ne yapmalı? Devletin sorumluluğu neler?’ Pazarda kadınlara sorduk.
Tuzluçayır’da kadınları bilgilendirmek, kadınlardan bilgilenmek, istismarı, şiddeti kadınlar ve çocuklara dair her tür konuyu tartışmak konuşmak için atölye çalışması başlattı.
Kampanyamız sadece stant başında imza toplamakla kalmayacak. Asıl çözümün ne olması gerektiği ve neler yapabileceğimizi kapı kapı gezerek kadınlara anlatacağız; kadınlarla birlikte konuşacağız.
2 çocuk annesi Levin yetkililere sesleniyor: ‘İstismar eden kişiye artık gereken yapılmalı. Ben bir anne olarak çocuklarımın evde, okulda, parkta, sokakta güvende olmasını her şeyden çok istiyorum.’
Çocuk istismarına karşı kampanya yürüten, imza stantları açan, vatandaşlarla sohbet etme şansı bulan kadınlar, bütün vatandaşların istismara karşı kalıcı çözüm beklediğini anlatıyor...
‘Bir ülkede hadım, idam gibi uygulamalardan söz etmek caydırıcılıktan öte insanları aptal yerine koymaktan başka bir şey değil. Caydırıcı yasalar, çocukları koruyacak önlemler hayata geçirilmeli.’
Çocukların tüm ihtiyaçlarının karşılandığı, her türden istismarın önlenmesi için devletin seferber olduğu bir sistem mümkün! Bu; sadece hayalimiz değil, geleceğe taşımak istediğimiz deneyimimiz...
Nisan ayı deyince, ister istemez yüreğimize serpilen ‘bahar coşkusu’ndan nasibini almayanımız yoktur umarım. Hele de içimizden birinin, Gülperi Teyzemizin o eşsiz yaşama sevincine tanık oldukça...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.