Sağlıkta dönüşüm programı ile piyasalaşan sağlık sisteminin sonuçlarını bugün en acı şekilde, yenidoğan yoğun bakımda kâr uğruna öldürülen bebeklerimizle yaşıyoruz.
Kaynanam da öyle kolay bir insan değil, ama ne yapayım, susup oturacaktık. Bin bir emekle kurduğumuz evi kapattık, eşyaları bir depoya kilitledik. Kaynanamın gösterdiği bir odaya yerleştik.
Bu ülkenin emekçi kadınları olarak insanca yaşamaya layığız. Bunu hep birlikte kazanacağız. Bugün yaralarımızı saracağız, yarın hesap soracağız!
Gersan Sanayi Sitesinde bir imalathanede buluştuğumuz işçi kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ne dair sorularını yöneltirken, kadınların korumasız bırakılmasına karşı çözüm önerilerini de dile getiriyor.
Kadınlar Ülkesi 1915’te yazıldı; kitap olarak 1979 yılında yayımlandı. Ataerkinin ağırlıkta olduğu ütopya yazını, Charlotte Perkins Gilman’ın ütopyasıyla yeni bir bakış açısı kazandı.
Pazar gününü pazartesiye bağlayan gece işe gidecek olmanın getirdiği tatlı uykusuzlukla buluştuk petro kimya işçisi kadınlarla. İlk grevlerini anlatırken örgütlü işçiler olmanın gururunu taşıyorlar.
Gelelim bizim evin geçim derdine. Eşim mevsimlik işçi olarak çalışıyor. Çocuğumun kronik rahatsızlığı olduğu için ben çalışamıyorum. Çocuğumun aylık ilaç masrafı 300 ile 400 lira arasında değişiyor.
'Konuştuklarımızı masada bırakmayarak çözüm üretmeliyiz. Toplum olarak hepimizin buna ihtiyacı var.'
‘Gerçekten merak ediyoruz, bugün bu kampüse mezunlar giremezken böyle tehlikeli bir kişi nasıl girebilir, nasıl önlem alınmaz?’
Doğum kontrol yöntemleri istenmeyen gebeliği önleyen mutlu bir cinsellik için altın anahtardır. Gelin kullanabileceğimiz doğum kontrol yöntemlerine ilişkin bilgilerimizi tazeleyelim.
Salon dediğin, ev gibi, işyeri gibi dört duvar… Oysa sokak öyle mi? Sokak candır, canlıdır. Kol kola, yan yana yürümektir. Sokak dayanışmadır, çoğalmaktır…
Parça başı işle her hane neredeyse dumanı tüten bir fabrikaya dönüşüyor. Kocaeli’de tekstil atölyelerine parça başı çalışan kadınlar 10 kuruşa 100 liralık sütyen yapıyor…
Patronların bir sınıf olduğu kolay anlaşılıyor. Oysa işçilerin de bir sınıf olduğunu anlatmaya gelince iş o kadar basit olmuyor. ‘Keşke’ ifadelerine takılı kalıyor cümleler. ‘Keşke herkes birleşse…’
Sendikayı fabrikaya sokamadık ama sendika bilinciyle pek çok işler başardık. Bizler gerçek sendikanın bilincini, yanımızda duruşunu, sınıf sendikacılığını öğrenmiş olduk.
‘İlk gün sendikamızdan bekledik, ama ilk çağrı gelmeyince bir gün önce aldığım maaşımdan kalan 300 TL ile alışveriş yapıp kadın derneğine koştum…’
Yüzünüz solgun, dudaklarınız mor mu? Tırnaklarınız hemen kırılıyor, kemikleriniz ağrıyor mu? Diş etleri kanaması derdiniz mi oldu? O halde bu mesajları dikkatle okuyun!
İktidar halkın kilolarının derdine düşmüş de bu halk ne yer ne içer diye sormuyor. Bu sayfalarda çokça paylaştık sofralarımızı, çocukların beslenme çantalarını, pazar arabalarını.
İşyerimi ne zaman açacağımız belirsiz. İçişleri Bakanlığı umumi işyerlerini kapatma kararı aldı virüs yayılmasın diye, fakat eşim fabrikada çalışmaya devam ediyor. Biz de risk hâlâ devam ediyor yani.
Şimdiki işimde de kadınların özellikle daha zor koşullarda çalıştığını gördüm. Kadınlar hem maddi açıdan hem de iş yükü açısından erkeklere göre daha dezavantajlı.
Çocuk yaşta işçi olan Ayfer’i hayata bağlayan bağlamasıydı... O bağlamayı şimdi öğrencileri için çalıyor...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















