Tıp tarihinin unutturulan kadınları
Hak ettiği yere kavuşamayan ve hatta karşı eşitliğin dahi çok görüldüğü kimi kadınları, tıp tarihi perspektifinden yaklaştığımız yazımızda sizler için derledik.

Kadınların en çok dirençle karşılaştığı ve kabul görmek için en ağır yaptırımlara maruz kaldığı alanlardan biridir tıp. Bu alanda ilkleri ortaya koyanların kadınlar olduğunu düşünmemiz için pek çok sebep var. Ancak toprak mülkiyeti ve yerleşik hayata geçişle birlikte kadının eve hapsolması, her alanda olduğu gibi bu alanda da erkek hegemonyası başlamıştır.  

TEMİZLİK VE HİJYEN TANRIÇASI: HYGİEİA

Oldukça eskilere, Yunan mitolojisine dayanıyor kadın olduğu için yetenekleri, sağlık alanındaki önemi unutulan unutturulan temizlik ve hijyen tanrıçası Hygieia’nın hikayesi. Asklepios’un (günümüzde hâlâ tıbbın ve hekimliğin simgesi olan yılanlı asa hekimlerin, tıbbın ve sağlığın tanrısı Asklepios’a aittir.) kızlarından biri olan Hygieia koruyucu sağlık anlayışını temsil eder denebilir. Tedavi edici hekimlik, insanlık tarihinin ancak son dönemlerinde gündemdeyken koruyucu hekimlik, antik çağlardan bu yana süregelen bir öneme sahiptir. Kapitalizmin sağlık alanını ticarileştirmesi, tedaviden çok daha fazla kâr sağlanması koruyucu sağlık anlayışını geri plana atmış haliyle zaten bir tanrı değil de tanrıça olduğu için Hygieia unutulmaya yüz tutmuştur.


TARİHİN İLK KADIN JİNEKOLOĞU: AGNODİCE

 M.Ö. 300’lü yılların Atina’sına geldiğimizde ataerkil düzenin kadını öğrenmekten, bilmekten, bildikleri uygulamaktan alıkoyan kasvetli ve eşitlikten yoksun atmosferinde ilham veren bir kadınla Agnodice ile karşılaşıyoruz. Eşitsizlik karşısında boyun eğmeyen Agnodice tıp eğitimi hayalini ancak saçlarını kısacık kestirip erkek kılığına girerek gerçekleştirir. Rivayete göre bir gün sokakta doğum yapmak üzere olan bir kadının çığlıklarına yardım için koşar fakat hamile kadın, Agnodice erkek kılığında olduğu için kendisine dokunmasını istemez. Bunun üzerine Agnodice üstündekileri kaldırarak bir kadın olduğunu ispat edip yardım eder. Bu kadın doktorun ünü Atina’da kadınlar arasında yayılır. Bu durumu kıskanan erkek doktorlar Agnodice’i kadınları baştan çıkartmakla suçlar ve olay Atina mahkemelerine taşınır. Mahkeme bu suçtan dolayı Agnodice’i idam cezasına çarptırır. Cezadan kurtulmak adına soyunarak bir kadın olduğunu ispat eden Agnodice bu defa kadın olduğu halde tıp eğitimi aldığı ve tedavilere devam ettiği için cezalandırılır. Bugün bizler nasıl haksızlığa uğrayan kız kardeşlerimiz için sesimizi çıkartmaktan geri durmuyorsak Atina’nın kadınları da bu başarılı doktoru cezalandırmaları karşısında sessiz kalmaz. İtirazlar üzerine Agnodice ceza almaktan kurtulur ve sadece kadın hastalara bakmak üzere mesleğine devam edebileceği şekilde serbest bırakılır. Tarihin bilinen ilk ebesi olan Agnodice bugün hâlâ cinsiyet eşitsizliği yüzünden haksızlıklara, zorbalıklara maruz kalan biz genç kadınlar için oldukça ilham verici bir karakter olmuştur.


HEKİM, TIP PROFESÖRÜ, HEM DE (!) BİR KADIN: TROTULA

Avrupa’ya döndüğümüzde şifacı kadınların cadı diye yakıldığı, salgınların yüzyıllar boyunca egemen olduğu bu coğrafyada, bilim ve tıp önderliği Antik Yunan sonrası Arap egemenliğine girmişken, ‘erkekler bile (!)’ bu alanda öne çıkamazken 12. yüzyılın başlarında İtalya’da bir kadın doktor ve tıp profesörüne rastlıyoruz. Trotula, İtalya’nın Salerno kentinde, yaşadığı yüzyılın kadınlara atadığı rollere boyun eğmemiş; ünü 12. ve 13. yüzyıllarda İngiltere ve Fransa’ya kadar yayılmış bir hekim ve yazar olmuştur. Avrupa’da 18. yüzyıla kadar Trotula’nın kadın sağlığı, jinekoloji ve doğum hakkında yazdığı kitaplar tıp eğitiminde kullanılmıştır.


19. YÜZYIL İNGİLTERE’SİNDE ‘İLKLERİN KADINI’: ELİZABETH GARRETT

19. yüzyıl İngiltere’sinde ise politika ve tıp alanında ‘ilk kadın…’ unvanlarını taşıyan Elizabeth Garrett tıp tarihinin oldukça güçlü kadın modellerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. İngiltere’nin ilk hekim ve kadın hakları savunucusu, kadınlarla çalışan ilk hastanenin kurucu ortağı, İngiliz tıbbı okulunun birinci dekanı, Fransa’da tıbbın ilk kadın doktoru, İngiltere’deki bir okul yönetim kuruluna seçilen ilk kadın ve İngiltere’nin ilk kadın belediye başkanı ve hakimi olan Aldeburgh belediye başkanıdır*. Eğitimine önem veren varlıklı bir ailesinin olması Garrett için oldukça önemli bir avantajdı çünkü kadınlar için eğitim, politik haklar ve toplumda ‘yer edinebilmek’ için günümüzde dahi ait olunulan veya eklemlenilen sınıfın önemi çok büyükken yaşadığı yüzyılda bu sınıf farkı zaten zorlu olan kadın mücadelesinde onu bir adım öne çıkarabilmiştir.


