öykü
![Kusura Ayna kitabının yazarı Didem Kazan Sol: Masalların büyüsünü seviyorum](/storage/images/VtpyJipTQg7bNDOYq4MFKDQ8In2vE6R28MzgyEa6-t.jpeg)
Didem Kazan Sol, kadın öykücü, öğretmen, anne, kardeş ve pek çok sıfat sahibi. 2022 yılı sonunda İthaki Yayınlarından çıkan ilk öykü kitabı Kusura Ayna’yı, kendini, hayallerini Ekmek ve Gül’e anlattı.
![Ev kedisi ‘Sokak’](/storage/images/jcy263myJPcWimMwbjj1hUTYyNCHhfg6NylAxUym-t.jpeg)
‘Kavram kargaşasının belirgin, kanlı canlı örneğiydi Itır! Bir uçtan bir uca yaşamaktı onunkisi!’
![Çiçek](/storage/images/kY3wg681vc3TKEOCKwUeUYeWWUdKGF3gRKCVbICv-t.jpeg)
Hiçbir şey bıraktığı gibi değil Çiçek’in! Ne insanlar ne arabalar ne çevre ne de para!.. Bütün kavramlar gözünde başka! Çağdışı derler ya hani, yirmi yıl sonrasına ışınlanmak gibi!..
![Sonu olmayan hikayeler](/storage/images/awDSeP8BKkCqP4BY9eIgeTZ3p4Pc0ZuVQ6xfjcvR-t.jpeg)
Asker uğurlamaya gönderdiği erkek arkadaşının arabasından sarkarak ‘Pis Suriyeliler evinize’ diyerek yaptığı orta parmak hareketini düşündü. Utancından parmağını saklar gibi ellerini büzüştürdü...
![GÜNÜN ÖYKÜSÜ: Geçmiş mi?](/storage/images/5Si3YdBnMZsqiNQkHFy4iCYFj2fHqIA50wYxK7ug-t.jpeg)
Dibe vurmak güzeldir değil mi? Çakılırsın yere sonra yavaş yavaş çıkarsın yukarı doğru. Yani eğer bir tanrı varsa böyle olmalıydı.
![Ve kızlar annelerinin kaderini yaşar mı?](/storage/images/Qc7r8Ywic06IxrgtdVjGrRfPqDlXKfEvQn5DOVMl-t.png)
Çiğli’den bir işçi kadından öykü: ‘Ne olursa olsun kızlar annesinin kötü kaderini yaşamamalı ve çocuklar her zaman sevgiyle büyümeli. Sevgiyle büyümeli ki geleceğe umutla bakabilmeli…’
![Ceylan](/storage/images/iv5LMYdfS35OOIXsO3mUnGS0soWgvICZ1CY9oY8i-t.jpeg)
O esvaplar kirli, bu ev kirli temiz olan dışarıdaki hayat, avuçlarımla kazıp kuracağım bir yaşam vardı artık. Şehirlerde fabrikalar vardı. O kitaplardaki gibi, işçi kadınlar, atölyeler vardı...
![Overlokçu](/storage/images/1RrrvULmwxUljY6Xki8GVwautADDeGf2SpgmWBnz-t.jpeg)
‘Valla çok hoşuma gitti. Sanki bir aileyi ifade eder gibi demedi mi ya… Bu rezil atölyeye bir çatı koydu o laf, gözüme bir an güzel göründü bura!’
![Döneceğim Matta!](/storage/images/8EM3OuaVCtkhVBR36nLaYti4n1iGCLROtDVB1w2p-t.jpeg)
Evet Matta yok artık, sanırım en çok bunu söyledim kendime… Yok’u öğrendim, yok olmayı, yok olana alışmayı, yokluğu, yoksulluğu, yokuş çıkmayı, yokuş aşağı yuvarlanmayı… Türkçede böyle ifade ediliyor.
![23 kadın yazarın gözünden Şehir Söner Biz Yanarız-Pavyon Öyküleri](/storage/images/K2725HtEkqwrhZxtRjuSBXueVrO5QNq4vGa7xiXw-t.jpeg)
Şehir Söner Biz Yanarız’ın yazarlarına sorduk… Öykülerini nasıl yazdılar? Pavyon için ne düşünüyorlar?
