Örgütlü mücadeleye inandık, kazandık…
Adana’da Mar&Bit Konfeksiyon patronunun fabrikayı kapatarak işçilerin alacaklarını gasbetme girişimine karşı mücadele eden ve kazanan kadın işçilerden Nurten Yiğit yazdı.

Direnişe çıkan ve kazanan Mar&Bit işçisi kadınlardan biriyim. Hakkımızın hiçe sayılmak istenmesine karşı nasıl kazandığımızı, kimler sayesinde hakkımızı aldığımızı ve ne olursa olsun bize yalnız bırakmadıklarını gururla tekrar tekrar anlatmak istiyorum. Çünkü gerçekten bu duygu, bu sevinç çok başka bir şey ve bunların hepsinin birer kahramanları var. Hepsine tek tek ne kadar teşekkür etsem az. Asıl meselemize dönmeden önce, siz siz olun hiçbir şekilde size destek olanları yarı yolda bırakmayın derim.

Adana Yüreğir’de faaliyet yürüten Mar&Bit Konfeksiyonu’nda çalışırken 6 Şubat depreminden sonra iş başı yaptığımızda patronlar ani bir şekilde, “İş yerini kapatıyoruz ve artık iş yapamıyoruz” dedi. Tazminatlarımızı ve yıllık izin haklarımızı sorduğumuzda ise bize gülünç bir rakam teklif ettiler. Öyle gülünçtü ki sadece yıllık izin haklarımızın bile çok çok altında… “Bu tekliften başka teklif veremeyiz” diyerek üstüne üstlük bizleri tehdit ettiler. Vermiş oldukları rakamları kabul etmediğimiz takdirde buradan hiçbir şey alamayacağımızı söylediler, “Gerekirse iflas gösterir, burada bize ait ne varsa hepsini başka yere taşırız, isterseniz mahkemeye verin ama oradan da hiçbir sonuç alamayacaksınız” karşılığını verdiler. Bizler bütün tehditlerine ve gözdağlarına rağmen durmadık, haklarımızın neler olduğunun bilincindeydik, hakkımızı alma yolunda ilk etapta avukata başvurduk, bu başvuru sonucunda bizlere arabulucu yoluyla yine düşük bir ücret dayatıldı. Patronun vermiş olduğu teklifi kabul etmeyeceğimizi söyledik, daha sonra bazı arkadaşlarımızın aracılığıyla Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası Birtek-Sen ile tanıştık. Bizlere her türlü desteği sunacaklarını söylediler, toplantılara katıldık, eylemler yaptık bunların sonucunda sesimizi duyurduk.

NASIL KAZANDIK?

Patronlar tekrar arabulucu yoluyla tekliflerini yükseltip yapmış olduğumuz eylemlere son vermemizi istediler, bizler tabii bu teklifi de kabul etmedik. Çünkü hakkımızın o kadar olmadığını biliyorduk ve kararlıydık, hakkımızı almadan durmayacaktık. Patronlar bizlerin durmayacağını anlayıp tek tek ulaşmaya çalıştı. Patronların ilk etapta tehditlerine inanıp korkan, zor durumda olan birçok arkadaşımız gülünç olan teklifi kabul etti. Altını çizerek şunu belirtmek istiyorum ki teklifi kabul eden arkadaşlarımız bilinçsiz değillerdi, fakat zor durumda kaldıkları için kabul ettiler, çünkü 6 Şubat depreminden sonra birçok iş yeri depremden dolayı uzun süre kapalıydı bu şekilde mağdur olmuşlardı. Ancak arkadaşlarımızın kimi daha sonra tekrar bize katıldı. Direnişin başında en önde olur bu süreçte patronla anlaşan arkadaşlarımız da oldu. Onlar sendikamızı karalarken, kendilerine inanmadığımızı dile getirdik. Bizler Sendika Başkanı Mehmet Türkmen, avukatlarımız Tugay Bek ve Sevil Aracı’ya inandık ve güvendik. Aynı şekilde onlar da bize inanıp güvendi. Kalmış olduğumuz yerde daha güçlü bir şekilde devam edeceğimizi belirttik, 26 Mart’ta eylem kararı aldık. 25 Mart’ta yönetim sendika avukatlarımızla iletişime geçti, işçilerin hakkı neyse verileceğini söylediler. Biz de kıdem, ihbar ve yıllık izin olmak üzere bütün haklarımızı istediğimizi söyledik, avukatlarımız büyük bir özveriyle bizim için çabaladı ve sonunda biz kazandık. Sonunda zafer bizimdi. Bu zaferi kazanmamıza vesile olan herkese çok teşekkür ederiz. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül