KÜLTÜR SANAT

Ülker abla nasıl kurtulur?

Eserlerinde hayatın içinden kadın karakterlerin hikayelerini esprili, akıcı bir dille anlatan Seray Şahiner, yeni kitabı ‘Ülker Abla’ ile şiddetten kaçan kadınların hayata tutunma öyküsünü anlatıyor.

Ginko Kitap'tan Ekmek ve Gül okurlarına özel kampanya!

Ekmek ve Gül okurlarına Ginko Kitap işbirliği doğrultusunda hazırlanan Ekmek ve Gül kadın kitaplığı seti yüzde 50 indirimli. Kupan kodu için bizimle iletişime geçin.

‘Fabrikalar ipek boyar genç kızların kanıyla… Haydi hay!’

Bursa'dan Nermin, Grev filmini izledikten sonra ona hatırlattıklarını bugünle bağını kurarak anlatıyor: 'Bu film, birlikte hareket edersek başaramayacağımız hiçbir şeyin olmadığını hatırlatıyor.'

Maid: Alex tek başına kalmadı hiç!

Alex aslında bizden biri: Hep susturulan, bir şekilde gitme cesareti bulamayan. Zaman zaman düşen, geri adım atan ama sonunda yalnız olmadığını gördüğünde başı dik duran kadınlardan biri.

Bir Çerkes hikayesi: Kızların Efendisi

Kızların Efendisi: Yatalak anne babasına olan yükümlülüğü nedeniyle evliliğinden vazgeçen Saaret Batgiray ile Çerkeslerde hiç evlenmemiş kızların hikayesine bir kapı aralanıyor.

Zuhal’in yönetmeni Nazlı Elif Durlu: Hem her yerdeyiz, hem hiçbir yerdeyiz

58. Antalya Altın Portakal Film Festivaline Zuhal filmiyle katılan tek kadın Yönetmen Nazlı Elif Durlu’yla: Dinlemek bence çok önemli. Peşin yargılarda bulunmamak, dinlemek ve anlatmak tabii ki…

‘Anlaşılmaz’ kadınları anlamak...

Vahşete verilen olağan tepki onu akıldan çıkarıp atmaktır. Sosyal anlaşmaların belli ihlalleri, yüksek sesle söylemek için fazlasıyla korkunçtur; bunun kelime karşılığı “dile getirilemez”dir.

Almanya’ya işçi göçünün 60’ıncı yılı| Kadınların gözünden göç

Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün 60’ıncı yılında Yönetmen ve Senarist Didem Şahin, Göçmen İşçi Nermin’in hayatına odaklanan ‘Acı ve Tatlı’ ile kadınları beyaz perdeye taşıdı.

Köksüz Maryam

Maryam ürkütücü sakallara sahip olan bir adamın geç işareti yapmasıyla yaşamının başlangıç noktasına yeniden dönerken Afgan bir bebek daha göç yolculuğuna çıkamadan izdihamda ezilerek ölebiliyor.

Kafamızda gürleyen bir fırtına: Suzy Storck

Bugün binlerce kadının içinde gürleyen bu fırtınaya tanığız, evlerde tek başınayız belki ancak bunu yaşayanın sadece Suzy olmadığını da biliyoruz.

Evladı için mücadele etmiş güçlü bir kadın: Celile

Nazım Hikmet’in annesi, Ressam Celile Hanım. Yaşamını bilinmezliklerden çekip çıkarmaya çalışan Kadıköy Halk Tiyatrosunun oyunu Celile, bir annenin evladı için sürdürdüğü yürekli mücadeleyi anlatıyor.

Bizimkisi üç kuşak kadının göç hikayesi

Türkiye’den Almanya’ya göç hikayelerinin anlatıldığı ‘İş ve Göç: Buradan Hikayeler’ sergisi 13 Kasım’da açılacak. Sergide bir köşesi olan Nevriye Koç Cerit de göç hikayelerini Ekmek ve Gül’e anlattı.

Ve kızlar annelerinin kaderini yaşar mı?

Çiğli’den bir işçi kadından öykü: ‘Ne olursa olsun kızlar annesinin kötü kaderini yaşamamalı ve çocuklar her zaman sevgiyle büyümeli. Sevgiyle büyümeli ki geleceğe umutla bakabilmeli…’

Kim bu yalancı?

Show TV ekranlarında geçtiğimiz hafta başlayan “Yalancı” adlı dizi daha ilk bölümden ülke gerçekleriyle yüzleşemeyen bir televizyon dizisi olarak yalancının kim olduğunu işaret ediyor.

Ceylan

O esvaplar kirli, bu ev kirli temiz olan dışarıdaki hayat, avuçlarımla kazıp kuracağım bir yaşam vardı artık. Şehirlerde fabrikalar vardı. O kitaplardaki gibi, işçi kadınlar, atölyeler vardı...

Sunar’ın genç kalemleri kadına yönelik şiddete dikkat çekecek

Adana'dan Sunar Nuri Çomu Lisesi okul dergisi “Sunar’ın Genç Kalemleri” yeni sayısını kadın sorununa ayırdı. Derginin yeni sayısını Melisa Durak ile konuştuk.

11 yılda ne değişti?

Başak Belhan, Bölge belgeselinde çalışma kamplarına benzeyen serbest bölgelerdeki kadın işçilerin anlattıklarıyla, Ekmek ve Gül'de sözlerine tanık olduğumuz kadın işçiler arasındaki bağı anlatıyor.

Overlokçu

‘Valla çok hoşuma gitti. Sanki bir aileyi ifade eder gibi demedi mi ya… Bu rezil atölyeye bir çatı koydu o laf, gözüme bir an güzel göründü bura!’

Fotoğrafçı Diane Arbus kimdir?

Arbus, marjinalleştirilmiş grupları normalleştirmek ve tüm insanların uygun şekilde temsil edilmesinin önemini vurgulamak için çalıştı.

Bayreuth Müzik Festivali'nin 145. yılında orkestrayı ilk kez bir kadın yönetti

Bayreuth Müzik Festivali, Uçan Hollandalı operasıyla başladı ve 145 yıldan beri ilk kez orkestra şefliğini bir kadın, 43 yaşındaki Oksana Lyniv yaptı.