ARTIK DİPLOMA ALABİLİYORUZ (!): ELİZABETH BLACKWELL

 1800’lerin ortalarında bir başka kadın hekim Elizabeth’e ABD’de rastlıyoruz. Elizabeth Blackwell 1849’da dünyanın ilk tıp diploması alan kadını oldu. Kadın olarak okumanın ve çalışmanın zorluklarına rağmen mücadeleden vazgeçmeyen kadınların eğitim hayatlarında karşılaştıkları zorluklara rağmen özellikle tıp tarihinde yer alabilmelerinde önlerini açan Blackwell, modern hemşireliğin kurucusu olan Florence Nightingale ile de çalışmalar yürütmüş ve o dönemde eğitim haklarından mahrum bırakılan kadınlar için hemşirelik okulu kurmuştur.


ERKEK KILIĞINDA BİR KADIN CERRAH: MARGARET ANN BULKLEY

Oldukça etkileyici bir öyküsü olan Margaret Ann Bulkley namı diğer James Barry ise, cerrah olma hayali için tıp fakültesine girişinden ölümüne kadar erkek kılığında yaşayan bir kadın cerrahtı. Üniversite eğitimi sırasında oldukça başarılı olmasına rağmen bir türlü kalınlaşmayan sesi ve gelişmeyen bedeni yüzünden hastalar tarafından dikkate alınmayacağını düşünen hocaları Barry’yi bitirme sınavlarına almamayı bile düşünmüş. Bu zorlu eğitim süreci sonrası Londra’nın en ünlü cerrahlarının yanında asistanlık yapan Barry daha sonra orduya yazılmış ve İngiliz ordusunun bir üyesi olarak dünyanın pek çok yerinde görev yapmıştır. Hekimlik yapabilmek için Margaret’in dişiliğini saklamak zorunda olması insanlık tarihinde cinsiyet eşitsizliğiyle kadınlara nasıl eziyet edildiğini ortaya seren çarpıcı bir örnektir.


CİNSİYET AYRIMCILIĞI SÜRÜYOR
Tarihin bilinen ilk örneklerinden itibaren şahit olduğumuz cinsiyet ayrımcılığı günümüzde; kadın doktorlara “hemşire hanım”, “doktor bey” denmesiyle, “kadından cerrah mı olurmuş?”, “rahat bölüm seç, aile hayatın etkilenmesin” gibi söylemlerle sözlü olarak, hasta ve hasta yakınlarının daha kolay bir hedef olarak görmesiyle fiziksel şiddete bürünmüş boyutuyla hâlâ devam ediyor. Bugün kadın hekim ve hekim adayı arkadaşlarımız bu ayrımcılığa akademinin ve hastanenin her basamağında şahit oluyor. Bireysel olarak haklarımızı savunabileceğimiz eşitlikçi, anlayışlı bir atmosfer bulunmadığından meslek örgütleri, sağlık sendikaları ve hekim adayları için öğrenci hareketinde ortak mücadele hattı oluşturmak gitgide önem kazanıyor. Tarihin unutturulmaya çalışılan bu mücadeleci kadınlarını hatırlamanın, onlardan ilham almanın umudumuzun ve direncimizin ateşini harlaması dileğiyle.


İlgili haberler
Tıpla edebiyatın mutlu birlikteliği

Jane Austen’dan Susan Sontag’a, Veremden Kansere... Tarih boyunca edebiyatın değişmez öğelerinden ha...

GÜNÜN KADINI: Tıp Doktoru ünvanı alan ilk siyah ka...

Sıkı çalışma ve disiplinle her şeyin mümkün olabileceğini kanıtlayan Crumpler siyah doktorlar, kadın...

Mutfak önlüklerini bir kenara atıp saflara katıldı...

Kapitalizmle ekonomik, sosyal, politik ve ideolojik, yani her alanda mücadele edilmesi gerektiği bil...

Elizabeth Blackwell, kadınların tıp eğitimi alması...

Tıp alanında modern zamanların ilk kadın doktoru olarak kabul edilen İngiliz-Amerikan doktor Elizabe...

GÜNÜN BELLEĞİ: Tarihte ilk kez bir kadın doktor ol...

Elizabeth Blackwell ilk doktor kadındır. Elbette bu Blackwell için kolay olmamıştır. Diplomasına eli...

GÜNÜN KADINI: Elizabeth Blackwell

Sadece cinsiyeti nedeniyle 12 üniversiteye kabul edilmeyen Elizabeth Blackwell, doktor olduktan sonr...

17 Aralık 1917 | İngiltere'nin ilk kadın doktoru E...

Birleşik Krallık'ta bir tıp fakültesinde dekanlık görevi yapan ilk kadındı, sadece bu kadarıyla yeti...

GÜNÜN BİLİM KADINI: Asuman Baytop

Tüm hayatını botanik çalışmalarına ve Türkiye’de bitkilerin tanınmasına ve öğrenilmesine adamış bir...

GÜNÜN BİLİM KADINI: Sofya Aleksandrovna Yanovskaya

Sovyetler Birliği’nde matematiksel mantık araştırmalarının yenilenmesi ve Karl Marx’ın matematik ese...