Sema Kaygusuz öyküleriyle yakın geçmişe götürür bizleri. Okurunu şaşırtan, sürprizli öyküler değildir bunlar. İnsanı sarsan, benimsediğimiz kalıpları sorgulatan, sınırları zorlayan öykülerdir.

Sema Kaygusuz’un 2ooo yılında yayımlanan ve yayımlandığı yıl Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü alan ‘Sandık Lekesi’ isimli kitabını okuduğumda birbirinden bağımsız on üç öyküden ve içimizden seçtiği, her an karşımıza çıkabilecek kahramanlarından çok etkilenmiştim.
Sema Kaygusuz öyküleriyle yakın geçmişe götürür bizleri. Okurunu şaşırtan, sürprizli öyküler değildir bunlar. İnsanı sarsan, benimsediğimiz kalıpları sorgulatan, sınırları zorlayan öykülerdir. Öykülerinde şaşırtmaca ve sürpriz olmasa da okuru sıkmayan, zorlamayan gizem ve şüphe vardır. Tek bir cümle ile bazen ipucu verir, bazen kuşku yaratır.
Öykülere ayrı ayrı baktığımızda ortak bir temaya rastlanmaz. Taşra ve şehir öyküleri gibi bir ayrımda yapamayız. Kitapta yer alan ‘Engereğin Oğlu’ ve ‘Oğul’ köy hikayeleridir. ‘Tacettin’ Beyoğlu’nda, ‘Küllük’ ise Amerika’da yaşanan bir olayı anlatır.
Öykülerde zaman belirsiz diyebiliriz. Kimi öykülerde mevsim, ay ya da gün içindeki saat verilir. Ancak geçtikleri yıllara ait net bir bilgi yoktur. Sadece son öykü Kırlangıç’ın doksanlı yıllarda olduğunu tahmin edebiliriz.
Kaygusuz mekânın farklılığını da ustaca dile yansıtır. Beyoğlu’nda korkak bir kabadayıyı ele aldığı Tacettin isimli öyküsünde argo bir dil kullanmıştır. Sahnelemeleri ile film tadı veren Tacettin kitabın beğenilen öykülerindendir.
Yine kitabın sevilen öykülerinden biri olan Engereğin Oğlu, köyün en temiz, en uğurlu, en sessiz evinde yaşayan Ziver’in oğlu Azen’in elinde can veren engerek yılanını konu eder. Ayrıca öyküde ‘s’ harfinin baskın olarak kullanılmasıyla yılanın çıkardığı sese de gönderme yapılmıştır.
Kitabın ilk öyküsü Ortadan Yarısı’nda, karnında çıkan yarayla günden güne çürüyen Ömer Bey ve yıllarca ona sıkıntı veren kocasına sahte bir üzüntü duyan Gülümser Hanım Teyzeden bahsedilir. Yaradan yayılan ‘öfkeli kokunun’ tasviri ise tüm duyuları harekete geçirip, insanın yüzünü buruşturmasına neden olur.
‘Elif’in E’ sinde, geleneksel aile yapısında aslında erkeğin gücünün göstermelik olduğu ve kadının zekâsını kullanarak erkeğe istediğini yaptırdığını ve bunu da sanki erkek istemiş gibi göstererek aile içindeki huzuru ve dengeyi sağladığı mesajını bulabilirsiniz.
Son olarak Sema Kaygusuz’un Sandık Lekesi kitabında bana en çok dokunan Aşkâr adlı öyküden kısa bir bölümü paylaşmak isterim.
“Gülsüm ağzına kadar dolu kazanı tek koluyla çekiştirip kızın dizlerine yaklaştırdı. Canan, anasının tombul ayaklarına baktı sonra. O etli ayakların kaygan taşlara nasıl da sağlam bastığını gördü. Arası açık ayak parmaklarının her birinin bir kanca gibi nasıl da yere yayılıp yapıştığını, o kara topukların koca kadını taşımak için nasıl da çatır çatır yarıldığını gördü.”

SEMA KAYGUSUZ KİMDİR?
Sema Kaygusuz öykü ve roman türünde eserler vermiştir.
1972 yılında Samsun’da dünyaya gelen yazar Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü mezunudur. Öğrencilik yıllarında, radyo oyunu, koreografi ve tiyatro alanlarla ilgilendi. İlk öyküleri Kitap-lık, Adam Öykü, Varlık, Düşler Öyküler dergilerinde yayımlandı. Hazırladığı ilk dosya, Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü’ne (1995), ikinci dosya ise 1996 Gençlik Kitabevi İkincilik Ödülü’ne değer bulundu. Ancak, ödül alan bu iki dosya, kitap olarak yayımlanmadı. 2016 yılında ise Barbarın Kahkahası adlı romanıyla 71. Yunus Nadi Ödülleri’nin roman dalında birinciliğe layık görüldü. Ortadan Yarısından (1997), Sandık Lekesi (2000) ve Doyma Noktası (2002) adlı öykü kitapları yayımlandı. Sandık Lekesi adlı kitabıyla 2000 yılında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü kazandı.
İlk romanı Yere Düşen Dualar edebiyat çevrelerinden çok iyi eleştiriler almış, Fransa, İsveç, Norveç ve Almanya’da da yayımlanmıştır.
ESERLERİ:
-Ortadan Yarısından (öykü)- 1997
-Sandık Lekesi (öykü)- 2000
-Doyma Noktası (öykü)- 2002
-Esir Sözler Kuyusu (roman)- 2004
-Yere Düşen Dualar (roman)- 2006
-Yüzünde Bir Yer (roman)- 2009
-Kara Duygun (anlatı)- 2012

İlgili haberler
Charles Dickens’ın gölgesinde kalmış bir kadın: Öt...

Catherine Dickens bir yazar, aktris ve çok iyi bir aşçıydı ama bütün meziyetleri evliliği yüzünden g...

GÜNÜN ÖYKÜSÜ: Kum gibi

“Annem kitap okumazdı. İşi, gücü temizlik. Bizi, iki kızını sevmeye vakti yoktu. Ev, onun komuta ala...

Ceylan’a feryada ortak olan şarkılar

Bu şarkılar Ceylan gibi çocukların hikayeleriyle tanışılmasına vesile oluyor. Evladının etrafa savru...