yoksulluk

İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli yaşamına son verdi. Ünli’nin yeni yıl dileğinin “iş bulmak” olduğu ortaya çıktı.

Çiğli'de yaşayan tekstil işçisi bir kadın: ‘2 aydır pazara gidemiyorum, çocuğumuzu okutmak için kredi çektik, yevmiyeli işlere, ev işlerine gidiyorum’ diyor.

Kamu-Sen'in araştırmasına göre, kasım ayında dört kişilik ailenin asgari geçim sınırı 6 bin 859 lira 47 kuruş, tek kişinin yoksulluk sınırı ise 3 bin 388 lira 32 kuruş oldu.

Önceden ‘bunca derdin bizi yönetenlerle bir ilgisi var’ dendiğinde ipler geriliyordu mahallede. Şimdi kadınlar ‘Bunlar bizim partiyi kötülüyor’ demiyor, hak veriyorlar…

Bursa’da işsiz ve bakacak durumu olmadığı için çocuğunu terk etmek zorunda kalan ve yargılanan Gamze Nur E: “İşsizim ve ailem yok. Çocuğumu bırakamıyordum. Çok zor durumdaydım” dedi.

Çaresizlik insan cinsinin yaşayacağı en korkunç duygu belki de. Ancak çaresizliğimizin müsebbipleri bizler değiliz. Bunu hatırlatmaktan bıkmayalım, usanmayalım, utanmayalım.

İstanbul’daki deprem sonrası evleri hasar gören kadınlar yaşadıkları zorlu süreci anlattı: Mecburen yerin altına taşınmak zorundayım.

Erken yaşta evin yükünü sırtlayan Leyla, evliliğinde de şiddetin yükünü taşımış. Bugün kızı için ikinci evliliğini yapan Leyla kadınlara şöyle sesleniyor: Kadınlar kendilerini korumak için savaşmalı.

Kayseri’de krizin hayatlarına nasıl yansıdığını konuşmak için buluştuğumuz kadınlar arasında öfkesini dile getiren ve ‘İnceldiği yerden kopsun’ diyen çok. Bu da, bıçağın kemiğe dayandığını gösteriyor.

Sincan Organize Sanayide çalışan işçi kadınlar art arda gelen zamlara tepkili, ancak işten atılma korkusu da yaşıyor. Kadınlar ‘Bunca yükün altından nasıl kalkacağız’ diye kara kara düşünüyor.

İzmir’de kadınlar, okul masraflarının bel büktüğünü anlatıyor. İçlerinde evinde elektriği kesik olduğu halde okuldan kayıt için lamba istenen dahi var. Kadınların hikayeleri ayrı isyanları ortak...

Kadınlar krizle birlikte sadece daha da yoksullaşmıyor aynı zamanda şiddetin her türlüsüne daha fazla maruz kalır hale geliyor.

Kanser hastası E.C. evliliği boyunca şiddet görmüş. Şiddete dayanamayarak çocuklarını alıp evden ayrılan E.C. hastalığı nedeniyle hem çalışamıyor hem tedavi olamıyor. E.C. dayanışma bekliyor.

Kimisi TV programlarında çıkıp ‘Fasulye pahalıysa yemeyin kardeşim’ diyor, kimisi ‘Ülkede kriz falan yok, hepsi manipülasyon’. Peki kadınlar bu konuda ne düşünüyor?

Geçinemediğini, çocukların masraflarını karşılayamadığını anlatıyor Fatma. Hayatın gerçeklerini, çay ve simit üzerinden bir ailenin geçim hesabını yapanların suratına vuruyor adeta.

Yoksulluğu en derinden yaşayan bir kadın, bir yanda her gün kötüye giden sağlık durumu, bir tarafta her gün daha açlığa mahkum olan hayatı...

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinden Adile Doğan: Şiddet, yoksulluk, işsizlik kadınların hayatının orta yerinde dururken iktidar koltuk derdinden başka bir şey görmüyor.

Ne beka, ne 20 liralık patlıcan ne mermi ne de 200 gramlık keyif çayı, halkın açlığının, yoksulluğunun önüne geçemiyor.

Bu seçim iki Rabia arasında bir seçim olarak anılacak: Tek Adam’ın rabiası bir yanda, Giresun Eynesil’in Rabiası tam karşısında.

Kuştepe’ de çocuklar geleceksizlikle karşı karşıya, gıda yetersizliği ve barınma koşulları sebebiyle Kuştepeliler bin bir çeşit hastalıkla boğuşurken, işsizlik en temel sorunlardan.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.