GÜNDEM
Boşanmak istediği kocası Ali Çeçen tarafından öldürülen Birgül Çoban’ı kadınlar öldürüldüğü yerde andı. Birgül’ü uzun zamandır tanıyan komşusu Birgül için, “Bütün yükü sırtlardı” dedi.
Alevi inancının kadın-erkek eşitliğinin en çok gözetildiği inanç olduğu hep söylenir. Peki öyle mi? Yazar Gülfer Akkaya son kitabında bu sorunun “evet” ve “hayır”larını tartışıyor.
Mersin’de gerçekleşecek 3. Mersin Onur Haftası İslami grupların hedefi oldu. Birçok dernek ve vakfın üyelerine mesaj göndererek yapılacak etkinlikleri engelleme çağrısı yaptığı öne sürüldü.
Sur’un yıkım kararı ile boşaltılmak istemesine karşı çıkan vatandaşların elektrik ve suları kesildi. Alipaşa ve Lalebey Mahallelerinde yaşayan evlerine bidonlarla su taşıyan kadınlar anlatıyor...
Mersin Ekmek ve Gül Kadın Korosu yaptığı etkinlikle barışa, kadınlara, umuda türkülerini söyledi.
Birgül de şiddeten kaçarken sokak ortasında öldürülen kadınlardan biri oldu. Vücudundaki çok sayıda morluk onun sistemli bir şiddetin kurbanı olduğunu gözler önüne serdi.
Posta Gazetesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yalıtım sistemleri için belirlediği kuralları haberine işte bu sözlerle taşıdı: “Karı koca kavgasını kimseler duymayacak.”
Tacize, istismara çözüm diye sunulan “pembe otobüs, trambüs, metrobüs” gibi ilginç ulaşım araçları gerçekten çözüm mü? Bu dahiyane (!) fikirlere madde madde bir bakalım...
Malatya’da kadınların karşı çıktığı pembe trambüs uygulamasının yakında başlayacağı ilan edildi; hem de birçok kadının tepkisine rağmen. Peki kadınlar trambüse niye tepki gösteriyor? İşte cevaplar…
Erdoğan’a tek adam olma gücü siyaseten sağlanmışken “hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var” dedirten şey o baş edemediği sosyal ve kültürel olanda gizli.
Bir asistanın bir kadın öğrenciye yönelik tacizi ile gündeme gelen Marmara Üniversitesinde öğrenciler ‘Taciz Yönergesi’ oluşturulmasını istiyor.
Kadına şiddet haberlerine her gün yenisi ekleniyor ve gittikçe vahşileşen yöntemler görüyoruz. Peki bu vahşet neden yaşanıyor, bu metotlar nasıl ortaya çıkıyor, erkekler bu cesareti nereden alıyor?
Aladağ’da 12 kişinin yanarak hayatını kaybettiği yurt yangınında ilk duruşmada annenin ağzından dökülen kelimelerdi en acısı: “Biz yavrumuzun külünü bile görmedik. Adıyla yaşıyorum.”
‘Acela kamulaştırma’ kararı nedeniyle evlerinden çıkarılmaya çalışan Surlu vatandaşlar bir de elektrik ve su kesintileriyle zulmü yaşıyor.
Kadına yönelik suçlarda skandal ceza indirimlerine bir yenisi eklendi. Ankara’da bir öğretmene tecavüz edip yüzüğünü çalan erkek için, yüzüğün ‘imitasyon’ olması gerekçesiyle indirim uygulandı.
İstanbul Bostancı’da cam silerken dördüncü kattan düşerek hayatını kaybeden Rukiye Şimşek davasında, asli kusurlunun ev işvereni olduğu tespit edildi.
Cam işçilerinin eşleri direnişi büyütmek için bir araya geldi ve “Eşlerimiz fabrikada mücadele ederken bizler dayanışmamızı daha da büyütmek için bir aradayız” diyerek açıklama yaptı.
Kadın cinayetlerinde artan vahşet tablosunu ve yaygınlaşan cezasızlığı Avukat Ezgi Duman değerlendirdi: Erkek yargı anlayışı erkekleri cesaretlendiriyor, kadınların adalete güvenini sarsıyor.
Tek seçenek olan cemaat yurtlarına bilmeden evlatlarını gönderen ana, babaların yüreği yandı Aladağ’da. 11 kız çocuğu ve bir çalışanın yaşamını yitirdiği yangının ilk duruşması 30 Mayıs’ta.
Türkiye'de 27 Mayıs 1983'te kürtaj yasal hale geldi. Aradan geçen 34 yılda kürtaj konusunda neler yaşandı, bugün kürtaj yaptırmak isteyen kadınlar neyle karşılaşıyor, birlikte tartışalım
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.