![Pavyon Öyküleri: Bastırılmış merak ve dürtülerimizle yaşıyoruz](/storage/images/jRXIJT8zdbx8tTv14nGELX5qrpvSb4hWSBimHAL2-t.jpeg)
23 kadın yazar yazdı bu kitabı. ‘Burası hayatın arka kapısı…’ denilen pavyondan çıkan öyküler, 23 kadından Pavyon Öyküleri… Münire Çalışkan Tuğ, öykülerin derleyicisi Süreyya Köle ile söyleşti.
![Havva’nın günü](/storage/images/jk8mm3mzyrUwQAW0qC9beybDmjIaCHsMcJpqmEGq-t.jpeg)
Git git yükselen seslere yöneldi. Kadınlar, birbiriyle kol kola girmiş yürüyorlardı sıra sıra. Her yaştan kadınlar varsa da çoğunluğu genç kadınlardı… Bedenlerinde inatçı bir karşı duruş vardı.
![Gerçek özgürlük](/storage/images/9yUhKLk1WAZWbbi5V3tnzV44Hw5bEux0BLya7HkM-t.jpeg)
İzmir’den tekstil işçisi Sanem Lamekan Ekmek ve Gül’de kadınlara kaleme aldığı öykü ile sesleniyor: ‘Bir kadın hem fikren hem de ekonomik anlamda özgür olmalıydı. Her anlamda topluma karışmalıydı…’
![İkinci şans](/storage/images/NQHKc3QTYaQZ3fVcJiXRBY91s3cO0zj3Xg7G8H82-t.jpeg)
‘Aşındırmadığı hastane, umut ışığı aramadığı doktor kalmadı. ‘Kız çocuğuydum ne de olsa aynaya bakmaktan korkmamalıydım.’ Öyle derdi, her hayal kırıklığımda.’
![Sıcak, samimi, direngen öyküler: Yaftalı Köyün Delisi](/storage/images/9GYiRXj054TEL2ndPq01XCD7ELet3ptMyFfs1K9X-t.jpeg)
Yaftalı Köyün Delisi, Ayşe Gümüş Çoban’ın ilk kitabı. Zorlu bir hayatın hay huyu içinde, içindeki yazma aşkını hiç kaybetmemiş bir kadının bir kitabı doğurma hikayesi bu…
![Ağlama Reyhan](/storage/images/fJY0GzFmT6u2rl2oDcHcHNuT5NclcGJGNSy0wRT5-t.jpeg)
Yıllar sonra duydum: Reyhan aşık olduğu Hüseyin ile evlenmiş ve mutlu bir aile hayatı yaşıyordu. Doğup büyüdüğü güzel şehrinden de hiç ayrılmamıştı. Peki, annesine ne olmuştu?
![Düğün kimin düğünü](/storage/images/e748225b44c2da6c8a4cd065696ac446.jpg)
‘Sonunda dayanamayıp gün ışıyınca dışarı atmış kendini. Ağaçların, güllerin altında kukusuna seslenmiş. Sonunda ümidini kesip oturmuş bir ağacın altına. Ben cahildim bilemedim, düğün seninmiş.’
![Bana ne anası ölmüş bebekten!](/storage/images/YI1snXrFLMs4V575Gr3QAw6Eqx3BXYmTYSgbxIon-t.jpeg)
Dün karnımdan bütün vücuduma yayılan acıyı yeniden tüm vücudumda hissetmeye başladım. Sırtımı onlara dönüp başımı yastığa gömdüm. ‘Bana ne anası ölmüş bebekten!’ diyerek ağlamaya başladım.
![Hanımlık, hatınlık işleri](/storage/images/Ele3dIK1dROeIcvRzwmpOCjVwlYxP5O7TWnQ8r7b-t.jpeg)
‘İki çocuğunla bir de kendine aşık mı bulacaksın? Evlen de çocuklarının yükü ikiye bölünsün. Hem bu son kısmet yağlı, seni işe bile göndermez evinin hanımı yapar.’
![‘Sennur Sezer sınıfımızdaydı, yine sınıfımızda, hep olacak sınıfımızda’](/storage/images/VmT94xH2LwTGL3nQggiCb49NWwliMyc6s9Cz1TUp-t.jpeg)
Sennur Sezer Emek-Direniş Öykü ve Şiir Yarışmasının özel öykü ödülünü alan Özlem Keskin ile söyleştik...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.