kitap tanıtımı
'Bir kereden bir şey olmaz' değil, bireysel ve toplumsal kötülükler o bir kereye sessiz kalmakla başlar.
Yazar bu eserde yalnızlık, yoksulluk, göçmenlik, ırkçılık, kürtaj, ötenazi, sevgi, adalet konularını bir çocuğun gözüyle işler. Yoksulluk dramatize edilmeden, tüm yalınlığıyla aktarılır.
'Çiğdem bir gün Şebnem’i arar, zor durumda olduğunu söyler, ondan bir söz vermesini ister. Ama bu sıradan bir istek, öyle böyle bir söz değil. Ölümüne bir söz.'
Kadın hakları temalı Olay eserinde kendi yaşamı üzerinden kürtajı cesurca, tarafsız bir şekilde aktarır. Yüzyıllardır süregelen cinsel sömürüye dikkat çeker...
'Yazar, tüm detayları sade bir dil ve çarpıcı imgelerle ortaya serer. Büyük bedeller karşılığında elde edilse de özgürlük de vardır hikayelerinde. Mahalle baskısı, emek sömürüsü de...'
‘Belki de yazarın amacı sadece sorular üzerine düşündürmek, kadınların hayatlarında travma yaratan olayların nedenleri üzerine kafa yormamızı sağlamaktır.’
Biter mi memlekette iş kazaları; yoksullar için çile, kadınlar için taciz tükenir mi? Kocası iş kazasında görme duyusunu kaybedince, ipi Yıldız göğüsler. Ama nasıl… Ne karşılığı, ne bedeller ödeyerek…
'Güçlükle kazanılmış bir hayat benimki. Bağışlanmış değil!' diyor ya yazar, hangimizinki bahşedilendir? Hayatlarımızın kazanımları, söke söke aldıklarımızdan ibaret değil midir?
'Cicero’nun Dostluk Üzerine eseri bencilleşen dünyada, yalnızlaşan insanlar açısından mutluluğun kaynağı niteliğinde... İnsan sosyal bir varlık. Biri ötekine muhtaç.'
İlya Ehrenburg, Tröst eserinde Amerika’da kapitalizmin gelişmesini, tröstün etkinlik alanlarının genişlemesini taşlama, yergi ile anlatır. Mizahın da yer aldığı eser okuyucuyu öfkelendirir, güldürür,
'Annie Ernaux Bir Kadın’da annesiyle ilişkileri özelinde bir kadını anlatır. O aslında yeryüzündeki bütün kadınlardır. Zaman geçse de gelenek, görenek, coğrafyalar değişse de o özünde hep anne kalır.'
Evet kitap yolculuğumuz Selahattin Demirtaş’ın Leylan eseriyle ötekileştirilenlerin yürek yarasına...
‘Romanda koca ortaya çıkmıyor ama Ülker Abla için hep bir tehdit unsuru. Sürekli tetikte olma hali. Bu hali en iyi kadınlar bilir.’
'Hangi yaşta olursa olsun insan bir kez İnci’yi okuduktan sonra yaşama farklı bakar ve asla bu insanlık dramını unutamaz.'
'Hiçbir değer ve ölçünün var olmadığı, insanlık erdeminden vazgeçildiği, aklın ve yüreğin sustuğu; kör, hayvani güdünün hükmettiği günler, günler... Son sayfa bir barış tiradı, bir çığlıktır adeta.'
"Hani derler ya 'Yalan dünya, her şey boş. Dünya malı dünyada kalır. Ne kadar varlıklı olursan ol, iki metre bezle gidersin.'. Bunların hepsi koca bir yalan. Özünde nasıl yaşarsan öyle ölürsün."
Jostein Gaardner’in Portakal Kız eseriyle yolculuğumuz varoluşu, yaşamın anlamını sorgulamaya, kısacık da olsa yaşadım diyebilmenin güzelliğini fark etmeye doğru olacak.
'Anayasaya bağlıyız dediler, kutsal kitap üzerine yemin ettiler. Sonrasında o da neymiş dediler. Vatan, millet, din, yerli, milli, beka dediler. Her istediklerini yaptılar ... Nasıl, tanıdık mı?'
Kendisine biçilen rolü üstlenmek istemeyen, kendinin ne olduğunu sorgulayan kadınlar için Uyanış...
Claire Keegan, bu eserde aile, sevgi, karşılıksız verme, ebeveyn temalarını işler. Aile ve çocuk ilişkisini akıcı bir dille düşündürür.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.