Yüzlerce işçinin çalıştığı İMES’te kadın işçilerle asgari ücret beklentilerini ve bu süreçte ne yapılması gerektiğini konuştuk.

Sorunların derinleşerek yeni yıla taşındığının farkındayız. Ama dertlerimizle birlikte, dermanımızı, bir arada olmanın gücünü ve dayanışmanın iyileştiriciliğini de taşıyoruz yeni yıla...

Bu ay sık görülen ve birbirini tetikleyen hastalıklar grubuna dahil olan rinit ve astımı tanıyalım.

Çalıştıkları işyerleri ya da alanları farklı olsa da işçi kadınların hepsi aynı ortak sorunu yaşıyor: Örgütsüzlü, hayat pahalılığı, sözlü ve fiziksel taciz, krizle birlikte kötüleşen çalışma koşulları

‘Seçimi çok az bir farkla kaybettik ama mahallede çok fazla kadına ulaştık, onlarla yan yana geldik ve desteklerini sağladık...’

22 Kasım'da Boğaziçili kadın ve LGBTİ'ler "kampüslerden sokaklara çıktık, erkek devlet şiddetine, yoksulluğa, savaşa, gericiliğe, LGBTİ+fobiye karşı yaşamak istiyoruz!" sloganıyla buluşuyor!

6 yıl önce Suriye’deki savaştan kaçarak Adana’ya gelmiş çocuklarıyla Hena. Korku dolu olsa da geçmişi hiç unutmuyor, ama en büyük hayali kendisi ve çocukları için güzel bir gelecek kurmak.

Çeşitli işkollarında çalışan kadınlar, işyerlerinde karşılaştıkları mobbingi ve bunun hayatlarını nasıl etkilediğini Ekmek ve Gül’e anlattılar.

Magarsus, toprak üzerindeki mülkiyetin kime ait olduğu sorusunu işlerken emeğin kim tarafından üretildiğini ve kim tarafından gasbedildiğini de sergiliyor.

Hiç kitap okumadığını, tatile gitmediğini, tiyatro ve sinema salonu görmediğini söylüyor: 'Kendim için, Hamdiye için bu yaşa kadar hiçbir şey yapmadım.'

İnsanlığın öfkesini, aşkını, müstehcenliğini ifade ettiği en eski yollardan biri duvar yazıları. Filiz Gür, duvar yazılarını, insanın öfkesini ve arzularını yazdı.

Yaşanabilir kentler, kentte yaşayanların ihtiyaçlarını temel alan yerel yönetimler ile mümkün olacak.Bunu da hayatın her alanında kurduğumuz, kuracağımız örgütlülüklerle başarabiliriz ancak...

Ayşe Tokyaz’ın öldürülmesi, kadınların yaşam hakkının tek adam rejiminde nasıl yok sayıldığını gösteriyor.

Doğayı yağmalayan, emeğimizi sömüren, bedenimizi yok edip varlığımızı hiçe sayan türümüzün sömürgenlerine karşı birleşmek, örgütlenmek ve aynı hedefe hep birlikte hareket etmek zorundayız.

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği 2024 yılı için bir rapor yayımladı. Rapor kadınların dayanışmaya ve örgütlü mücadeleye nasıl ihtiyacı olduğunu gösterdi.

AKP'li kadınlarla sohbetimizin gösterdiği çok önemli şeyler var; Kadınlar yaşamlarından memnun değil, krizin faturasını ödemekten bıkmış ama çözümü de kendinde görmüyor.

Bizi bu şartlarda çalıştıran patronlar ve hükümet asgari ücrete karar verecekler. Sendikalar yine ses çıkarmayacaklar ve biz yine sefalet içinde yaşayacağız.

Kadınlar Ormanı Melisa Kesmez’in çevirisiyle yayımlanmış bir Jennifer Clement yapıtı. Sonsuz bir yoksulluk ve çaresizlik ortamında böylesi bir yaşama umut olmaya çalışan anne ve kızlarının romanı.

Barutçu Tekstil işçisi kadınların grevinde öğrendi Emel mücadeleyi, dayanışmayı, kendini var etmeyi... Şimdi ise tüm işçi kadınlara sesleniyor: ‘Örgütlü olduğumuzda her şeyi başarabiliriz.’

Her türlü zor koşula, engele ve baskıya rağmen 297 gün ısrarla devam eden bir kararlılıktı bu. Hem ulusal hem uluslararası alana yayılan, işçilere, emekçilere, kadınlara umut olan bir kararlılık...

Editörden