Sendikalaşmak istedikleri için işten çıkarılan Flormar işçilerinin direnişi sürüyor. ODTÜ’de Flormar işçilerinin direnişini duyurmak için öğrencilerle sohbet ediyoruz. Özellikle kadın öğrencilerin bu direniş hakkında neler düşündüğünü, sohbetimizde söylediklerini sizinle paylaşmak istedik.

Dilan Çubukçu, kadınların örgütlenmesinin, bir arada durmasının çok önemli olduğunu söylüyor. Bunu da özellikle kadın işçilere karşı kullanılan önyargılara dikkat çekerek ifade ediyor: “Kadın işçilere karşı hep ‘sen toplanamazsın, sen örgütlenemezsin, sen sana verdiğim haklar kadar varsın ve senin bu düzende yerin bu ve bu yüzden istediğim zaman seni işten çıkarırım…’ tarzında bir bakış açısı var. Sendikalaşmaya karşı firmaların çalışanlara karşı gösterdiği tepki sadece kadınların değil, erkeklerin de büyük bir sorunu fakat kadınların daha büyük bir sorunu” diyor.

Flormar’ın kadın çalışanlara mecbur olduğunu da söyleyen Çubukçu, hem üretimde hem de ürünlerin pazarlanmasında kadınların emek ve bedenlerinin kullanılmasını da rahatsız edici buluyor. Ürünleri pazarlarken “kadın olma”nın öne çıkarıldığını ama kadınlar haklarını istediğinde ise hiçbir hak vermeden kadınları işten çıkardıklarını, bunun “insanları salak yerine koymak” olduğunu söylüyor.

‘BEN DE İŞÇİ ÇOCUĞUYUM AİLEM EMEKLERİNİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR’

ODTÜ Okul Öncesi Bölümü’nde okuyan bir arkadaşımız Flormar direnişine kendisi de bir işçi ailesinin çocuğu olduğu için oldukça ilgili. Sohbetimiz arasında Flormar’ın eyelinerını kullandığını ve şimdi onu çöpe atacağını, işçiler haklarını alana kadar da Flormar ürünleri kullanmayacağını söylüyor. Dikkat çektiği bir başka nokta ise seçimler. “Eğer seçimlerden sonra yine aynı hükümet ile yönetirsek durumun daha da kötüye gideceğini ve Flormar işçilerinin unutulacağını düşünüyorum” diyen bu arkadaşımız, AKP yerine gelecek olanlardan da pek ümitli olmadığını şu cümlelerle ifade ediyor: “Yerine başka biri gelse de kadınlar konusunda çok büyük adımlar atacağını düşünmüyorum. Bunlar hep lafta kalan şeyler. Hatta lafta bile yok. Propagandalarına baktığımızda çok fazla kadın konusunu göremiyoruz. Benim annem babam da işçi, saatlerce çalışıyorlar ve emeklerinin karşılığını alamıyorlar ve alamayacaklar. İşçilerin problemleri sıkıntıları ve isteklerine gelene kadar önünde çok fazla şey olacak ve onların söylemek istedikleri çok sonralara kalacak gibi hissediyorum. Ülkede kimse örgütlenemiyor ve kimse hakkını savunamıyor. Çünkü işçisinden memuruna her mecrada hakkını savunmaya çalışan ya da kendini ifade etmeye çalışan, bir şekilde susturuluyor. Fabrikadaki işçiler zaten ağır şartlarda çalışıyor ve haklarını talep ettikleri noktada ise işten çıkarılıyor.”

Flormar direnişi ile seçimleri bir arada tartışan ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliğinden bir diğer öğrenci ise yine Flormar’ın “kadın dostu” imajından başlıyor söze. “Kadınların tabii ki eylem yapma hakkı var. Flormar’ın bu olaydaki duruşu kendi markası için de çok kötü. Eylem yapan insanlar da daha muhafazakar bir kesimden gözüken insanlardı. Beni şaşırtan şey ise seçime giderken AKP’nin böyle bir toplamı karşısına alması. Sadece oy almak için bile olsa onları savunabilirdi. Anlaşılan o ki AKP, işçi sınıfına sırtını dönmüş.”