DEÜ işçileri birliği ile kazandı
DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde 1300 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi işçiler açısından önemli kazanımlarla sonuçlandı. İşçiler TİS sürecindeki deneyimlerini yazdı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi sağlık işçileri olarak toplu iş sözleşmemizi yeni imzaladık. Yönetimin yüksek hakem tehdidinden dolayı bir kaos yaşamış olsak da özellikle sosyal haklar açısından başarılı bir TİS’e imza attık. Kamu Çerçeve Protokolü’nün getirdiği ekle maddi kazanımlarımız da yüzümüzü güldürmedi diyemeyiz. Ancak TİS tek başına her şey değilmiş, bir kez daha gördük.

Neden derseniz, her şey çok pahalı. Peynirin kilosu 250 lira, et olmuş 300 lira. Kiralar gerçekten uçuyor. Yol parası zaten malum. Bu arada toplu sözleşmede istediğimiz yol ücretini de kazandık, söylemeden geçmeyeyim.

Diyeceğim o ki pahalılığa karşı mücadele etmediğimiz, yoksulluğa son vermediğimiz sürece maaş artışları da işe yaramıyor. Toplu sözleşme görüşmeleri başladığında yoksulluk sınırı 25 bin lira iken şimdi yaklaşık 32 bin lira oldu. Aldığımız zamlar yüzde oranı olarak kulağa hoş gelse de insanca yaşamımıza yine yetmiyor.

Kazanımlarımız arasında bizi en mutlu eden maddelerden biri ücretli refakatçi izni. Çocuğumuz evlendiğinde, bir hastalık durumu olduğunda izin kullanabileceğiz. Doğum sonrası bir yıl ücretsiz izin hakkı yeniden kabul edildi. Örgün eğitim yardımı maddesi ilk kez alındı, Terfi Kurulu maddesini de (görevlendirme belgesi olmadan işçinin iş yeri ve görevi esaslı suretle değiştirilemez) kazandık. Hatta 4857 No’lu İş Kanunu’nu delip oy birliği ile vardiya sisteminin belirlenmesi maddesi de sözleşmede geçti. Böylece bir gün dolu bir gün boş şeklinde çalışıp evimize, çocuklara daha çok zaman ayırabileceğiz, dinlenebileceğiz.

Aslında en büyük kazanımımız örgütlü mücadele deneyimimiz oldu. Artık işçiler örgütlü mücadelelerini yıpratmaya çalışan diğer işçilere karşı duruyor. Yüksek Hakem Kurulu tehdidine karşı işçi arkadaşların hemen bir araya gelmesi çok güzeldi. Deprem dayanışması sürecindeki birliğimiz de bizi birbirimize yakınlaştırmıştı. Daha çok kaynaştık ve dayanışmanın coşkusunu ve gücünü yaşadık.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül