Sömürü ve tarikat arasında sıkışan hayatlar
Ayla’ya yardımcı olmak istediğimizi, gerekirse dava açıp takipçisi olacağımızı belirttiğimizde ailesinin ve eşinin baskılarından çekindiği için şu an bir şey yapamayacağını söyledi.

5 yıldır bir plastik fabrikasında çalışan Ayla* çalışma koşullarının zorluğu yüzünden, iki hamileliğinde de düşük yapmış. Ayla’ya hem geçmiş olsun demek hem de çalışma koşullarını konuşmak üzere Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak ziyarette bulunuyoruz.

4 senelik evli olan Ayla, her hamileliğinde şefine ve müdürüne çalışma yerinin değiştirilmesi talebinde bulunmuş. Daha hafif işlerin yapıldığı bölüme geçmek istediğini söyleyen Ayla’nın talebi başta kabul edilse de bölümü değiştirilmemiş. Hatta ilk düşük yaptığı zaman kanaması başladığında şef “İşler çok yoğun şu an seni yollayamam” demiş. Ayla şefle tartışmış. Şef “Rapor yazarlar sana, kim bilir kaç gün gelmeyeceksin, işler aksayacak. Böyle olacaksa çıkışını ver, uğraşmayalım bir daha” demiş. İlk düşükten sonra tekrar hamile kalmış ve tekrar düşük yaşamış. Aynı sorunları yine yaşamış. Ayla’nın eşi ve ailesi ise düşük sonrası bebekler için “Kaderi yokmuş yaşamaya” demişler.

ÇALIŞMAK İÇİN EŞ VE AİLE ONAYI

Ayla ve ailesi bir tarikata mensup. Hatta eşiyle de bu tarikat sayesinde tanışmış. Ayla, işe başlamadan önce tarikattan izin almışlar. Tarikatta yer alan ve ‘abla’ dediği kadınlar “Eşinin onayı yoksa çalışamazsın, önceliğin kocandır, onun sözü artık namusundur” demiş. Eşi ise “Ben kabul ederim ama annemin ve babamın rızasını alman lazım” dediği için sırasıyla herkesten onay almış ve çalışmaya başlamış. Ancak ‘ablaları’ bu sefer de “Eşinden fazla maaş alamazsın, ondan üstünmüş gibi olamazsın, bu eşine saygısızlıktır” demiş. Tarikattakiler, eşi ve ailesi yaşadıklarını kader olarak adlandırırken Ayla “İki defa düşük yapmam kader değil, benim üstümden para kazananların hırsı yüzünden. Benim çocuk doğurmama engel oluyorlar, çünkü eğer ben hamile kalıp devam edersem onların işine yaramaz hale geleceğim. Bize reva görülenler onlar daha çok kazansın diye. Önemsenmiyoruz, çocuk yapmak istediğimizde evlatlarımızdan oluyoruz” yorumunu yapıyor. Ayla’ya Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinden bahsedip yardımcı olmak istediğimizi, gerekirse dava açıp takipçisi olacağımızı ve dayanışma göstereceğimizi belirttiğimizde ise ailesinin ve eşinin baskılarından çekindiği için şu an bir şey yapamayacağını söylüyor. Ayla gibi yüzlerce kadının söz hakkı yok hükmünde. Kadınlar kendilerine dayatılan zorbalığın karşısında hakkını arayamaz haldeler, hak aramak için aile onayı almak zorunda bırakılıyorlar.

*Kadın işçinin ismi güvenlik nedeniyle değiştirilmiştir.

Fotoğraf: Unsplash