Tıp alanında modern zamanların ilk kadın doktoru olarak kabul edilen İngiliz-Amerikan doktor Elizabeth Blackwell, 3 Şubat 1821’de İngiltere’nin Bristol kentinde dünyaya geldi.

Blackwell, tıp okumak için başvurduğu 12 üniversiteden kadın olduğu için ret cevabı alır. Sonunda, başvurduğu Geneva College (New York)’dan 1847’de olumlu yanıt alır ve 1849’da dönem birinciliği ile üniversiteden mezun olur.

Ayrımcılık mezun olduktan sonra da peşini bırakmayacaktır. O tarihlerde kadın Doktor olarak çalışması oldukça zordu ve Kimse Elizabeth Blackwell’e muayenehane açması için evini veya bürosunu kiraya veriyor, hastaneler ise onu işe almıyordu. Diploması sadece New York’ta değil, Paris’te de kabul edilmedi, ancak Paris’te bir klinikte yardımcı olarak çalışmaya başladı. Bu sırada genç bir hastadan pürülan oftalmi hastalığı kaptı. Hastalık sonucu bir gözünü kaybedince cerrah olma hayallerini bırakmak zorunda kaldı. New York’a dönen Blackwell, sonunda kendi evini satın alarak bir muayenehane açabildi.

Ancak yıllar sonra Blackwell’in başarıları dikkat çekebildi ve 1857 yılında sadece kadınların tıp eğitimi gördüğü bir tıp üniversitesi açmayı başardı; Women’s Medical College of the New York Infirmary. Ancak kimsenin kadın doktorlar için kötü söz sarf etmesini istemiyordu. Bu nedenle üniversite, oldukça ağır bir tıp eğitimi sunuyordu. Eğitim esnasında en ufak psikolojik etkilenmede, öğrenciler okuldan atılıyordu. Ancak tüm mezunlar erkek tıp fakülteleri hocalarının tüm zorlamalarına rağmen başarıyla doktor oldular.

1869’da İngiltere’ye dönen Elizabeth Blackwell, National Health Society’i kurdu.

Daha sonra Florance Nightingale ile birlikte London School of Medicine for Women okulunda hemşire ve doktor yetiştirmeye başladılar. Sonrasında ise Blackwell, kitaplar yazmaya başladı ve 1910 yılında İskoçya’da vefat etti.