Hükümetin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmaları devam ederken, Adalet Bakanlığı “kadına yönelik şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi için adli yılın başlaması ile birlikte yeni uygulamaları hayata geçiriyor” diyerek bir dizi önlem getirdiğini duyurdu.  

Adalet Bakanlığı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından başsavcılıklara gönderilen yazıda, Bakanlık tarafından yakın zamanda yayımlanan “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması” konulu genelge uyarınca kadına yönelik şiddetle mücadelede koruyucu ve önleyici tedbirlerin önemine dikkat çekildi.

Bakanlığın yaptığı açıklamada, “Yeni adli yıl ile birlikte tedbir kararları kolluk birimleri aracılığı ile tebliğ edilecek. Tedbir kararlarının kolluk birimleri tarafından tebliği uygulaması ile şiddet uygulayan kişilerin dikkati çekilecek. İhlali durumunda kişi hapse girebileceği yönünde ihtar edilecek. Böylece tebligat yapılamaması veya tebliğin gecikmesi gibi sorunlar ortadan kalkacak. Tekrarlanan şiddet vakaları veya tedbir kararlarının ihlali durumunda gecikmeksizin zorlama hapsi uygulanacak. Bu uygulama ile verilen tedbire uyulması ve şiddet eylemlerinin tekrarlanmaması hususunda caydırıcılık da sağlanmış olacak” dendi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284’Ü TARTIŞMAKTAN VAZGEÇİN

Bakanlığın aldığı yeni önlemleri değerlendiren Avukat İlke Işık, önlemlerin Eskişehir’de ayrıldığı erkek tarafından öldürülmeden önce 23 kez suç duyurusunda bulunan Ayşe Tuba Arslan’ın ölümü üzerine Bakanlığın yılbaşında çıkardığı genelgeden farklı olmadığını söyledi. Genelgenin çıkarıldığını ve öylece kaldığını ifade eden Işık, “Hatta şu güne kadar bize İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa’nın kötülüklerini tartıştırdılar. Şimdi çıkardıkları genelge 6284’ün uygulanmasına ilişkin önlemler, düzenlemeler içeriyor. Tedbir kararının tebliği, hızlı uygulanması ve 6284 konusunda hassas olunmasına ilişkin yeni adli yılın açılışında hakimlere bir şey bildirmiş oluyorlar. Bu ülkede 6284’ün etkin uygulanmasına ihtiyaç var. 6284’ün uygulanmadığını da aslında Bakanlık yasa üzerine bir genelge çıkararak itiraf etmişti” dedi. 6284’ün basit bir yasa olduğunu ve etkin uygulanması gerektiğini de dile getiren Işık, yasanın uygulanmamasının kadınların hayatına mal olduğunu çok kez vurguladıklarını belirtti. Şimdi alınan bu önlemlerinin ‘Aslında biz gereğini yapmıyoruz’un bir itirafı olduğuna dikkat çeken Işık şöyle devam etti: “Bakanlığın bu genelgesine baktığımızda İstanbul Sözleşmesi tartışmasının ne kadar anlamsız bir tartışma olduğu da açığa çıkmış oluyor. Bu ülkede 6284’ün uygulanmasına gerek var. Bizler de uzun süredir bu yasanın etkin uygulanması gerektiğini söylüyoruz. Koruma kararları tebliğ ediliyor ama çok kolay ihlal ediyor erkekler, çünkü başına bir şey gelmeyeceğini biliyor. Çünkü 6284 sayılı Yasa’yla ilgili tartışma yürütülüyor bir yandan. Adalet Bakanlığının aldığı bu ‘yeni’ önlemler İstanbul Sözleşmesi tartışmasının ne kadar kötü ve gereksiz bir tartışma olduğunu ortaya koyuyor. 6284 sayılı Yasa İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan, şiddete karşı kadınları koruma yükümlülüğüne ilişkin yapılmış en temel yasa. En hızlı koruma sağlayan ve şiddet yaşanmadan önleyecek en acil yasa. Aylardır bize Sözleşmeyi tartıştırıyorlar ve biz biliyoruz ki Sözleşmeye dokunurlarsa sıra 6284’e de gelecek. Bir kez daha tekrar ediyoruz, iktidar İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284’ü tartışmak yerine şiddete karşı daha etkin önlemler almak için çalışsın. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmalarını bir daha açmamak üzere kapatsın. Söz konusu olan kadınların hayatı ve bizler haklarımızdan da hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz.

ŞİDDETİN TEKRAR EDİP ETMEDİĞİ KONTROL EDİLECEK
Adalet Bakanlığının açıklamasında kadına yönelik şiddete karşı alacağı yeni önlemler şöyle
■ Aile içi ve kadına yönelik şiddet vakaları belirli Cumhuriyet savcıları üzerinden takip edilecek.
■ Mağdurun daha önce şiddete uğrayıp uğramadığı mutlaka kontrol edilecek. Bu yönde bulgulara ulaşılması durumunda şüpheli hakkında etkili koruma tedbirlerine başvurulacak.
■ Özellikle nitelikli ve tekrarlanan şiddet olgusu içeren vakaların risk değerlendirmesi daha dikkatli yapılacak. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerinden mutlaka sosyal inceleme raporu istenecek.
■ Talep edilecek koruyucu ve önleyici tedbir kararları belirlenirken, kolluk birimleri tarafından doldurulan olay kayıt formu ve hazırlanan sosyal inceleme raporu dikkate alınacak.
■ Öfke kontrolü, stresle baş etme, madde bağımlılığı tedavisi gibi vakaya özel uygun önleyici tedbir kararları da göz önünde bulundurulacak.