Geçen hafta, mecliste Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliklere ilişkin tasarı konuşuldu. Epey gürültüyle gündeme gelen düzenleme kadına yönelik şiddet ve cinayet fiillerinde daha ağır cezalar getirme iddiasını taşırken, çok önemli bir gelişme olarak servis edilmişti. Tasarı Meclis'e geldi, Kadın- Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda (KEFEK) alelacele görüşüldü, “Biz alt komisyonuz, ayrıntılara girmeye gerek yok” denilerek Anayasa Komisyonuna sevk edildi.
Görüşmeler Adalet Komisyonunda devam edecek. KEFEK’te yaşananlar söz konusu tasarıya ilişkin başından bu yana taşıdığımız kaygıları haklı çıkardı. Kadın örgütlerinin birikimlerini değerlendirmekten ısrar ve inatla kaçınma, Baroların fikirlerini almama, “biz biliriz, biz yaptık oldu” mantığı ile her işi yapma anlayışını bir kez daha görmüş olduk.
Şiddet sorununun cezaları arttırma ile çözülemeyeceği ortada ve açık iken, haksız tahrik indirimleri gerçeğine hiç değinmeden, “Kadın cinayetlerine ağırlaştırılmış müebbet vereceğiz” dedikleri tasarı, bununla birlikte birkaç düzenleme daha içeriyor. Israrlı takip, kadına yönelik şiddete dair suçlara ilişkin düzenlemeler, iyi hal indirimleri gibi başlıklar da aynı bakış açısını gösteriyor. Bu nedenle “Bu göz boyama yasasını kabul etmiyoruz” demiştik. Adalet Komisyonundaki süreci de takip etmeye devam edeceğiz.
BU KAÇINCI GENELGE?
Tam da bu tasarı konuşulurken İçişleri Bakanlığı genelgesi düştü basına. İçişleri Bakanlığı kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla 81 ilin valiliğine, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Faaliyet Planı'nı içeren bir genelge gönderdi. Genelgede 5 milyon erkeğe eğitim verilmesi, elektronik kelepçe sayısının bin 500’e çıkarılması, kadın konukevi sayısının arttırılması, 110 bin kolluk personeline eğitim verilmesi gibi önlemlere yer veriliyor.
Mevcut yasayı uygulamak için yine bir genelge çıkarılması ile karşı karşıyız yine. Bu kaçıncı genelge demek istiyoruz. En son 2020 yılının eylül ayında çıkarılan genelge üzerine yazıp çizdiklerimizi de buraya bırakıyoruz. “6284 Sayılı Yasanın ve ilgili düzenlemelerin gereğini yapmadığınızı itiraf ediyorsunuz” demiştik.
Yine aynı şeyi diyeceğiz. Ama bazı farklar var. Geçen zaman içerisinde İstanbul Sözleşmesinden imza çekmiş bir siyasal iktidar var karşımızda şimdi. Nafaka gaspı, aile uyuşmazlıklarında arabuluculuk, Medeni Yasaya dair her türlü saldırının hazır bekletildiği bir dönemde konuşuyoruz bu yeni genelgeyi. Bir de yukarıda belirttiğimiz tasarı Mecliste iken.
Şimdi AKP yeniden ve yeniden aynı şeyi yapıyor. Kadına yönelik şiddete dair bir problem var. Yasalar uygulanmıyor, sıkıntılar yaşıyoruz. Mesela polis merkezlerinde sorunlar yaşanıyor, tedbir kararının yerine getirilmesinde sıkıntılar oluyor, ülkede yeterince sığınak yok diyor ve mevcut yasaların uygulanmadığını bir kez daha kabul etmiş oluyor.
Yasanın, yasaların uygulanması için genelge çıkarılıyor, cidden şaka gibi. Oysa 6284 Sayılı Yasa uygulanmalı bu kadar basit mesele. Yasanın uygulanmasını engelleyen sorunlar tespit edilecek, bu sorunların çözümü için alt yapı sağlanacak, kadın erkek eşitliğini temel alan kapsamlı bir plan oluşturulacak ve bu yolda inatla ve ısrarla yürünecek.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇIKIP GENELGE YAYINLAMAK…
İstanbul Sözleşmesi tam da bunları söylüyordu işte. Devlete kadın erkek eşitliğini sağlayacaksın ve kadınların hayatından şiddeti çıkarmak için her alanda düzenlemeler yapacaksın diyordu. Bu sözleşmeden imza çekip, arkasından yine bir genelge hazırlayıp, bunu şahane bir şeymiş gibi göstermeye çalışmak her şey bir yana İstanbul Sözleşmesinden imza çekilmesinin ne kadar olmayacak bir iş olduğunu gösteriyor.
