Ev işçisi kadın: ‘Bize virüs bulaştırırsın’ denilerek odama hapsedildim
Kovid-19 salgını nedeniyle 30 ev işçisi kadının katılımıyla araştırma yapan Evid-Sen araştırmanın sonucunu rapor olarak sundu. Rapora göre ev işçisi kadınların çalışma alanlarında ayrımcılığa uğruyor.

Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (Evid-Sen), salgın sürecinde ev işçisi kadınların yaşadıkları zorluklara dair bir rapor hazırladı. Raporda, dünya genelinde sayıları 100 milyonları aşan ev işçisi kadınların güvencesiz çalıştırıldığı belirtilerek, koronavirüs salgınından en çok etkilenen işkollarından birinin de ev işçileri olduğuna dikkat çekildi.  

Raporda Evid-Sen’in salgın süreci boyunca ev işçisi kadınlarla iletişimde olduğu ve enfekte olan 7 ev işçisi kadının Kovid-19 kapsamında tedavi gördükleri aktarılırken, İstanbul’da yaşayan 30 ev işçisi kadının sorulara yazılı mesaj, video veya ses kaydı aracılığıyla cevap verdiği aktarıldı.

Görüşlerine başvurulan ev işçilerinin ortalama meslek tecrübelerinin 15 yılın üzerinde olduğu ifade edilen raporda, soruları cevaplayan ev işçilerinin 13’ünün ilkokul mezunu, 9’unun lise mezunu, 3’ünün yüksekokul mezunu olduğu ve 2’sinin herhangi bir eğitim almadığı, 5’inin eğitim durumunu belirtmediği kaydedildi.

‘İŞÇİ SAĞLIĞI TEDBİRLERİNE UYULMAKSIZIN ÇALIŞTIRILIYORLAR’
Araştırmaya katılan ev işçilerinden 19’unun gündelikçi olarak, 11’inin ise yatılı olarak çalıştığı belirtilirken, yatılı çalışanlar arasında ise 6 kişinin göçmen işçilerden oluştuğuna değinildi. Gündelik işlerde çalışan ev işçilerinin yoğun bir işsizlik sorunuyla karşı karşıya olduklarına dikkat çekilen raporda, yatılı olarak çalışan ev işçilerinin ise izinsiz ve işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerine uyulmaksızın çalıştırıldıklarının altı çizildi.

Salgın döneminde ev işçilerinin yaşadıkları sorunlara ilişkin ise raporda, “Bu doğrultuda salgın öncesinde gündelik işlerde çalışan katılımcıların tamamının şu anda çalışmadıkları, işsiz kaldıkları ve çok ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya oldukları görülmüştür. Temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük çeken ev işçileri, sürecin daha fazla uzaması halinde içinden çıkılamayacak bir durumla karşı karşıya kalacaklarını ifade etmişlerdir” denildi.

‘PARASIZ KALDIK, YUVAMIZ DAĞILDI...’
Ev işçisi kadınlar durumlarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

* Herkes korkuyor bizi eve almıyorlar… Çok sıkıntı yaşadım bu süreçte… Borçluyum borumu ödeyemiyorum, oğlum askerde, diğer çocuğum kaza yaptı kiramı ödeyemedim. Bankalara borcum da var. Bu hastalıktan sonra kimse çalışmıyor... Maalesef para yok borç var her yere… Gece gündüz düşünüyorum iki hastayla yaşıyorum… Beslenmemi bile sağlayamıyorum… Para yok ki ne alıp yiyelim… Üçüncü kiram oldu ödemedim…

* Bu dönemde ciddi sıkıntılar yaşıyorum, parasız kalıyorum… Çünkü gündelikçi olarak çalışıyordum... Bütün işlerimiz sonlandı işler iptal oldu… Bu hastalık yüzünden, işimden ayrılmak zorunda kaldım… Şu an ciddi şekilde maddi durumum çok bozuk. Bütün geçimimi ev işlerinden sağlıyordum. Daha önce bir gıda kartım vardı ayda 125 TL, İBB’den olan ondan alışveriş yapabildim bu ay öyle idare ettim.

* Yuvam dağıldı, çocuklarla buralarda bir başıma kaldım… Çevre olsa da ne yazar, elin kolun bağlı, büyükler ters, babam bıçak çekti… Önüne gelen evden kovuyor kafalarına estikçe…

‘HASTALANMA RİSKLERİ YÜKSEK’
Bu dönemde hâlâ geçimlerini sağlayabilen ve işleri olan ev işçilerinin ise zor şartlar altında izinsiz ve esnek, uzun saatler çalıştığı ifade edilen raporda, yatılı çalışan birçok ev işçisinin aileleri ile iletişim kuramadığı, virüse karşı korunamadığı, ayrıca kendileri virüsün kaynağı gibi görülüp, ayrımcılığa maruz kaldığı vurgulandı.

