Suriyeli kadın
Esenyurt’ta 4 Suriyeli çocuğun öldüğü evden yoksulluk çıktı. Ailenin doğal gaz faturasını ödeyemediği için elektrik sobası kullandığı, yangının da bu sebepten çıktığı ortaya çıktı.
Urfa’da imam nikahıyla 2 kadınla evli olan İlyas Arık'ın, evin çatısına kurduğu barakada Suriyeli ikinci eşi M. N.'ye günlerce işkence ettiği ortaya çıktı.
İnsan Hakları Derneği Gaziantep Şubesi, 11 gündür kendilerinden haber alınamayan 17 yaşındaki Hadice Hüseyin ve 15 yaşındaki Esra Hüseyin'in bulunması için etkin bir çalışma başlatılmasını talep etti.
Özlem Sarıyıldız’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Dünyayı Doğrultmak’ belgeselinde Suriyeli kadınların yaşama sanatla, müzikle, resimle nasıl tutunduğunu anlatıyor.
‘Barış Harekatı’na ilişkin fikirlerini sorduğumuz Suriyeli kadınlar, mevzu ‘savaş’ olunca başta konuşmaktan çekinseler de mesele gelecekleri olunca daha fazla susamıyorlar...
Suriyeli mültecilere dönük nefret dili ve şiddet dozu yükselirken tarihin tozlu sayfalarından çıkan bir fotoğraf koca bir olasılığın sert gerçekliğini hatırlatıyor: Hepimiz mülteci adayıyız!
Halkların Köprüsü Derneği yöneticilerinden Gülistan Sultan, 8 yıldır hâlâ mültecileri kabul edemediğimiz için sorunların çözülmediğine dikkat çekerken devletin sorumluluğuna işaret ediyor.
Suriyeli Sehıldan soruyor: "Devlet büyükleri ‘Bunlar bayramlaşmaya gitti, orada kalsın’ diyor. Unuttunuz mu Suriye’de hayatını kaybeden insanların sayısı 1 milyonu geçti. Daha ne kadar öleceğiz!"
Mültecilerin hak bilinci yeterli değil; örneğin mülteci kadınlar, erkeklerle aynı haklara sahip olduğunun bilincinde değil. Ama olanak olduğunda kadınlar haklarını öğrenme konusuna daha ilgili.
İzmir’de yaşayan Suriyeli kadınlar anlatıyor: ‘Hastanede doktorun odasına bile giremiyoruz, evde kocamız baskı yapıyor, komşular bir şey demesin diye de dışarı çıkamıyoruz. Burada hiç değerimiz yok.’
‘Biz de Varız’ kitabında sığınmacı kadınlar kendi hayat hikayelerini anlatıyor ve ‘Biz de varız’ diyor. Kadınlar birlikte güçlenmenin ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor.
Savaştan, ezilmişlikten, şiddetten kaçarak kendini var eden, güçlenmiş bir kadın Pervin Bauzi. Hatırlattığım tüm nefret söylemlerine kocaman gülümsemeyle ‘biz kardeşiz’ diye yanıt veriyor...
Seçimler konuşulurken sohbet de memleketin hali de dönüp dolaşıp Suriyelilerin Türkiye’ye gelmesine bağlanıyor. Ülkedeki her sıkıntıdan sorumlu tutulan Suriyeliler ne diyor kendilerinin suçlanmasına?
Urfa’da çekilen bu fotoğraf kentin günlük yaşantısının bir parçası artık. Yüzlerce Suriyeli kadın sabah saat 5.00’ten itibaren ücretsiz ekmek alabilmek için fırınların önünde sıraya giriyor.
İki çocuğunu okula götüren 6 aylık hamile Suriyeli E.X. cadde ortasında tacize uğradı, tepki göstermesi üzerine silah çeken saldırgan kadını darbetti. Tacizi görenler ise hiçbir müdahalede bulunmadı.
Çocuklarının eğitimine devam etmesi için uğraşan iki Suriyeli annenin hikayesi bu. Çocuklarını okutmak istiyorlar ancak ne kendi karşılarındaki ne çocuklarının karşısındaki engeller bir türlü bitiyor.
Suriye’deki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan ve Mersin’de yaşayan Suriyeli 44 yaşındaki Ayşe Cuma ile kızı 19 yaşındaki Uvfa Naasan işkence edilerek öldürüldü.
Birkaç gün önce Suriyelilere yönelik ırkçı söylemlere katılanlar duydukları öfkeden pişman olmuşlar mıydı? Belki... Kesin olan ise üzülseler de hâlâ zihinlerinde onları kemiren “ama”larının bitmediği.
Emani al Rahmun’un hikayesi, zorunlu göçle Türkiye’ye sığınan birçok başka kadının da hikayesi. Ve bu hikaye daha bitmedi, tüm acımasızlığıyla ve şiddetiyle devam ediyor.
Savaş nedeniyle Türkiye'ye gelmek zorunda kalan Suriyeli mülteciler için aradan geçen onca yıla rağmen yaşam hâlâ çok zor. Adana'da tekstilde çalışan işçi kadınlar çalışma koşullarını anlatıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.