Pandemiyle kağıt üzerinde varlığını sürdüren kreş, bakım evi gibi sosyal hakların eksikliği uzaktan eğitim sürecinde çalışan aileler için şu soruyu daha görünür kıldı: Biz çalışırken çocuk ne yapacak?

İzmir'de yaşadıkları yoksulluğun çocuklarını eğitimden mahrum bıraktığını ifade eden veliler yetkililerden ücretsiz internet ve tablet talep etti.

Düzen baştan bozuk, temel sağlam değil ki. Veliler anca dert yakınır anca sızlanır, evladı için endişelenir. Zaten bu hayat yarını nasıl ederiz, ay başını nasıl getiririz diyenlere bu kadar zor.

Geçmişte de okulların tüm ihtiyaçlarının yükü velilere yıkılıyordu ancak pandemi sürecinde devlet bunu da fırsata çevirmenin peşinde.

EBA’nın ilk canlı derste çökmesine veliler tepki gösterirken, Bakan Ziya Selçuk durumu sevindirici buldu. Eğitim Sen, öğrencilerin eğitimden eşit yararlanması için acil çözüm istedi.

Ankara, İstanbul, Kocaeli ve Denizli’den uzaktan eğitim deneyimlerini paylaşan veliler internetin, bilgisayarın olmadığı, çocuklara babaannelerin baktığı bir süreçte bu kısıtlı imkanlara çare arıyor.

Parça başı iş yapan ve gecelere kadar çalıştıkları halde sadece 700 lira kazanan kadınlar, çocuklarının eğitiminden salgına kadar türlü endişe yaşıyor.

Hayat’da yaşayan Suzan 4 yıl önce çalışmaya başlamış. Aldığı ücret aylık 1600 lira. 2 çocuğu olan Suzan geçinemediğini, evinde bilgisayar ve internet olmadığını söylerken insanca bir yaşam istiyor.

Kocaeli’nin Derince ilçesinde yaşayan kadınlar, 21 Eylül’de başlayacak yüz yüze eğitim için gerekli koşulların oluşturulduğuna inanmamakla birlikte online eğitimin de verimsiz olduğu görüşünde.

Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği, online eğitimde, her öğrenciye ücretsiz internet ve bilgisayar sağlanması, okullarda önlemlerin artırılması için imza kampanyası başlattı.

Eğitimi dünyayı değiştirmenin anahtarı olarak gördü ve pedagojisiyle çocuklara güç vermeye çalıştı, İtalyan reform pedagogu Maria Montessori ile tanışın.

Kocaeli’nin Derince ilçesi Yenikent Mahallesi’nde yaşayan velilere hem uzaktan eğitimi hem de okulların açılışını sorduk.

Uzaktan eğitim-öğretim, okulun yerine geçemez, yetersizdir, hiyerarşiktir, sanaldır, tek yanlıdır, etkili ve verimli değildir. Geleceğimiz için eğitimdeki kangren sorunlara çözüm bulunmalıdır.

Biz öğretmenler bir an önce okulların açılmasını, öğrencilerimize kavuşmayı, yüz yüze eğitim yapmayı istiyoruz. Fakat bu koşulların sağlıklı bir şekilde sağlanmasını da istiyoruz.

Türkiye’de geçen yıl bin 115 özel okula karşılık sadece 166 devlet okulu açıldı. Son 6 yılda özel okullarda okuyan öğrenci sayısı yüzde 134 arttı.

CHP'den “Covid-19 Salgını ve Eğitim” raporu: Pandemi koşullarında öğrencilerin sağlıklı bir şekilde eğitim-öğretime devam edebilmesi için 57 bin dersliğe ihtiyaç var, 34.2 milyar TL bütçe ayrılmalı.

Pandemide uzaktan eğitimi değerlendiren Prof. Dr. Nejla Kurul, dijital eşitsizliğin birkaç kardeşi olan çocukları ciddi olarak etkilediğini, uzaktan eğitimi sekteye uğrattığını söyledi.

Uzaktan eğitimdeki aksaklıklardan ötürü kaybettikleri zaman nasıl telafi edilecek, Bakan ne planlıyor? Okullar başlasa da ne kadar verimli olacak? Bilmiyoruz. Eğitim çökmüş, işte bunu biliyoruz!

Sürekli sistem ve müfredat değişiklikleriyle gündeme gelen ve çok tartışılan eğitim sistemimiz koronavirüs salgını ile birlikte yine sınıfta kaldı.

Harflerle adlandırılıp, haklarında soyut karakter analizi yapmak yerine, bu kuşağın içinde yetiştiği dönemin özelliklerine bakalım... Ve elbette buna itirazın nasıl büyüdüğüne...