Halihazırda çalışan Kadılar işyerinde yaşadıkları sorunları şöyle anlattı:

 * Çalıştığım işyerinden izin istedim ama vermediler. ‘Sen bize korona mı bulaştıracaksın’ dediler? Ellerime, omuzlarıma vurup bana şiddet uygulayıp sonra da işten çıkarttılar…

* Bu olaylardan dolayı dışarıya çıkamıyorum, gün boyu evdeyim izin günümü odamda geçiriyorum. Hafta içi çalışıyorum. İşim daha da yoğunlaştı çünkü herkes evde… Nefes alamıyorum herkese yetemiyorum… Bu süreçte kovid öldürmezse bu gidişle Bakırköy’ün yolu görünüyor…

* Hemşireyim, Azerbaycanlıyım. Memlekette çocuğum ve eşim var. Eşim korona oldu şimdi daha iyi ancak aklım ailemde. Ailemle telefondan görüntülü konuşuyorum. Bir buçuk yıldır çocuk bakıcısıyım. İki aydır hiç izin kullanmadım. Çalıştığım evin bütün işini yapıyorum, çocuklarına bakıyorum… Çok yoruldum… Bende virüs çıksa ne yaparım bilmiyorum. Önemli olan onlar, biz umurlarında değiliz. Evleri küçük bana ait bir odam yok bir şey olsa beni işten atarlar. Kendileri hasta olsa bana baktırırlar…

* Özbekistanlıyım… Karı koca yaşlı bir çiftin yanında çalışıyorum iki buçuk senedir. Çalışma iznim yok. Çalıştığım işyerinde yaşadığım önemli bir sorunu yazıyorum. Oturma iznini almak için postaneye gittim. Ayrıca otobüsle ya da minibüsle de değil çalıştığım yerin özel şoförüyle gidip geldiğim halde bize virüs bulaştırırsın diye bir hafta boyunca odama hapsedildim. Hapsim devam ediyor, yemeğimi kapı önüne bırakıyorlar bu duruma dayanamıyorum. İşi bırakmayı düşünüyorum, bırakmak istediğimde neyle karşılaşacağımı bilmiyorum. Çok üzülüyorum, bir insana bu yapılmamalı…

Kadınlar beslenme ve sağlık hakkına ilişkin ise şunları anlattı:

 * Sağlıklı beslenmede sıkıntı çekiyoruz. Elimizdeki nakit parayı da tükettiğimiz için evde olan erzakla geçinmeye çalışıyoruz.

* Beslenemiyoruz tabii ki… Nasıl sağlıklı beslenebiliriz… Paran varsa hayat var…

* Raporlu olduğu için ilacımı direkt eczaneye giderek alabileceğim söylendi ancak ben dün eczaneye gittim ilaçlar için benden para istediler ben de alamadan geri döndüm. Kısacası açıklanan birçok yardımdan ben faydalanamadım…

* Hayatımız tehdit altında… Çalışmazsak parasızlıktan, çalışırsak virüsten… Bu durum ne kadar sürecek beli değil… SGK’mız olmadığı için işsizlik yardımından faydalanamıyoruz… Sosyal yardıma başvurdum, ancak 685 TL nafaka aldığım için her defasında ret cevabı verdiler…

‘ÇÖZÜM ADINA ACİL POLİTİKALAR HAYATA GEÇİRİLMELİ’
 Raporunda yaşam hakkının coğrafya, din, cinsiyet veya sınıf farkı gözetilmeksizin herkesin hakkı olduğunu vurgulayan Evid-Sen, “Ancak bu dönemlerde bazıları daha korumasız ve güvencesizdir. Dolayısıyla ev işçileri bu dönemde olduğu gibi benzer süreçlerde sömürüye çok daha açık bir hale gelmektedir. Acil bir şekilde gerekli tedbirler alınmaz, yeterli imkânlar sağlanmaz ve onlara destek olunmazsa birçok temel insan hakkı kendileri için erişilemez olacaktır. Bu nedenle ev işçilerinin yukarıdaki sorunlarının çözümü adına acil politikaların karar vericiler tarafından hayata geçirilmesi gerekmektedir” diye belirtti.

EV İŞÇİSİ KADINLARA REVA GÖRÜLEN: YA ÇALIŞIP HASTA OLMAK YA AÇ KALMAK
Ekmek ve Gül’e verdikleri röportajlarla da salgın döneminde işsiz kaldıklarını anlatan ev işçisi kadınlar, geçimlerini günlük çalıştıkları evlerden aldıkları yevmiyeyle sağladıklarını, salgın sonrası işverenlerin ‘Artık gelme’ sözleriyle karşılaştıklarını anlatmıştı. 
İlgili haberler
Nadira Kadirova’nın hatırlattığı: Göçmen ev işçisi...

Nadira’nın ölümüyle ilgili aydınlatılmayan tüm gerçeklere ise bu sistemdeki kadın davalarından maale...

Karantina da yoksula değil, zengine…

Ev işçisi Esma anlatıyor: Evde hasta varsa bir odada karantinaya alın diyorlar. Bizim küçücük iki od...

GÜNÜN ANKETİ: Ev işçisi kadınlar neler yaşıyor?

Rosa Kadın Derneği, koronavirüs salgını sürecinde Diyarbakır’da gündelik ev işlerinde çalışan kadınl...

WHATSAPP’TA GÜNDEM DEĞİŞTİ: Sevgi sembollerinin ye...

Grupta birbirleri ile şakalaşan, sevgi sembolleri gönderen kadınların, salgının ortaya çıkması ile p...

Ev işçisi kadınlara reva görülen: Ya çalışıp hasta...

Geçimlerini günlük çalıştıkları evlerden aldıkları yevmiyeyle sağlayan ev işçisi kadınlar salgın son...

'Seren Serengil'in darp ettiği ev işçisi Gülnoza M...

İmece Ev İşçileri Sendikası, Seren Serengil'in evinde çalışan Özbekistan vatandaşı Gülnoza Mamotova'...