Kız çocuklarının hayatını karartmaya kimsenin hakkı yok!
13 yaşında zorla, kendinden çok büyük biriyle evlendirilen Gülseren Bahadır, müftülere nikah yetkisi veren tasarıya çok öfkeli: “Düşün kız çocuklarının yakasından” diye isyan ediyor.

Kız kardeşlerim,
Müftülere, il ve ilçe belediyelerinin yanında, nikah kıyma yetkisi veren yasayı meclise indiren hükümeti kınıyorum, protesto ediyorum. Bu, kadınlara yapılabilecek en büyük kötülük. Doğuracağı sonuçlar bakımından çocuk gelin sayısını misliyle artıracaktır.
Çocuk gelinlerin, çocuk yaşta evliliklerin ne kadar ağır ve kalıcı travmalar yarattığını, hayatı nasıl cehenneme çevirdiğini, yaşayan biri olarak, sizinle paylaşacağım. AKP Hükümetinin insan hakkı, kadın hakkı ihlallerinde sınır tanımayan tavrına karşı başta kadın örgütleri olmak üzere tüm duyarlı çevreleri birlikte hareket etmeye, bu karar geri çekilene kadar mücadeleye davet etmek istiyorum.
Ben de 13 yaşında evlendirilen çocuk gelinim. Evliliğin anlamını bile bilmezken, başka biri olmaya zorlanmak, hiç istemediğin şeyleri yapmak zorunda kalmak, uyum sağlamanın mümkün olmadığı bir hayat, daha ötesi tecavüz, işkence ve ağır depresyonlar, içine düştüğün durumdan kurtulamamanın verdiği çaresizlik duygusu ve intihar girişimleri... Ta ki, devrimci çevre ile daha yakın ilişki içine girmem, çalışıp ayaklarımın üzerinde durup sonrasında evlendirildiğim adamdan boşanma sürecine kadar...
Bütün bunları anlatmaya çalışırken tüm her şeyi yeniden yaşadım. Hayata tutunma şansınız çok az, ölümle yaşam arasında karar vermek... Sonuç, uzun bir mücadele ve boşanma... Sonra yaşadıklarımı sorgulama dönemi; ailemle hala barışık olamadım mesela. Sayısız kereler tecavüzüne uğradığınız kişiden çocuklar doğurmak zorunda kalmanın verdiği olumsuz duygular ve o çocuklara anne olabilmek... Üç çocuğum var; tek başına çocukları büyütmeye çalışmak, olumsuzlukların ortasında kalmış çocuklarımın yaralarını sarmaya çalışmak...
Yaşadıklarımı yazmaya çalışırken gözlerimden akan yaşlar... Yaşadığım acıların tarifi imkansız.
Aradan geçen yıllar acıları sarmıyor, her şey dün gibi. Ki, ben şanslı sayılırım, bu beladan çıkış yolu bulabildim. Ya bulamayanlar? Bu cehennemi yaşamak zorunda kalanlar?
Başka kız çocuklarının bütün bunları yaşamasını asla istemem, gücüm yettiğince karşı çıkarım. Bu iktidarın politikalarını, kadın politikalarını kabul etmiyorum, onaylamıyorum ve bu politikalara karşı tüm kadınları birlikte mücadele etmeye çağırıyorum... Kız çocuklarının hayatını yok etmeye, karartmaya kimsenin hakkı yok. Avazım çıktığı kadar bağırarak, itiraz ediyorum. Yeter artık! Düşün şu kız çocuklarının yakasından.

İlgili haberler
Bizim dengemizi bozmayınız

Bizi birbirimizden ayıranın, bizi birbirimize bağlayanın ne olduğunu tüm çarpıcılığı ile anlatan gün...

Mücadeleyi yükseltme zamanı!

Kadınlar, sırf giyim kuşamları, oturuş kalkışları nedeniyle şiddete maruz kaldıkları bir dönemde bu...

Hem kadın haklarına düşman, hem ayrımcı

Çocukları işe alınacak diye AKP’ye oy veren Afife teyze, hem erken yaşta evlilikten hem de kumadan ç...