Peki ne var bu genelgede?
2021-2025 yılları arasını kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı doğrultusunda hazırlanan genelge 2022 yılına ilişkin 5 ana hedef ve buna bağlı 28 alt hedef olduğu ifade ediliyor. Sığınmaevi sayılarının artırılması, elektronik kelepçe kapasitesinin yükseltilmesi, gizlilik kararlarının uygulanması, risk tespiti ve müdahale edilmesi, tahliye edilen erkeklerin kolluğa bildirilmesi, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın kadına yönelik şiddetle mücadele birimlerinin kapasitelerinin arttırılması gibi hedeflerin her biri üzerine ayrı ayrı konuşulabilir. Mesela kadına yönelik şiddetten cezaevinde olan erkeğin tahliye olması durumunun kadına bildirilmesine ilişkin bir düzenlemenin olmaması üzerine konuşmak gerekir. Bu durumun sadece kolluğun bilgisi dahilinde olması kadını koruyacak mıdır? Yaşanan tüm kadın cinayetleri kolluğun kadınları korumak için bir adım atmadığını gösteriyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele birimlerinin kapasitelerinin arttırılması kadınların şiddete uğradığında en yakın kolluk birimine ulaşabilmesi ve orada etkin ve eşit muamele görmesini sağlayacak mıdır? 10 tane sığınak açılması hedefleniyor, bu 10 sığınak kadınların derdine derman olacak mıdır?
Diğer hedefler ise eğitim faaliyetleri içeriyor. Mesela 5 milyon erkeğin eğitileceğinden söz ediliyor. Nasıl bir eğitim verilecek acaba? Kadın erkek eşitliğine inanmayan bir cumhurbaşkanın yönettiği ülkenin erkek vatandaşlarına kadınlar hakkında neler söylenecek? “Erkek adam yapmaz” mı olacak konu başlığı?
Genelgeden daha uzun uzun söz edebiliriz. Ama bu kısaca bakış bile meselenin özüne dokunmadan görünürde adım, görünürde bir çabadan başka bir şey olmadığını gösteriyor.
Kadınların her allahın günü, bulunduğu her alanda şiddet uğrama ihtimali içerisinde yaşadığı bir ülke yaratanlar, yine bir genelge yayınladık, bu sefer bu işi kesin çözdük havalarında geziyorlar işin özeti. Üstelik her türlü hak gasbını içeren yasa hazırlıkları masalarının üzerlerinde dururken yapıyorlar bunu.
Kadına yönelik şiddet böyle çözülmez, bunu iktidar da biliyor elbette. Acayip bir şey var ortada. Bir yandan yasalar yetersiz diye yasa yapmaya çalışılıyor, "cezaları daha artırırsak bu sorunu kesin çözeriz" diyorlar. Eş zamanlı olarak da mevcut yasaların uygulanmadığını bir kez daha itiraf edip, genelge yayınlıyorlar.
E tabi işi zor iktidarın. Kadına yönelik şiddetin sorumlusu olup, buna çok üzülmek ve güya sorunu çözmeye çalışmak gerekiyor. Seçim de yaklaşıyor giderek. Ortaya da böyle ucubeler çıkıyor işte. Zor gerçekten işleri, çok zor...
İlgili haberler
Bakanlık Genelgeleri: Suçun ikrarı mı, politika ıs...
Bugünün güncel dayanışma ağlarından biri olan sosyal medyayı baltalamaya niyet eden bu genelgeleri “...
6284 kadınlara neler sağlıyor?
Ahmet Kural tarafından şiddete maruz bırakılan Sıla’nın da başvurduğu 6284 sayılı Şiddetin Önlenmesi...
Kadınlar için cehennem hayatının mimarları ‘torba...
Kadına yönelik şiddet bu ülkenin en temel sorunlarından biri ve bu sorunu çözemeyen ve aslında sorun...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.